Bugün günlerden Cumhuriyet Kitap!

68 Kuşağı’nın yürekli, öfkeli, devrimci, genç, bilge konuşmacısı, ödünsüz Atatürkçü, Cumhuriyetçi, laik, halkçı, demokrat, insan hakları savunucusu, terörün amansız düşmanı; “Sesleniş”inde “Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi…” diyen, tüm kitaplarıyla bilgimizi özgürlüğümüzü çoğaltmaya, duygu ve düşüncemizi zenginleştirmeye devam eden Uğur Mumcu (22 Ağustos 1942 / 24 Ocak 1993) kapağımızda. Öner Yağcı’nın yazısı… Kitap Dergi, YARIN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte…

‘Daha az Uğur Mumcu’yduk dün/

Daha çok Uğur Mumcu’yuz şimdi’

(Ataol Behramoğlu / “Uğur’a Ağıt Değil Övgü”)

68 Kuşağı’nın yürekli, öfkeli, devrimci, genç, bilge konuşmacısı, ödünsüz Atatürkçü, Cumhuriyetçi, laik, halkçı, demokrat, insan hakları savunucusu, terörün amansız düşmanı Uğur Mumcu (22 Ağustos 1942 / 24 Ocak 1993) kapağımızda.

“Geriye doğru Türk tarihine bakarak düşünüyorum; 1908’lerde yaşasaydım ve kolağası olsaydım, Hareket Ordusu’na katılırdım. 1919’larda yaşasaydım Mustafa Kemal’in yanında Kuvvayı Milliyeci olarak yer alırdım.

Ve tarihe böyle sıcak duygularla bakarsak, İttihatçılar bugün yaşasalardı bizlerle beraber olurlardı, Kuvvayı Milliyeciler yaşasalardı yine bizlerle beraber olurlardı diyorum. Böyle düşünüyorum. Yani İttihatçı bugün yaşasaydı çağdaş, bağımsız, demokratik, sosyalist olurdu; Kuvvayı Milliyeci yaşasaydı, çağdaş, bağımsız, demokratik, sosyalist olurdu.

Ben tarihsel kökene böyle bakıyorum; yoksa Kuvvayı Milliyeciler geldiği zaman, elbette boyunlarında fişekler, başlarında kalpaklarla gelmeyecekler, çağdaş düşüncelerle gelecekler, İttihatçılar da Bab-ı Ali baskınlarıyla gelmeyecekler. Neyle gelecekler? Bağımsız, çağdaş, demokratik toplum özlemleriyle gelecekler” / Cumhuriyet, 16 Mart 1980) diyen genç aydındı Uğur Mumcu.

Ondan bize kalan onurlu yaşamı, ilkeleri, aydınlığımıza sunduğu Uğur Mumcu kitaplığıdır. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag), onun ilkelerini yaşatıyor, tüm yazdıklarını kitaplaştırmak için çaba harcıyor.

um:ag, Mumcu’nun yapıtlarını “Bütün Kitapları”, “Bütün Yazıları”, “Seçmeler” dizilerinde sunuyor. Namuslu Olma Cesareti gibi birçok kitabı um:ag ve Cumhuriyet Kitapları tarafından’nca ortak yayın olarak yayımlanıyor.

“Sesleniş”inde “Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi…” diyen, tüm kitaplarıyla bilgimizi özgürlüğümüzü çoğaltmaya, duygu ve düşüncemizi zenginleştirmeye devam eden Uğur Mumcu’yu Ataol Behramoğlu’nun “Uğur’a Ağıt Değil Övgü” şiiriyle bir kez daha bağrımıza basıyoruz:

“Günümüzde insan olmanın/ Çok ağır bedeli var/ Ya parçası olacaksın alçaklığın/ Ya seni parçalarlar — Oysa insan olmak/ Çoğalabilmektir başkalarıyla/ İnsansın, birinin canı yanarken/ Senin de canın yanıyorsa — Bir bombayla canına kıyılan/ Çoğalmasını bilen biriydi/ Daha az Uğur Mumcu’yduk dün/ Daha çok Uğur Mumcu’yuz şimdi.” Öner Yağcı’nın yazısı…

– Üçüncü sayfamızda, Beatrice Forbes Manz’ın göçebelerin bölgenin siyaseti, kültürü ve ideolojisi üzerindeki etkisine ilişkin canlı bir bakış açısı sunduğu Göçebeler: Ortadoğu’da Konargöçer Halkların Tarihi’ni (Çevirenler: Musa Şamil Yüksel, Metehan Demirci / Kronik Kitap) değerlendirdiği yazısıyla Metehan Demirci yer alıyor.

– M. Sadık Aslankara, “Farklı toplum kesimlerinden, kimse kim her birey, içinde debelendiği yaşamın küçücük penceresinden bakarak da olsa hayata dönük ille yorum getirmeye çalışır. Romanlar, bizi hem bu bakışlarla, bunların sahipleriyle tanıştırır hem de bu yöndeki öteki bakışlarla birbirine teyellenmiş halde bütün hayatı kategorik anlamda kavramımızın da önünü açar bir güzel” diyerek başladığı “Toplumsal karmaşayı anlatmak” başlıklı yazısında, Ergin Yıldızoğlu’nun Bir Günün İkinci Yarısı (Cumhuriyet Kitapları) adlı romanını merceğe alıyor.

– Ferda Fidan, “Stendhal’in benlik arayışında son durak” başlıklı yazısında, Stendhal’in (Marie-Henri Beyle / 23 Ocak 1783 / 23 Mart 1842) gençlik yıllarını anlattığı, özyaşamöyküsel ve sıra dışı yapıtı Henry Brulard’ın Yaşamı’nı (Çeviren: İsmail Yerguz / Islık Yayınları) inceliyor.