20. yılında başlangıç noktası olan Berlin’e dönen Redbull Music Academy için geçen hafta Berlin’deydim. Yerleşkesini Almanya’nın en önemli stüdyolarından olan Funkhause’a kuran akademi, bu yıl Türkiye’den Akkor, Robogeisha ve Loradeniz’i ağırlıyor.
Köklü bir üniversite haline gelen Redbull Music Academy, adının hakkını veriyor. Çünkü katılımcılar, 2.5 hafta süren program boyunca dünyaca ünlü eğitmenlerin derslerini dinlemenin sonucu olarak akademi mezunu kabul ediliyor. Bitmedi, bir de kariyerleri boyunca akademinin kendilerine arka çıkması var…
Bu yıl 5 haftalık akademi 2 döneme ayrılmıştı.
İlk dönemin öğrencileriyle gittiğimiz etkinliklerin ilki, Marko Nikodijevic ve Robert Henke’nin Ensemble İntercontemporain ile yaptığı konserdi.
Dakika bir, akademinin 2008 mezunu Hüseyin Evirgen karşımdaydı.
Viyana’dan Berlin’e taşınan Evirgen, mezun olduğu akademiye dönmüş ve kendisiyle aynı dönem mezun olan Alex Tsiridis (Rhyw) ile ortak çalışmaları “Cassegrain”ı tamamlamış.
Tekno’nun 30 yılı isimli partide çalmadan önce de konseri izlemeye gelmiş.
Ders verenlerden bir diğer isim Nina Kraviz’di.
Rus DJ, 2005’tea vize alamadığı için Amerika’da katılamadığı akademi derslerine 2006’da katılabilmişti.
Minnet dolu bir ifadeyle anlattı hikayesini, müziğinde önemsediklerini, hiçbir alet kullanmayı bilmemenin en başta kendisi için nasıl da avantaj olduğunu. Uygulamalı süren dersinde öğrenciler asite ve teknoya doydu.
Aynı gün Janelle Monae söyleşisi vardı.
Monae’nin söyleşisi için gittiğimiz eski kabare Delphi’yi hıncahınç dolduranlar onun müziği, yeni sinema filmleri, akıl hocası Prince’i, son albümü Dirty Computer’ı, turnesini ve mensup olduğu Wondaland’i dinledi.
Uygulamalı derslere katılamasak da olsun…
Yazının devamını okumak için tıklayın