Kendini güncelleme yeteneği, enerjisi, hayat iştahı ve öğrenme aşkı karşısında etkilenmemek mümkün değil. O hiç eskimiyor, yaşlanmıyor, aksine bence gün geçtikçe gençleşiyor.
Çünkü o Ertuğrul Özkök!
Sinir uçları hep açık ve hayatı, bütün radarlarıyla takip ediyor. Seveni var, sevmeyeni var ama hakkını da teslim etmek gerekiyor.
Ben Özkök’ü ne zaman görsem, hep yeni bir şeyler anlatıyor. Yeni bir kitap, New York Times’da okuduğu ilginç bir makale, keşfettiği yeni bir şarkı, Netflix’te yeni bir dizi, dünyada yeni bir moda ya da felsefe akımı, sanatta bir yenilik… O kadar geniş bir ilgi alanı ve bitmez tükenmez merakı var ki, insan şaşkına dönüyor.
O, bundan 9 yıl önce yayın yönetmenliğinden ayrıldı ve o günden bu yana ülkenin en çalışkan muhabirlerinden biri. Sizi bilmem ama ben onun iktidarının oturduğu koltukta değil, kişiliğinde gizli olduğunu şu geçen son 9 yılda çok daha iyi anladım. Özkök her yerde, her zaman var olur, sonsuza kadar çalışır, üretir ve fark yaratır. Yaşsızlığın, tutkunun ve deli merakın kanıtı gibidir.
O, sorulmayan soruları soran (Kimin aklına “Tanrı kaç yaşındadır?” diye bir soru gelir, onun geliyor), gidilmeyecek yerlere giden, sürekli kendini geliştirmenin yollarını arayan ve hayatın hakkını vererek yaşayan adam…
Yazının devamını okumak için tıklayın