İrfan Yalın
İlk babalar günü kutlaması 1914 yılında yani anneler gününün belirlenmesinden sadece 2 yıl sonra yaşanmış.
Ülkemizde de kutlandığı haliyle haziran ayının üçüncü pazarının “Babalar Günü” olarak belirlenmesinde mutlaka anneler günü varsa babalar günü de olsun diye düşünenlerin katkısı olmuştur! İyi ki de olmuş; çünkü “babalık” kavramı tarih boyunca neredeyse tüm coğrafyalarda hüküm sürmüş, imparatorluklara erkini kabul ettirtmiş, toplumları derinden etkilemiş bir olgu! Hele bizim gibi demokratik işlerliği tam olarak oluşmamış toplumlarda, devletin her zaman “baba” konumunda yaşatılarak şefkatten ziyade otoriter bir zeminde “döver de, sever de” şeklindeki bir toplumsal kabul edişe dönüşmesinde baba temasının rolü olmuştur; diye düşünüyorum.
Aslında babalık normu her zaman baskıyı anlatmamış, tarihsel süreç içinde Afrika’nın çok yerinde “bilgelik”, Asya’nın çok kutsal varlıklı toplumlarında ruhani bir kılavuz, dinlerde ilahi koruyucu, bazı kültürlerde de rol model olarak karşımıza çıkmış
Avustralya ve çevresindeki adalarda, Pasifik okyanusunun ücra köşelerinde yaşayan etnik topluluklarda, Asya kıtasının hemen hemen her yerinde baba temasına karşı benzer yakıştırmalar var. Hindistan’dan Çin’e, hatta Japonya’ya kadar bilinen birçok eski uygarlıkta babanın aile içindeki otoritesi hep var olmuş; “baba” teması günlük yaşam ritüellerine girmiş. Hatta bugün bile Hindistanda Brahmanlar içinde, babanın erkek çocukları üzerindeki velayet hakkı yaşam boyunca devam ediyormuş; sadece çocuğun dini bir görev ifa etmesi halinde kalkıyormuş
Tarihsel süreç içinde, farklı dönemlerde ve farklı kültürlerde, toplumsal, söylemsel ve politik olarak yaşatılan bu olgular içinde gerek ataerkillik, gerekse de ataerkillikle işbirliği içindeki iktidar, kapitalizm, militarizm çemberinde deneyimlenen çok farklı babalık biçimleri de yaşanmış. Zaman zaman gerek erkeklik, gerekse de “erkek” özne olma konumlarına “babalık” normu” altında bakmayı amaçlayan bütünsel bir bakış açısı geliştirilmeye çalışılarak, cinsiyet hiyerarşisinin en üstünde bulunan “hegemonik” erkeklik olgusu ile “babalık” kavramı yumuşatılarak daha kabul edilebilir bir hale sokulmaya çalışılmış.
Babalar günü kutlamaları ülkeler arasında farklı nedenlerle farklı tarihlerde kutlanıyor.
Çin halkı, babalar gününde atalarının mezarlarını ziyaret ediyor, yükseklere tırmanıp, geleneksel giysiler içinde kasımpatı çiçeğinden yapılma likör içiyormuş
Çin’in beş bin yıllık babayı kutsal gören, hatta ruhani varlıklar arasına katarak kutsallaştırma düşüncesi tüm Çin topraklarına yayılmış; dualarla birlikte saygı mekanizması içinde her yerde, her çağda ve her etnik kültürde var olmuş. Bu arada söylemeden geçmeyeyim, babanın çocuklarını onların rızasını almaya gerek duymadan satabildiği dönemler de yaşanmış.
Yazının devamını okumak için tıklayın