2017’nin en iyi 10 yerli filmi

Sinema yazarlarından oluşan 10 kişilik jüri, 2017’nin en iyi yerli filmi olarak Reha Erdem’in yönettiği ‘Koca Dünya’yı seçti. Ceylan Özgün Özçelik’in ‘Kaygı’sı ikinci, Pelin Esmer’in ‘İşe Yarar Bir Şey’i üçüncü oldu.

1. Koca Dünya – Reha Erdem
Büyümenin ve koca bir dünyanın içinde yolunu bulmanın, ayakta kalmanın zorlukları… Reha Erdem imzalı yapıt özellikle görsel açıdan olağanüstü bir sinema deneyimiydi.

2017’nin en iyi 10 yerli filmi

2. Kaygı – Ceylan Özgün Özçelik
Unutmak… Onca acıyı, onca yaşananı, onca kanayan yarayı… Ceylan Özgün Özçelik, ilk uzun metrajlı çalışması ‘Kaygı’da, bellek yoksunu bir toplumun panoramasını çiziyor, öyküsünün ucu ‘Madımak katliamı’na uzanıyor ve genç yönetmen, aynı zamanda günümüz medyası ve kentsel dönüşüm gibi ara durakları da sorguluyordu.

3. İşe Yarar Bir Şey – Pelin Esmer
2017’nin en iyi 10 yerli filmi
Farklı kültürlerin, farklı sınıfların, farklı yaşların temsilcisi iki kadın… Ve onların bir tren yolculuğunda başlayan ve bambaşka yönlere evrilen serüvenleri. Pelin Esmer imzalı ‘İşe Yarar Bir Şey’, özellikle iki başrol oyuncusu Başak Köklükaya ve Öykü Karayel’in performanslarıyla da etkileyici bir çalışmaydı..

4. Sarı Sıcak – Fikret Reyhan
Geleneksel bir çiftçi ailesinin genç üyesi, bir tür yırtmak ve kendi geleceğinin kaderini tayin etmek için çabalar. Genç yönetmen Fikret Reyhan imzalı ‘Sarı Sıcak’, etkileyici bir çıkışsızlık hikâyesini anlatıyordu.

5. Körfez – Emre Yeksan
Evliliğini bitirdikten sonra ailesinin yanına, İzmir’e dönen genç bir adamın yaşadıklarını, arkaplandaki kenti etkileyen bir felaketin izleri eşliğinde anlatan film, ezilenlerin üst sınıfa ait hayat alanlarını ele geçirmesine dair bir alegori olarak da tanımlanabilir.

6. Yol Ayrımı- Yavuz Turgul
Yavuz Turgul imzalı ‘Yol Ayrımı’, Mazhar adlı bir işadamının geçirdiği kazanın ardından acımasız yanlarını bırakarak iyi bir insana dönüşmesini anlatıyordu. Öykü bir büyük burjuvanın portresini çizerken gündelik hırslar içinde kaçıp giden anlara ve mutluluklara vurgu yapıyor ve Şener Şen’i yedi yıllık bir aradan sonra seyirciyle buluşturuyordu.

7. Buğday-Semih Kaplanoğlu
Distopik bir hikâye eşliğinde genel insanlık hallerine ‘inanç’ açısından bakan film, iki ana karakteri gibi seyircisini de bir ‘Tasavvuf’ yolculuğuna çıkarıyordu. ‘Buğday’, mesajını ideolojik bakışınıza göre kendinize yakın ya da uzak bulacağınız ama reji, teknik, atmosfer ve görsellik açısından kayıtsız kalınamayacak bir çalışma olmuş.

8. Kedi- Ceyda Torun
Ceyda Torun imzalı belgesel önde minik dostlarımız, arkaplanda ise kentin silueti, gündelik hayatı, kimi mahallelerindeki dinamikleri ve kuşbakışı kadrajları derken ‘Kedili bir İstanbul’ tasvirine soyunuyordu. Kimi bölümlerde ‘Kedi boyu’ hizasında tutulan kamerayla sağlanan çerçeveler de, filme özel bir derinlik, anlam ve gerçekçilik kazandırıyordu.

9. Taş-Orhan Eskiköy
Yıllar önce kaybolmuş oğullarının geri dönüşünü çaresizce bekleyen bir aile… Küçük bir köy ölçeğinde, bir toplum panoraması çizen yapım, inançlar üzerinden gelişen bir öyküye göz kırpıyor, yönetmen Orhan Eskiköy’ün sağlam rejisiyle de etkileyici ve şiirsel bir tada ulaşıyordu.

10. Tarla-Cemil Ağacıkoğlu
Borç batağına girmiş bir adamın, memleketteki tarlayı satmak için baba ocağına yaptığı yolculuk ve burada aile fertleriyle yaşadığı hesaplaşma… Sistemin çarkları arasında dağılmak durumunda kalan bireylerin çıkışsızlığını anlatan bir çalışmaydı ‘Tarla’.

FİLM JÜRİSİ
Atillâ Dorsay (T24), Emrah Kolukısa (Cumhuriyet), Kaya Özkaracalar (İleri Haber), Murat Erşahin (Arka Pencere) ,Murat Özer (Arka Pencere), Nil Kural (Milliyet), Olkan Özyurt (Sabah), Şenay Aydemir (Gazete Duvar), Tunca Arslan (Arka Pencere Mecmua), Uğur Vardan (Hürriyet).

Kaynak: Hürriyet