Beyaz perdede gördüğümüz en zengin ve özgün müzik belgeseli / Atilla Dorsay

Beyaz perdede gördüğümüz en zengin ve özgün müzik belgeseli

Öyle klasik bir sanatçı belgeseli beklemeyin… Arada öylesine çok şey gösteriliyor ki…

Çılgın bir haftanın belki en ilginç ve özgün filmi bir belgesel. Brett Morgan’ın hayali, senaryosu ve eşsiz yönetimiyle ve çok zengin bir arşiv içeren Bowie vakfının himayesiyle ortaya çıkmış 240 dakikalık bu film, benim bugüne dek görebildiğim en zengin, sınırsız ve fantastik belgesel olup çıkmış.

Müzik yanıysa rock müziğini ve Bowie’yi biraz olsun bilip sevenler için tarife ihtiyaç duymayan bir hazine. Gerçi kendi adıma Bowie benim gözde müzisyenlerimden biri olmadı. (Ki bunun hikâyesini hazırladığım yeni bir kitapta anlatmaya çalışacağım). Bu yüzden film beni özellikle ilgilendirdi.

Film tümüyle fantastik bir sinema örneği gibi açılıyor, ve gizemli görüntüler dekorunda bize Tanrı, insanoğlu ve onların ilişkisine ünlü filozof Nietzsche açısından bir bakışıyansıtıyor.

FREGMAN LİNKİ

https://www.youtube.com/watch?v=QUvjaPIEIBs

David Bowie 1947 Brixton doğumlu bir İngiliz sanatçısı. Daha 14 yaşındayken model olarak sahneye adım atmış. Gençken son derece yakışıklı, sarışın, zayıf, ince bedenindeki kırılganlığı müziğe ve belagate olan merakıyla sağlamlaştıran kendine özgü bir ikon, bir müzik ilahı. Zaman zaman sahneye ürkünç denebilecek aşırı bir makyajla çıkan, eteğinin altındaki çıplak bacaklarını teşhir eden, hep bir biseksüel izlenimi veren, ama daha çok androjen (cinsiyetsiz) sayılmış, ömrünün sonlarındaysa ‘hayatının kadını’nı bulunca evlenmiş biri.

Ve konserleriyle ünlü. Renkliye karışan siyah-beyaz görüntülerle izlediğimiz, giderek karşımızda tüm boyutlarıyla canlanan, müzik dehası olduğu gibi bir konuşma, fikir yürütme, hayatı yorumlama tutkunu da olan David’i kitleler konserleriyle keşfedip ona tutuluyorlar. O konser mekanlarını dolduran gençlerin -özellikle de kızların- yıllar boyu çekilmiş belgesellerden gelen hali kolay anlatılamaz. Bunun için de konserleriyle bütün dünyayı dolaşıyor: özellikle 70-80’li yıllarda… Kendi deyimiyle “sevgisiz bir aileden gelme” durumunu gidermek için, bir stadyumlardaki büyük kalabalıklarla buluşuyor denebilir.

https://www.t24.com.tr/yazarlar/atilla-dorsay/beyazperdede-gordugumuz-en-zengin-ve-ozgun-muzik-belgeseli,36725