Konser Tarihi : 25 Ekim 2024
Konser Saati : 20:00
Konser Salonu : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
KONSER PROGRAMI
- I. TCHAIKOVSKY : FAIRY TALE
- A. MOZART : SENFONİ No: 41
Şef : CEMİ’İ CAN DELİORMAN
Solist : ALEXANDER BOLDACHEV “arp”
CEMİ’İ CAN DELİORMAN
Doğum yeri ve tarihi : 1984, Eskişehir
Türk orkestra şefi.
Avusturya‘da orkestra şefi eğitimi aldığı sırada Türkiye’nin en genç orkestra şefi unvanını aldı.
2010-2017 arasında Devlet Çoksesli Korosu‘nu yönetti; 2017’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) yardımcı şefi, 2020’de ise CSO genel müzik direktörü oldu.
13 yaşında iken Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın Keman Bölümü’ne girdi; Ezgi Gönlüm Yalçın’ın öğrencisi oldu. Keman eğitiminin son üç yılında orkestra şefliği üzerine yoğunlaştı; Sami Hatipoğlu ve Burak Tüzün’den şeflik dersleri aldı.
17 yaşındayken Borusan Kocabıyık Vakfı’nın sağladığı eğitim bursu ile Viyana Müzik Üniversitesi‘nin orkestra şefliği hazırlık sınıfında şeflik çalışmalarına başladı. Yuji Yuasale orkestra şefliği, müzik pedagogu Reinhard Amon ile piyano ve müzik teorisi çalıştı. Graz Müzik Üniversitesi orkestra şefliği bölümünde Martin Sieghart’ın orkestra şefliği sınıfından mezun oldu.
Öğrenciliği sırasında Viyana Filarmoni Orkestrası‘nın ve Singverein Korosu’nun şeflik seminerlerine katıldı ve Singverein Korosu şefi Johannes Prinz ile koro şefliği alanında düzenli olarak çalıştı.
Yüksek lisans eğitimi için ABD’ye gitti. New Jersey eyaletinin Princeton şehrinde bulunan Westminster Korosu Koleji’nde Joe Miller ve James Jordan ile çalıştı. Westminster Senfonik Korosu ile Lincoln Center, Carnegie Hall gibi ünlü konser salonlarında sahneye çıktı. Şef Kurt Masur ile Mendelssohn‘un, Die erste Walpurgisnacht kantatı, 21. yüzyılın önemli müzisyenlerinden Pierre Boulez ile Gustav Mahler senfonileri üzerine çalıştı. Yüksek lisans derecesini Graz Müzik Üniversitesi Orkestra Şefliği Bölümü’nde tamamladı. Gustav Mahler’in Diriliş Senfonisi üzerine tezi, 2013’te Almanya’da Akademiker Verlag tarafından kitap olarak yayınlanmıştır.
Deliorman, 2010’da Devlet Çoksesli Korosu tarafından Ankara‘ya davet edildi ve kurumun sanatçıları tarafından şef olarak seçildi.
2010-2017 arasında şefliğini yaptığı koro ile birçok uluslararası müzik festivaline katıldı.
Uluslararası Walter Strauss Şeflik Çalıştayı, Ulusal Koro Eseri Beste Yarışması gibi projeleri gerçekleştirdi.
2012- 2013 konser sezonunda Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası‘nın şef yardımcısı olarak; 2015-2017 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi Oda Orkestrası’nın müzik direktörü olarak görev yaptı. Anadolu Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi gibi eğitim kurumlarında konuk öğretim üyesi olarak çalıştı.
2017 sezonundan itibaren Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yardımcı şefliği görevini üstlendi; şef Rengim Gökmen‘in görev süresinin dolması üzerinde 2020- 2021 konser sezonunda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefi (müzik direktörü) oldu.
ALEXANDER BOLDACHEV
Doğum tarihi ve yeri: 21 Ocak 1990, Saint Petersburg, Rusya
İsviçre’nin Zürich kentinde yaşayan bir müzik bestecisi, aranjör, öğretmen ve virtüöz arpçıdır.
Japonya’da 2018 “Aoyama Müzik Ödülü” nün sahibidir.
Boldachev müziğiyle, ABD, Japonya, İngiltere, İtalya, İsviçre, Belçika, Bulgaristan, Rusya ve Fransa’da birçok ödül aldı. Boldachev aynı zamanda Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosu’nda konuk solist ve Salvi Harps’ın resmi sanatçısı, “Zürih Arp Festivali” nin kurucusu, Rusya ve İsviçre’de çifte vatandaşlığa sahiptir.
Boldachev Irina Sharapova ve Alexander Vladimirovich Boldachev’in çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi, Saint Petersburg Konservatuarı’nda profesör , Rusya Federasyonu’nun değerli sanatçısı ve babası, Blockchain ve Semantik Sistem konusunda uzmanlaşmış bir filozof ve gelecek bilimcidir.
Boldachev, 1997 yılında Karina Maleeva’nın yanında arp ve Svetlana Lavrova’nın yanında müzik kompozisyonu eğitimi almak üzere Saint Petersburg Konservatuarı’na girdi.
Boldachev 2005 yılında Zürih’e taşındı ve Zürih Sanat Üniversitesi’ne katıldı ve burada sırasıyla Catherine Michel & Sarah O’Brien, Mathias Steinauer & Felix Profos ve Marc Kissóczy’den arp performansı, kompozisyon ve orkestra şefliği dallarında dereceler aldı.
Boldachev, üç yaşında erken yaşta annesinin rehberliğinde piyano öğrenmeye başladı. 1996 yılında altı yaşındayken arp ve piyanoda ustalaştı ve aynı yıl ilk müzik eserini besteledi.
1996′ nın sonlarında Boldachev, solo kariyerine Saint Petersburg’daki “Çocuk Noel Festivali” nde bir performansla başladı ve burada festivalin açılışını Sergei Slonimsky’nin kendisi için özel olarak yazdığı besteyle yaptı.
Boldachev, 1999 yılında Litvanya Devlet Senfoni Orkestrası ile ilk solo çıkışını yaptı ve Vilnius’ta George Frederic Handel’ in Arp Konçertosu’nu seslendirdi .
2000 yılında Dünya Arp Kongresi’ne katılarak Felix Godefroid Arp Yarışması’nda ilk ödülünü kazandı.
2001 yılında Paris’te Fransız arp sanatçısı Catherine Michel’ in yanında eğitime başladı.
Boldachev 2003 yılında Britanya’nın “Brilliant Prodigies” ödülüne layık görüldü ve bu ödülü alan İngiliz olmayan ilk yarışmacı oldu.
Müzik ve kültür alanındaki başarılarından dolayı 2005 yılının sonlarında Avrupa Kültür Vakfı’nın Pro “Europa – Kültür Ödülü” ne layık görüldü. Ödülü dönemin Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer takdim etti.
Boldachev, Burning Man , Gstaad Festivali, Spoleto Müzik Festivali, Davos Festivali, Festival Müzikal Olympus, Mozart + Bravo Ödülü, Moskova Uluslararası Müzik Evi ve Saint Petersburg Müzik Evi’nin projeleri dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası festivalde sahne aldı.
2015’ten beri “Rusya uluslararası müzik yarışması Nota Bene” ‘nin jüri üyesidir.
Boldachev, 2016 yılında Rus tiyatro yönetmeni Kirill Serebrennikov ile Moskova’daki Gogol Center’da Alla Demidova ile besteci, müzik yönetmeni ve icracı olarak “Kahramansız Bir Şiir” adlı sahne oyunu için işbirliği yaptı.
Boldachev, 2017 yılında Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosu’nda davetli solist oldu ve performansı da dahil olmak üzere Tugan Sokhiev yönetimindeki birçok etkinlikte sahne aldı. Aynı yıl arp üreticisi Salvi Harps ile klasik ve elektroakustik enstrümanların resmi sanatçısı olarak anlaştı. Boldachev, Royal Academy of Music ve The Royal Conservatory of Music dahil olmak üzere çeşitli Avrupa, Amerika ve Asya üniversitelerinde solo konserler verdi ve ustalık dersleri verdi.
2018 FIFA Dünya Kupası açılış töreninde Boldachev, kendi bestesinden oluşan bir arp solosu seslendirirken Robbie Williams ve Aida Garifullina ile sahneyi paylaştı.
Boldachev’in müzik tarzı, arp repertuarının klasik müzikle popüler modern müziğin yorumlanmasının birleşimiyle genişletilmesine dayanıyor .
İki solo albüm çıkardı ve çeşitli oda müziği albümlerine katkıda bulundu. Otuzdan fazla orijinal arp eseri besteledi ve arp için yüzün üzerinde nota müziğinin transkripsiyonunu yaptı.
Boldachev, Rus kemancı Alexander Kuznetsov ile ilişki kurdu ve “Game of Tones” adında bir müzik ikilisi kurdu.
Müzikleriyle 2015 yılında İsviçre “Prix Walo” ödüllerine layık görüldü.
PYOTR ILYICH TCHAİKOVSKY
Doğum adı : Pyotr İlyiç Çaykovski
Doğum tarihi ve yeri : 7 Mayıs 1840, Votkinsk
Ölüm tarihi ve yeri : 6 Kasım 1893, Sankt – Petersburg
Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisidir.
Senfoni, opera, bale, enstrümantal ve oda müziği ile şarkı gibi birçok tarzda eser vermiştir. Günümüz klasik müzik repertuvarında yer alan en popüler konser ve gösteri müziklerini yazmıştır.
Çaykovski orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Müziğe karşı erken yaştan itibaren yatkınlık göstermesine rağmen devlet memuru olmak için eğitim almıştır. Ailesinin istememesine rağmen müzik alanında kariyer yapmayı seçerek 1862 yılında Sankt-Petersburg Konservatuvarına girdi ve 1865 yılında buradan mezun oldu. Bu formül, Batı’ya yönelik eğitim Çaykovski’yi döneminin Rus Beşleri olarak bilinen ve genç Rus bestecilerden oluşan ulusalcı akımından ayırmıştır.
Her ne kadar önemli başarılara imzasını atmış olsa da duygusal anlamda kendini hiçbir zaman güvende hissetmemiş ve yaşamı boyunca kişisel krizlerle karşılaşmış ve dönem dönem depresyona girmiştir. Özel hayatındaki hengâmeye rağmen ününü günden güne artırmış, Çar tarafından yaşam boyu maaşa bağlanmış ve dünya çapında konser salonlarında eserleri takdir görmüştür. Ani ölümüne kolera salgınının sebep olduğu söylense de bazı kaynaklar bunun intihar olduğunu ileri sürmüştür.
Dünya üzerinde konser izleyicileri arasında çok popüler olmasına rağmen Çaykovski zaman zaman eleştirmenler, müzisyenler ve besteciler tarafından sert eleştirilere maruz kalmıştır. Ancak günümüzde önemli bir besteci olduğu konusunda artık bir şüphe kalmamıştır. 20. yüzyılın başında ve ortalarında batılı eleştirmenler Çaykovski’nin müziğini bayağı bulmuşlar ve gerisinde bir düşüncenin yatmadığını öne sürmüşlerdir. Ancak bu küçümseme zamanla ortadan kaybolmuştur.
Çaykovski beş yaşında piyano dersi almaya başladı. Üç yıl içinde öğretmeni kadar yetkin bir şekilde müzik okuyabilecek kadar yetenekli bir öğrenciydi. Anne ve babası müziğe karşı olan yeteneğini çok destekliyordu. Özel hoca tutmanın yanı sıra bir org almış ve piyano çalışması konusunda şevk vermişlerdi.
Ancak ailesinin müzik yeteneği karşısındaki arzuları kısa zamanda köreldi. 1850 yılında aile Çaykovski’yi Sankt-Petersburg‘da bulunan İmparatorluk Hukuk Okuluna göndermeye karar verdi. Bu okul daha çok küçük soylu ve seçkin tabakanın çocuklarına hitap ediyordu ve öğrencilerini devlet memuru kariyerine hazırlıyordu. Okula giriş yaşı 12 olduğu için Çaykovski evinden 1.300 km. uzakta okulun hazırlık sınıfında iki yıl geçirmek zorundaydı. Bu iki yıl geçtikten sonra Çaykovski yedi yıllık öğrenim almak üzere İmparatorluk Hukuk Okuluna geçti.
Çok bağlı olduğu annesini 14 yaşındayken kaybetti ve bu daha sonra eserlerinde bile kendisini gösterecek olan depresif yanının gelişmesine katkıda bulundu. Eğitimini 19 yaşında tamamlayarak devlet memuru oldu. Sonradan Sankt-Petersburg Konservatuvarı’ na dönüşecek yeni bir müzik okuluna 21 yaşındayken kaydoldu. 1865 yılında mezun oldu ve Moskova Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliğine başladı. Bu kurumda çalıştığı 11 yıl boyunca birçok büyük eser yaratan Çaykovski, ilk defa Alınyazısı adlı senfonik şiirde kendi bestecilik üslubunu ortaya koydu: Tutku ve özlem dolu, küçük şarkıları yeğleyen bir üslup.
Kolera salgını sırasında kaynatılmamış bir bardak su içmesi sonucu yatağa düşerek öldü.
WOLFGANG AMADEUS von MOZART
Vaftiz adı : Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart
Doğum : 27 Ocak 1756, Salzburg
Ölüm : 5 Aralık 1791, Viyana
Klasik Batı Müziği’nde Klasik dönemin etkili ve üretken bestekârlarından biridir.
Mozart, olağanüstü yeteneklerini erken yaşta göstermeye başladı. Beş yaşında piyano ve keman konusunda yetkin hale gelmiş, beste yapmaya başlamıştı ve Avrupalı kraliyet ailelerine konserler veriyordu. 17 yaşında Mozart, Salzburg sarayında müzisyen olarak görev yapmaya başladı ama orada tatmin olmayınca daha iyi bir pozisyon aramak üzere seyahatlere çıkmaya başladı. 1781’de Viyana seyahati sırasında Salzburg’daki görevinden ihraç edildi. Bunun üzerine Viyana’da kalmaya karar verdi. Viyana’da daha meşhurdu ama maddi güvencesi daha azdı. En ünlü senfonilerinin, konçertolarının ve operalarının birçoğunu ve Requiem’in bazı kısımlarını Viyana’daki son yıllarında besteledi. 35 yaşında öldüğünde Requiem henüz tamamlanmamıştı. Ölümüyle ilgili ayrıntılar hâlâ tartışma konusudur.
Bestelediği 600’den fazla eserin birçoğu senfoni, konçerto, oda, opera ve koro müziğinin zirve noktaları olarak kabul edilir. Mozart tüm zamanların en önemli klasik bestecileri arasında sayılır ve Batı müziği üzerindeki etkisi çok derindir. Ludwig van Beethoven ilk eserlerini Mozart’ın gölgesinde bestelemiştir. Joseph Haydn, Mozart için “Böyle bir yetenek 100 yıl boyunca bir daha gelmez.” demiştir.
En önemli esin kaynaklarından biri Johann Sebastian Bach’ tır. Bach’ın eserleri birçok kez Mozart’ın esinlendiği eserler olarak gösterilmiştir.
Türklerin Avrupa’da moda olduğu o yıllarda, Mehter ritminden esinlenen Mozart, 11 numaralı La Majör Piyano Sonat’ının (K. 311) 3. bölümünde “Ronda alla Turca” (Türk Marşı)’nı besteler. Ayrıca Viyana’da Türk elçinin kızı Zaide adına opera besteler.
Dünya tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük müzik dehasının sadece 35 yıllık bir ömür yaşaması ve bu ömüre 626 ölümsüz eser bırakması, kendisi belki de müzik dünyasının en büyük kazançlarından biri olsa da kısa ömrü de müzik dünyasının en büyük kaybıdır.
Mozart’ın müziği, Haydn’ınki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir. Çalışmaları, o dönemin tarzını değiştirmiş ve barok tarzı ile de karışımını sağlamıştır. Mozart’ın kendine ait tarzı klasik müziğin tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir besteciydi, hemen hemen her türde müzik yazardı. Bunların arasında senfoni, opera, solo konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kentet ve piyano sonatları da vardır. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano konçertosu Mozart’ın tek başına geliştirdiği ve popüler ettiği bir türdür. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında ayin müzikleri de vardı ve birçok dans müziği de besteledi; divertimenti, serenadalar ve diğer hafif eğlenceli türlerde…
Mozart ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği hafızasına bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de oldukça fazla olmasından dolayı, nadir bir tecrübe koleksiyonu edindi. Londra’da bir çocuk olarak J. S. Bach ile karşılaştı ve müziğini dinledi. Paris, Mannheim ve Viyana’da da buradaki bestekârlarla karşılaştı. Muhteşem Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan açılışları ve opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi, gelişiminde önemli bir rol oynadı. Londra ve İtalya’da galant tarzı o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına bir tutku, vurgulara önem veren, hâkim ve ana notanın üstündeki dördüncü ve altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle ve açık bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok’ un karmaşık tarzına bir tepkiydi. Mozart’ın ilk çalışmaları, İtalyan uvertürleriydi. Diğerleri J.C. Bach’ın eserlerine oldukça benzerdi ve başkaları da Viyana’daki eserlerin değişik bir şekilde vurgulanmasıydı. Mozart’ın en tanınan özelliklerinden biri de belli bir düzenin uyumuydu; sesin yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu ama Mozart, bunu değiştirerek uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini sağlamıştı. Mozart’ın Phrygian anlayışı da bunu gösterir.
Mozart olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha uyarlamıştır. Örnek olarak, 29. Senfoni’nin La Majör (K. 201)’ünde kontrpuana ait iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu, ilk hareketinde ve düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773’teki bazı kuartetleri fugal finalleri vardır ve büyük olasılıkla Haydn’dan esinlenmiştir.
Daha sonraki operalarında da enstrümanların, orkestranın, ton renginin psikolojik ve duygusal hisleri ve dramatik geçişleri ifade edebilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde çözülemeyecek seviyede karmaşık bir şekilde orkestrasını kullanması, orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş ve daha sonra da opera olmayan eserlerinde de görülmüştür.
SENFONİ No: 41 K.551 Do Majör
Besteleniş tarihi : 10 Ağustos 1788 (sanatçının son ve en uzun senfonisidir)
İlk seslendirme tarihi : 10 Ocak 1957 (1791 yılında ölümünden sonra)
Orkestra şefi : Eduard van Beinum
Orkestra : Los Angeles Philharmonic
Senfoniye ad veren kişi : Johann Peter Salomon (piyano için bir düzenleme yapan emprezaryo)
Senfoni; bir flüt, iki obua, iki fagot, iki trompet, Do ve Sol timpani, iki korno ve yaylı çalgılar için bestelenmiştir.
Mozart’ın 41. Senfonisi klasik senfoni formuna uygun olarak dört bölümden oluşmaktadır:
- Allegro vivace
- Andante cantabile
- Minuetto e Trio: Allegretto – Trio
- Finale: Molto allegro
Birinci bölüm Allegro vivace
Yalın bir tema üzerine kuruludur. Erkekçe bir girişin kısa bir süre sonra melodik bir çözüme varışı, kâh mutlu kâh ciddi bir hava içinde işlenişi…
Bu bölümde ayrıca en güzelleri bölümün bitiminde yaylı çalgıların sunduğu tema olan birçok melodi daha vardır.
İkinci bölüm Andante cantabile
Şarkıyı andıran bir temanın acılı ve hüzünlü bir rüya ile sürüşü…
Bu bölüm için “Mozart’ın elinden çıkan en güzel ağır bölüm” nitelemesi yaygındır.
Üçüncü bölüm Menuetto
Sakin, coşkusuz bir dansın oynak bir “Üçlü” ile süslenişi …
Dördüncü bölüm Allegro molto
Mozart’ın beste alanındaki dehasını bir daha açıklayan bir çabanın belirişi, “kahramanlık” simgesi olarak yorumlanabilecek ayrıntılarla örtülü bir verimin yankısıdır.
Zarif bir “Menuetto” yu izleyen, Jüpiter adının nereden kaynaklandığı konusunda ipucu veren, güçlü, etkili bir finaldir.
Taşar ERKOL