Klara Devai’nin anne (sağdan 4.) ve babası (sağdan 3), Adana
Atatürk, cumhuriyeti kurduktan sonra yurt dışından -özellikle Macaristan’dan- birçok akademisyen ve mühendis çağırıyor. Klara Hanım’ın da babası, üniversiteden yeni mezun olmuş ve yeni evlenmiş. Sonra bildiğim kadarıyla ‘Türkiye’de mühendisler aranıyor’ diye bir ilan görüyor. Eşiyle konuşmuş, o da tamam demiş o zaman gidelim. Adana’ya gitmişler, orada bir çitlik varmış ve ziraat mühendisi olarak çalışmaya başlamış. Bir ya da iki sene sonra da artık müdür olarak çalışmaya başlamış.
1930’da Atatürk, bir geziye çıkmış Türkiye’de. Yeni açılan çiftlikleri ve fabrikaları dolaşıyormuş. Adana’daki bu çiftliğe de gidiyor. Gördüklerinden o kadar memnun kalmış ki hemen müdürle tanışmak istiyor ve diyor ki “Burada çok iyi bir iş yapmışsınız, biz şimdi Ankara’da orman çiftliği kuruyoruz, oraya davet etmek istiyorum seni, bize lütfen orada da yardım et.”
Klara Hanım’ın babası “Yok biz gelemeyiz, çünkü benim eşim hamile ve kısa zamanda doğum yapacak (Klara Hanım doğacak), biz Macaristan’a geri dönmek istiyoruz” diyor.
Atatürk ısrar ediyor, “Ben vatandaşlık da vereceğim, geri gitmeyin” diyor. Sonra anlaşıyorlar. Klara Hanım, Adana’da doğduktan sonra Ankara’ya taşınıyorlar. Çiftlik kurulmuş ve orada işe başlamışlar.