Bedri Baykam’ın küratörlüğünde Türk çağdaş sanatının 100 yılını anlatan sergi iki mekânda açıldı

Cumhuriyetin 100. yılını kutlayan sergiler arasında en önemlilerinden biri aynı anda iki farklı ama birbirine yakın mekânda, Taksim Sanat ve Piramid Sanat’ta açıldı. İBB Kültür AŞ ve Piramid Sanat’ın işbirliği, Bisse’nin desteği ile düzenlenen “100 Yıl Perspektifinde Sanat: Türkiye’de Modern ve Çağdaşın Serüveni” sergisi, adından da anlaşılacağı üzere sanat ortamımızın 100 yılının izini sürüyor.

Küratörlüğünü Bedri Baykam’ın yaptığı sergide, Türk çağdaş sanatında önemli yere sahip olan sanatçıların sanatıyla bütünleşmesini sağlayan ve sanatsal derinliğini gösteren önemli eserlerden oluşan seçki ziyaretçilerle buluşuyor. Sergi, konumlandığı mekânların haricinde, metrolarda ve şehirdeki çeşitli ekranlarda bizi Ouchhh’un eseriyle de buluşturuyor.

Öte yandan Müze Gazhane’de de Görkem Candan’ın Atatürk heykeli görülebilecek. Sergi, 14 Ocak 2024’e kadar ziyaret edilebilecek. Sergi kapsamında bu haftadan itibaren bir cumartesi Taksim Sanat’ta bir cumartesi Piramid Sanat’ta söyleşiler düzenlenecek.

Bu önemli sergiyi ve Türk sanatının 100 yıllık serüvenini Bedri Baykam’la konuştuk…

‘BOŞLUĞU DOLDURMA İHTİYACI’

  • Sergi kataloğunda da ilk olarak devletin, iktidarın Cumhuriyetin 100. yılına olan kayıtsızlığından söz etmişsiniz. Sergi, bu ilgisizliğe de bir yanıt mı? 

Evet, bir boşluğu doldurma ihtiyacı oldu. 100 yıl sonra Atatürk aydınlanmasına bir teşekkür sunmayı amaçladık. Doğum tarihi 1880’lerle 1990’lar arası 110 yıla yayılan 81 sanatçıdan Atatürk’e bir teşekkür…

  • Bu noktada, eserleri sergide yer almayan sanatçılara da bir değinelim, mesela Osman Hamdi Bey yok… 

Avni Lifij de yok. Çünkü 1923’ten başlayıp bugüne kadar gelen süreci alıyoruz. O yüzden yok. Yoksa katalogda Osman Hamdi var. İleride Türkiye’de sanat diye bir sergi yapılsa o 19. yüzyıldan da minyatürlerden de başlayabilir. Umarım bu sergi, birçok başka toplu bakış arzusunu tetikleyecek.

  • Sergiyi kronolojik bir şekilde de yerleştirmiyorsunuz sanırım…

Hayır. 81 sanatçı için bütün duvarlar kullanılsa da bu sergide olmayı hak eden en az 200 sanatçı var. Belki daha da fazla. Ama yer yok. Ya böyle bir sergi yapılamayacaktı ya da eksikleriyle yapacaktık. Neden eksik yaptığımızı anlattığımızda da herhalde insanlar anlayacaktır. Her dönemden, her kuşaktan sembolik işler alarak yürümek durumunda kaldık.

  • Çok zor olmuştur herhalde.

Çok zor oldu. Ben hafızamdan, gördüklerimden, düşündüklerimden seçtim. Olmayanlar da ruhuyla burada.

 

(Piramid Sanat’ta Koray Ariş’in eseri) 

SERÜVENİN İZİ SÜRÜLÜYOR…

  • Peki, sergi 100 yıllık perspektifi nasıl anlatıyor?

Bir bulvar düşünün… 1923 ile 2023 arası, bu bulvara baktığında yol kenarlarında bütün dönemler, kuşaklar, farklı stiller, farklı medyalar görüyorsun… Sergide fotoğraf da var, video, heykel, multimedya ve resim de… Türk sanatı bütün buralardan nasıl geçti, kendini farklılaştırdı, kendini dönüştürdü ve üretti, bütün bunları insanların hatırlamasını, düşünmesini istedim. Bu sanatçıların birbirini etkileyerek sanat tarihimizi bu noktaya nasıl getirdiğini gençlerin hissetmesini istedim. Çünkü bir genç, üniversite mezunu bir genç “böyle doğdum” zannedebiliyor. Hayır, böyle doğmuyorsun, sen bütün bu geçmişten geliyorsun. Sen bütün bu geçmişe aitsin. Bütün bu geçmiş, üst üste koyulan tuğlalarla oluştu. Esasında sen bunun bir parçası olduğun zaman daha sağlam yere basıyorsun. Kendini geliştirebilecek bir geleceğe daha güvenle bakıyorsun.

Biz Türk sanatçılar olarak yabancı bir sanatçıdan etkilenmiş olabiliriz. Fark etmez. Kendi dünyasında bunlar olurken ya gittiği üniversitede hocası Adnan Çoker’in öğrencisi ya Neş’e Erdok’un ya Yusuf Taktak’ın ya da benim öğrencim… Benim de 40 yıl önce yaptığım resim de belki Fikret Mualla’yla veya Bedri Rahmi Eyüboğlu’yla ilişkili.

Bu sergide özellikle gençlere, bu topraklarda var olan serüvenin nasıl zigzaglardan, birbirini etkileme, dışlama, kucaklama, sürtüşme veya ahenge bürünme, yani bütün bu engebeli arazilerden ya da aşk tünellerinden geçtiğini göstermek istedim.

Benim resimlerimin Picasso’yla alakası yoktur. Ama ben Picasso’yu gördüğümde atölyeme gidip resim yapmak isterim. İyi sanat, bütün sanatçıları tetikler. Bu serginin de böyle bir tetikleyicilik yapmasını istedim.

https://adabul.com/wp-admin/post-new.php