Sanatın bölgesel ve küresel kıpırtıları – Kudret Sönmez

Çek – Fransız Yazar Milan Kundera’nın romanı “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği”, 1968 Çekoslavakya’sında yaşanan bir takım sarsıcı olayları başarıyla dallandırıp budaklandıran bir başyapıttır. Aynı zamanda sinemaya uyarlanmıştır… Bu yazımda, önce filmini izleyip sonra romanını okuduğum eserin temasına doluşan “Prag Baharı”, “Sovyet İşgali” ve felsefi hikâyeleri anlatmayacağım.

Sadece, bu romanın adını deforme edip bir iki kelam edeceğim, o kadar… Pandemiden, koronavirüsten, maskeli durumlardan, yasaklardan çokça söz ettik ya yaklaşık 2 yıldır!.. Bu süreçte yaşadıklarımız, “Covid-19’un dayanılmaz ağırlığı”, “Zorunlu mesafenin yabancılaştıran uzaklığı”, “Vefatların acı veren yalnızlığı” gibi ifadeleri sıraladı aklıma… Son günlerde malûm virüsün akıbetine dair iç açıcı haberler gelmeye başlayınca da ifadelerim mutasyona uğrayıp “Aşının şifalı umudu”na dönüştü. Bir de “Sanatın dayanılmaz hafifliği”yle salgılanan düşüncelerim, yeniden başlayan etkinliklerde sanat dostlarıyla yüz yüze gülüştü.

***

Adana Ressamlar Derneği Kaman Sanat Galerisi, yeni mekânında sanat dostlarını ağırladı… 16 Haziran Çarşamba günü saat 14.00’te açılan karma resim sergisinde, 13 ARD üyesi ressamın çeşitli tekniklerle yaptıkları serbest konulu tabloları yer aldı. Ayşe Nihan Uğuz, Çiğdem Özgür, Gülden İnkaya, Gülden Özkurt, Hatice Özşahin, Meral Soylu, Muzaffer Özge Eren, Melahat Sabancı, Nurdan Kayacı, Süheyla Tümöz, Seher Özcan, Tevfik Gökdemir ve Tezcan Ballı Çardak’ın resimleriyle renklenen etkinlik hakkında Adana Ressamlar Derneği Başkanı Hüseyin Yılmaz şu görüşleri dile getirdi:

“Pandemi sürecinde, birçok insan gibi plastik sanatçıları da kendilerini iyi hissetme arayışı ile resim yaptılar, kitap okudular ve farklı etkinlikler denediler… Sanatçı, yaptıklarını izleyici ile paylaşmaktan onur ve haz duyar kuşkusuz. Dernek olarak bu psişik ihtiyacı karşılamak adına ‘12 Ressam’ ve ‘Haziran Sergisi’ adlı sanat etkinliklerinin önemli olduğunu düşündük. Şu an sunumda olan ‘Haziran Sergisi’ başlıklı etkinliğimiz, 26 Haziran 2021 tarihine kadar sunumda kalacak. Ve sonrasında başka sergilerle, etkinliklerle sanatseverleri buluşturmaya devam edeceğiz.”

 SANATTAKİ TEKNOLOJİK GELİŞMELER

Yılmaz, sanat dünyasındaki küresel gelişmelerle ilgili olarak da şunları söyledi:

“Sanat yapamaya çalışan her insan kendine, ‘Niçin sanat yapıyorum?’ gibi önemli bir soruyu mutlaka sorar. Ardından, sanatçının zihninde bu sorunun cevabına götürecek onlarca yeni soru ve kuşkular belirir. Bu sorular ve kuşkular karşısında dehşete düşüp mutsuz olmak da olasılıklar arasındadır.

Yaşadığımız gelişmiş teknoloji çağında, sanat akımları ve yeni sanat disiplinleri oluşum süreçleri 20-30 yıldan 5 yıla inmiştir. Son on yılda oluşunu hatırladıklarım; dijital sanat, metamodern, güncel sanat, disiplinler arası sanat ve kripto sanat NFT… Örneğin Sanatçı Mike Winkelman, medyadan duyduğumuz kadarıyla, kripto sanat NFT kolaj eserini 69.4 milyon dolara satmış. Maurizo Cattelan, müze duvarına bantlanmış ‘Komedi’ adını verdiği eserinin 120 bin dolara satılması haberiyse, ister istemez insanı ‘Bu dünyada neler oluyor?’, ‘Benim yaptığım sanat mı?’ şüphesine düşürüyor. Hızına yetişemediğimiz, bilincini tam kavrayamadığımız sanat dünyasında gelişmelere rağmen sanat yapmak ve tüketmek zorundayız. Ruhsal psişik estetik doyum ihtiyacımız her şartta ve zaman diliminde binlerce yıldır devam ettiği gibi var olmaya devam edecektir.”

Teknoloji hızlansa da, yavaşlasa da sanat yolu insanların maddi ve manevi gidişatlarına açık tutuluyor… Ve dünyadaki her gelişme, sanal da olsa, bölgemize yansıyor.