ÇDSO 5 Nisan Konser Programı, Taşar Erkal

Konser Tarihi           : 05 NİSAN 2024 – Cuma

Konser Saati             : 20:30

Konser Salonu          : ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KONSER SALONU

 

KONSER PROGRAMI

 

  1. SHOSTAKOVICH Piyano ve Trompet için Konçerto
  2. MENDELSSOHN Senfoni No: 1

 

ŞEF                : ORHAN ŞALLIEL

SOLİST         : GÖKHAN AYBULUŞ                   “piyano”

                          LUCİENNE RENAUDİN VARY  “trompet”

 

ORHAN ŞALLIEL

1968 yılında Müzisyen bir ailede doğdu. İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Fagot, Piyano ve Kompozisyon eğitiminden sonra Hollanda Rotterdam Codarts’ ta Orkestra Şefliği ve Kompozisyon; Amsterdam Sweelinck Konservatuarı’nda Orkestra Şefliği, Finlandiya Sibelius Akademi’de Orkestra, Koro ve de Opera Şefliği eğitimi aldı.

Finlandiya’da Jorma Panula, Eri Klas, İlya Musin ile çalıştı. İtalya’da, Valery Gergiev; Avusturya’da Karl Österreicher’ den ileri şeflik eğitimleri aldı.

1993-1994 yıllarında Finlandiya’da Kuhmo Oda Müziği Festivalinin Orkestra şefliği ve Genel Sanat Yönetmeni Yardımcılığını yaptı.

​            Türkiye’deki kariyerine başladığı ilk temsil İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde provasız yönettiği Strauss’un SALOME operasıdır. Bu başarılı temsil sayesinde 4 yıl İstanbul Devlet opera ve Balesi’nde Şeflik yaptı. Yönettiği eserler arasında G.MAHLER 8. Senfoni, AİDA, TURANDOT gibi Repertuarın en önemli eserleri vardı.

Daha sonra Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın kurucu şefliği görevini üstlendi  (1999-2011). Ardından Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın Şefliğini (2011-2015) yaptı.

​            Halen Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nın Şefi ve Genel Sanat Yönetmenidir.

​            Yurtdışında Hollanda, Danimarka, Finlandiya, Almanya, A.B.D., Çin, Meksika, Japonya, İspanya, Polonya, Kolombiya, Özbekistan, Macaristan, Kore, Katar ve Rusya’ da birçok Senfoni Orkestrası yönetmiştir.

Kolombiya Medellin’de EAFIT Senfoni Orkestrası’nın daimî konuk şefidir.

Klasik müzik kariyerinin yanı sıra, ailesinde kuşaklardır süregelen Türk Müziği kültürünü klasik müzik eğitimi ile harmanlayarak, çok sesli müziğin geniş kitlelere taşınması adına, farklı müzik türlerini bir araya getirmeyi amaçlayan birçok yeni proje ve eserler üretmiştir. Bu eserlerin bazıları yurtdışı konserlerinde de icra edilmiştir. Bu eserler ile birçok meslektaşını ve yeni kuşakları etkileyen bir akım başlatmıştır.

Farklı müzik disiplinlerinden gelen sanatçıların Çoksesli – Senfonik Müziğin prensipleri ile yeni eserler ürettiği yeni bir anlayış gelişmiştir. Sanatçı müzik kültürümüze yeni ufuklar açacağına inandığı bu alanda çalışmalarına halen farklı projelerle devam etmektedir.

 

GÖKHAN AYBULUS

Doğum tarihi ve yeri : 1982, Eskişehir

 

Türk piyanist.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesidir.

Moskova Devlet Konservatuvarı’nda öğrenim gören ve Rusya‘da birçok yarışmada dereceler alan Aybulus, Rus müziği yorumları ile tanınır.

Türkiye’de 2017 yılında düzenlenen Donizetti Klasik Müzik Ödülleri‘nde “Yılın Piyanisti” ödülüne layık görülmüştür.

 

İlkokulu Anadolu Üniversitesi’nin içindeki Mustafa Kemal İlköğretim Okulunda okudu. İlkokul dördüncü sınıfta iken müzik eğitimine Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Zöhrap Adıgüzelzade ile başladı; ertesi yıl Ferit Adıgüzelzade’nin sınıfına katıldı.

Liseyi bitirdikten sonra 2000 yılında Moskova Çaykovski Konservaturı’nda Naum Shtarkman’ın sınıfına kabul edildi; lisans ve yüksek lisans çalışmalarını Shtarkmann ile yaptıktan sonra 2006 yılında mezun oldu. Aynı kurumda Sergey Dorenskiy ve asistanları Nikolai Lugansky, Andrey Pisarev ve Pavel Nersessian ile doktora çalışmalarına devam etti. Rusya’da birçok yarışmada derece aldı. 2009 yılında doktora eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndü.

Uluslararası Carniola Müzik Festivali (Slovenya), Bruckner Müzik Festivali (Avusturya), Eskişehir Uluslararası Müzik Festivali (Türkiye), Bella Pais Müzik Festivali (Kıbrıs) gibi festivallerin yanı sıra Rusya, Ukrayna, Slovenya, Avusturya, Almanya, İtalya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Azerbaycan ve Çin gibi birçok ülkede konserler verdi ve uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği yaptı.

Sanatçı, 2010-2012 yılları arasında Bursa Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2012 yılında doçentlik unvanını alan Aybulus, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesidir.

2017 yılında düzenlenen 7. Donizetti Klasik Müzik Ödülleri töreninde “Yılın Piyanisti” ödülüne layık görülmüştür. Sanatçının aldığı diğer ödüller;

  1. 1994- Harika Çocuk Yetenek Yarışması’nda birincilik (Ankara)
  2. 1994- 2. Genç Müzisyenler Yarışmasında birincilik ve yılın müzisyeni unvanı (Edirne)
  3. 2002- 4. Uluslararası Mariya Yudina Piyano Yarışması’nda Grand-Prix(St. Petersburg)
  4. 2002- 2. Ulusal Yetenek Yarışması’nda birincilik (Eskişehir)
  5. 2003- 4. Uluslararası Mariya Yudina yarışmasında iki piyano dalında Grand-prix(St. Petersburg)

 

LUCIENNE RENAUIN VARY

Doğum tarihi ve yeri : 28 Ocak 1999, Saint-Sébastien-sur-Loire, Fransa

 

2016 yılında Revelation enstrümantal solist kategorisinde “Victoire de la musique Classique” ödülünü kazanan Fransız trompet sanatçısıdır.

 

Lucienne Renaudin Vary trompet çalmaya 2007 yılında Le Mans Ulusal Müzik Okulu’nda Philippe Lafitte’nin sınıfında başladı.

Aynı zamanda 2009 yılında aynı kurumda Santiago Quintans’ın sınıfında caz eğitimine başladı. Eğitimine Paris’teki CNSM’de devam ederek, burada 2014’te Clément Garrec’in trompet dersine ve 2017’den itibaren “Caz ve Doğaçlama Müzik” dersine girdi.

2010 yılında, Nisan ayında “Selmer – Le Parnasse” yarışmasını, haziran ayında “Petites Mains Symphoniques” yarışmasını kazandı, kasım ayında, henüz 11 yaşında olmasına rağmen 14-17 yaş kategorisinde “Genç Trompetçiler için Avrupa Yarışması” nda üçüncü oldu.

2012 yılında yeni bir dizi yarışmayı kazandı: AFEM’ in (Villemomble) “Clés d’or” yarışmasını, IMEP’ in “Namur Uluslararası Yarışması” nı ve yine bu kez klasik ve cazda olmak üzere “Petites Mains Senfoni” yarışmasını kazandı. Genç Sanatçılar Yarışması’ nda  “Maurice André Ödülü” birincilik ödülünü kazandı ve bir hafta sonra bu kez Alençon’da düzenlenen “Avrupa Genç Trompetçiler” yarışmasını kazandı.

2014 yılında “Sarthe 2014 Genç Yetenek ödülü” nü aldı.

2016 yılı şubat ayında Yılın Revelation Enstrümantal Solisti kategorisinde “Victoire de la Musique Classique” ödülünü kazandı. Aynı yılın 25 Nisan ayında Le Mans şehrinin “Büyükelçisi” olarak atandı.

2020 yılında Lucerne’de bir konser sırasında kendisine verilen “Arthur Waser Ödülü”nü alan ilk kadın oldu.

 

DMİTRİ DMİTRİYEVİCH SHOSTAKOVİCH

 

Doğum tarihi             : 25 Eylül 1906, Saint Petersburg, Podolskaya,  Rusya İmparatorluğu

Ölüm tarihi               : 9 Ağustos 1975, Moskova, Sovyetler Birliği

Rus bestecidir.

SSCB Yüksek Sovyet Milletvekili, Lenin Nişanı sahibidir. Besteci ve piyanist olmasının yanı sıra film müziği ve caz da dahil olmak üzere pek çok türde eserler verdi. 20. yüzyılın en tanınan bestecilerinden biri olarak kabul edilir.

Şostakoviç, Sovyet mareşali Mihail Tuhaçevski‘nin himayesinde ün kazandı. RSFSC Yüksek Sovyeti ‘nde (1947) ve Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti’ nde (1962’den ölümüne kadar) görev yaptı.

Çalışmalarında çeşitli müzik tekniklerini bir araya getirerek hibrit bir ses geliştiren Şostakoviç, Igor Stravinsky‘nin öncülediği neoklasik tarzdan ve Gustav Mahler‘in geç romantizminden de büyük ölçüde etkilenmiştir. Eserlerinin büyük çoğunluğunda keskin kontrastlar göze çarpmaktadır.

Shostakovich, Dmitri Boleslavovich Shostakovich ve Sofiya Vasilievna Kokoulina’nın üç çocuğundan ikincisiydi. Babası Dmitri Boleslavoviç Şostakoviç, ünlü bir kimyacıydı.

1903’te başka bir başkent Sibirya göçmeni Sofiya Vasilievna Kokoulina ile Sibiryalı bir Rus’un altı çocuğundan biri ile evlendi. Annesi Sofya Vasilievna ise bir piyanistti.

Oğulları Dmitri Dmitriyevich Shostakovich, dokuz yaşında annesiyle piyano derslerine başladıktan sonra müziğe yetenekli olduğunu gösterdi. Birkaç kez, annesinin bir önceki derste ne çaldığını hatırlama konusunda olağanüstü bir yetenek sergiledi ve önüne yerleştirilmiş farklı müzikleri okuyormuş gibi yaparken önceki dersin müziğini çalma eylemine kapılırdı.

Bundan sonra profesyonel öğretmenlerden dersler almaya başladı.

1918’de Kadet Partisi‘nin Bolşevik denizciler tarafından öldürülen iki liderinin anısına “Devrim Kurbanlarının Anısına Cenaze marşı” nı yazdı.

1919’da 13 yaşındayken, Shostakovich Petrograd Konservatuvarı’ na kabul edildi.

Konservatuvar’ ın başkanı, o sırada onun gelişimini yakından takip eden ve onu terfi ettiren Aleksandr Glazunov‘du. Shostakovich, Leonid Nikolayev ve Elena Rozanova ile piyano, Maximilian Steinberg ile kompozisyon ve arkadaşı olan Nikolay Sokolov ile kontrpuan ve füg çalıştı. Ayrıca Alexander Ossovsky’nin müzik tarihi derslerine de katıldı.

1925’te, Beethoven’ ın Birinci Senfonisi’nin özel konserinde konservatuvar orkestrasını yönettiği Nikolai Malko’nun şeflik derslerine kaydoldu.

Zor şartlar altında eğitimine devam ederken zaman zaman öğretmeni Leonid Nikolayev’in evinde derslere devam etti. Ailenin maddi sorunları oluşmaya başladı.

1922 yılının başlarında babası kötü beslenmeden dolayı zatürreden öldü. Sofya Vasilievna üç çocuğu ile ortada kaldı. Ancak eğitimine Aleksandr Glazunov‘un desteğiyle devam etti. Piyanolarını sattılar fakat yeterli olmadığı için ablası Marya ile çalışmaya başladı. İlk işi bir sinemada piyano çalmaktı. Bu besteci kimliğine büyük katkı sağladı ve doğaçlama yeteneğini geliştirmiş oldu. Bu zaman zarfında vereme yakalandı, on yıl süreyle bu hastalığın etkisinde kaldı.

20 Mart 1925’te, Şostakoviç’in müziği ilk kez Moskova’da, arkadaşı Vissarion Shebalin eserlerinin de yer aldığı bir programda çalındı. Bestecinin hayal kırıklığına uğramasına rağmen, oradaki eleştirmenler ve halk müziğini soğuk karşıladı. Moskova ziyareti sırasında, Mikhail Kvadri onu Mihail Tuhaçevski ile tanıştırdı, o da bestecinin kalacak yer bulmasına ve orada çalışmasına yardımcı oldu ve çok şık bir otomobille onu konsere götürmesi için bir şoför gönderdi.

Shostakovich’ in müzikal atılımı, 19 yaşında mezuniyet eseri olarak yazdığı Birinci Senfoni’ydi. Başlangıçta Shostakovich, konservatuvar orkestrasıyla özel olarak icra etmeyi arzuladı ve scherzo’yu kendisi yönetmeye hazırlandı.

1925’in sonlarında Malko, Steinberg ve Shostakovich’in arkadaşı Boleslav Yavorski senfoniyi dikkatine sunduktan sonra prömiyerini Leningrad Filarmoni Orkestrası ile yürütmeyi kabul etti.

12 Mayıs 1926’da Malko senfoninin prömiyerini yaptı; seyirci bunu coşkuyla karşıladı ve scherzo’nun bir tekrarını talep etti. Bundan sonra Shostakovich, senfonik çıkış tarihini düzenli olarak kutladı.

1936 Shostakovich’ in gözden düştüğü bir zamandı. O yıl Pravda gazetesinde kendisine bir dizi suçlamalarda bulunuldu.

Bunlardan en önemlisi Stalin emriyle hazırlanıldığı düşünülen “Müzik yerine karmaşa” başlıklı makaleydi. Bu makalede Mtysenkli Lady Macbeth ağır olarak eleştiriliyor ve müziği “Kaba ve ilkel” olarak tanımlanıyordu. Bu olaylar sonunda maaşının bir kısmı düşürüldü.

Büyük terör yılları olan 1937’de mimlendi, birçok arkadaşı ve akrabası hapsedildi veya öldürüldü. Bu dönemde onun tek tesellisi oğlu Maxim‘den iki yıl sonra, 1936’da doğan kızı Galina oldu.

Bütün bu suçlamalara cevabını 1937 yılında yaptığı beşinci senfoni ile verdi. İlk eserleri arasında sayılan bu senfoni muhafazakâr bir türdü.

 

PİYANO, TROMPET VE YAYLI ÇALGILAR İÇİN Do MİNÖR            Op.35

 

Prömiyer                               : 15 Ekim 1933, Leningrad

Orkestra Şefi ve Solist         : Dmitri Dmitriyevich Shostakovich

 

Trompet, konçerto boyunca yaylı çalgılar ve piyanonun yanı sıra yardımcı bir öğe olarak, işlev görüp, müziğe arada bir katılır.

Yapıt dört bölümdür:

 

  1. Allegretto
  2. Lento
  3. Moderato
  4. Allegro con brio

 

Yapıt; 1920 yıllarının estetik çizgisi doğrultusunda kurgulanmıştır.

Birinci bölüm ve Final’ de kimi zaman alışılmadık, mizah sezilir. İkinci bölümde Haydn’a, Finalde ise Beethoven’e göndermeler yapar.

Besteci böylece geçmiş anlatım biçimlerini, çağdaş söz dizimiyle kaynaştırmaya çalışır.

Trompetin hiç işlev almadığı Üçüncü bölümde, Final bölümü öncesinde kısa bir intermezzo işlevi görür. Finalde solo piyanonun bir kadansı da yer alır.

Shostakovich bu konçertoda canlı, yaşama sevinci dolu bir atmosferi yaşatmaktadır.

 

FELİX MENDELSSOHN BARTHOLDY

 

Tam adı                     : Jacob Ludwig Felix Mendelssohn Bartholdy

Doğum tarihi ve yeri            : 3 Şubat 1809, Hamburg

Ölüm tarihi ve yeri  : 4 Kasım 1847, Leipzig

 

Alman müzisyen, besteci, piyanist, orgcu ve orkestra şefi.

Alman romantizm stilinde klasik batı müziği bestecisidir. Bach‘ı yeniden hayata döndüren kişi olarak tanınır. Gelmiş geçmiş en yetenekli bestecilerden birisi kabul edilen Mendelssohn, Mozart‘ın 19. yüzyıldaki eşdeğeri olarak değerlendirilmiştir.

Aristokrat bir ailenin dört çocuğundan üçüncüsü olarak doğdu. Babası Abraham Mendelssohn zengin bir bankacı, büyükbabası Moses Mendelssohn Yahudi bir din adamı ve filozoftu. Her ne kadar büyükbaba din adamı olsa ve Alman Yahudilerinin gettoların dışında saygı görmek için din değiştirip Hristiyan olmalarına karşı çıksa da Mendelssohn’un ailesi 1816 yılında Hamburg’dan Berlin‘e taşındıkları sırada Musevilikten Protestanlığa geçmiş ve “Bartholdy” soyadını almıştır. Ancak Felix, bu değişime direnmiş ve “Mendelssohn” soyadını kullanmaya devam etmiştir. Protestanlığı kabul etmiş ancak Yahudi geçmişinden de gurur duyan birisi olması, kilise müziği alanında yaptığı çalışmalarda kendisini sıkıntılı tartışmaların içinde bulmasına yol açmıştır.

İlk piyano derslerini annesinden ve ablası Fanny’ den aldı. Berlin’e taşındıktan sonra Ludwig Berger ile piyano, Carl Zelter ile teori ve kompozisyon çalıştı. Babası, çocuklarını okula göndermeyip evde kendi geliştirdiği sistemle eğitiyor ve özel dersler aldırıyordu. Bu sebeple Felix, içine kapalı ve çekingen bir kişi olarak yetişti. Bu arada Mozart ve Bach’ın eserlerini çalışmak için ablası Fanny ile Paris’e bir yolculuk yaptı. Bu bestecilerden, özellikle de Bach’tan, esinlenerek besteler yaptı.

1820’de ilk eserini besteleyen Felix, 12 yaşında iken Carl Zelter onu Alman şair Goethe ile tanışmak üzere Goethe‘nin evine götürdü. Felix, 72 yaşındaki şairin evinde iki hafta kaldı. Goethe‘nin evinde Carl Maria von Weber ile tanıştı ve ona piyano dörtlüsünü seslendirdi. Felix’in yeteneğinden çok etkilenen Goethe, kendisine o anda yazdığı bir şiiri veda armağanı olarak sundu.

Goethe‘nin şiirlerinin yanı sıra Shakespeare‘in eserlerinden de ilham alan Felix, aristokrat ailelerin salonlarında çalınmak üzere besteler yapmaya devam etti.

Henüz 13 yaşındayken “Do minör Senfoni” sini yaratmıştı.

16 yaşında, türünün ilk örneklerinden birisi olan “Yaylı Çalgılar için Mi diyez Majör Sekizlisi” ni (Op. 20) besteledi.

17 yaşındayken dahi çocuk olarak ünü yayıldı ve “Bir Yaz Gecesi Rüyası” (Op. 21) uvertürü seslendirildi. William Shakespeare‘in bir komedisi için bestelenen bu eser, klasik müziğin romantik döneminin en güzel eserlerinden sayılır. Aynı esere orkestra için Do-Majör bestelenen parça ise Düğün Marşı olarak tanınmıştır.

1826-1829 yılları arasında ailesinin isteği üzerine Berlin Üniversitesi‘nde öğrenim gören Mendelsshon, daha sonra meslek olarak müziği seçmeye karar vermiştir. Üniversite yıllarında besteciliğinin yanı sıra iyi bir bilardo ve satranç oyuncusu, iyi bir dansçı ve binici olarak tanınıp sevilmişti.

Mendelsshon, 20 yaşına geldiğinde unutulmuş bir besteci olan Bach‘ın eserlerini incelemeye kendini vermişti. Henüz 13 yaşındayken doğum günü hediyesi olarak Johann Sebastian Bach’ın “Matthaus Passionu” nun (Aziz Matta) notalarını isteyen ve bu eser üzerine çalışmalar yapan sanatçı, kendisini ileride “Bach’ı yeniden yaşama döndüren kişi” yapacak yola böylece girmişti. Öğretmeni Zelter’ in itirazlarına rağmen bu yolda çalışmaya devam etti. Berlin’de Bach’ın eserlerini seslendirdiği başarılı konserlerin ardından Avrupa müziğini tanımak üzere babasının desteğiyle üç yıllık bir Avrupa turnesine çıktı.

Mendelssohn’un turnesi İngiltere’den başlıyordu. Bu ülkede, George Frideric Handel’den sonra en sevilen Alman besteci olarak gönüllerde taht kurdu. İngiltere’de iken pek çok eser besteledi ve İskoçya’ya yaptığı geziden esinle “İskoç Senfonisi” ni bestelemeye başladı.

Anne-babasının 25. evlilik yıldönümlerinde çalınmak üzere “Die Heimkehr aus der Fremde” başlıklı şarkı dizisini de bu dönemde besteledi.

Sanatçının gezileri; Güney Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Fransa ve tekrar İngiltere’den sonra, 1832 yılının Nisan ayında yine Berlin’de sona erdi.

Öğretmeni Zelter’ in ölümünden sonra Berliner Singakademie adlı müzik okulunda Zelter’ den boşalan göreve gelmek istediyse de bu göreve alınmadı. Bunun nedeni akademi üyelerinin geçmişi Musevi biri ile çalışmak istememesi ve 50 yaşındaki birinden boşalan yeri 24 yaşındaki tecrübesiz bir gence devredilmesini uygun görmeyişleridir. Bu seçim, Alman müzik tarihinde önemli bir rol oynadı.

Mendelsshon, 1833’te Düsseldorf kentindeki Niederrhein Müzik Festivali‘nin genel direktörlüğü görevini kabul ederek şehirden ayrılmasından sonraki gelişmeler sonucu Berlin, müzik alanındaki üstünlüğünü kaybetti.

Mendelsshon genel direktörlüğünü üstlendiği festival boyunca Händel Oratoryaları’nın yorumlanmasını sağlayarak Barok Dönem müziğini yeniden hayata geçirdi. Aynı yıl kendisi vokal eserlerini ve Avrupa turnesi sırasında gördüğü İtalya’nın canlılığı ve renklerinden esinlenerek “İtalyan Senfonisi” ni besteledi. Londra Filarmoni’nin ısmarladığı bu eseri, festival yöneticiliği görevine başlamadan hemen önce bir kere daha Londra’ya giderek ilk seslendirilişini gerçekleştirdi. Festivalin başarısından sonra Düsseldorf kenti müzik dünyasının en üst yöneticisi konumuna geldi ancak çevresi ile geçimsizliği sonucu bu görevi kısa sürede bıraktı.

Birkaç yıl sonra ise Leipziger Gewandhaus orkestrasının yönetimini üstlendi ve Leipzig kentini Almanya’nın en önemli müzik merkezlerinden birisi haline getirdi. Bach ve Händel‘ in eserlerinin yanı sıra Schubert‘in “Büyük Senfoni” sini müzik dünyasına tanıttı.

1840 yılında Orta Avrupa’nın en tanınmış bestecisi haline gelen Mendelssohn, 1841’de Leipzig’de bir konservatuvar kurdu. Bu konservatuvar, 1846’da Avrupa’nın en üstün müzik okulu haline geldi.

1847’de ablası Fanny’ nin ölüm haberi üzerine yaşama isteğini yitiren sanatçı, “Fa Minör 6. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ve Fanny için Requiem” i besteledi. Aynı yıl bir beyin sarsıntısı geçirerek kısmi felç olan Mendelssohn, hayatını kaybetti ve ablası Fanny’ nin yanına gömüldü.

 

SENFONİ No: 1       Do MİNÖR    Op.11 

 

Besteleniş tarihi        : 31 Mart 1824           (Besteci henüz 15 yaşındayken                                                                                      tamamlanan bir eseridir.)

İlk Seslendiriliş         : 14 Kasım 1824         (Kız kardeşi Fanny Mendelssohn’ un 19.                                                                         Doğum günü anısına düzenlenen özel bir                                                                                   toplantıda yapıldı.)

Halka Açık Prömiyeri: 1 Şubat 1827, Leipzig

Orkestra                    : Leipzig Gewandhaus Orkestrası

Londra Prömiyeri    : 25 Mayıs 1829

Orkestra Şefi            : Felix Mendelssohn Bartholdy

Orkestra                    : Londra Filarmoni Topluluğu

Adanan yer               : Londra Filarmoni Topluluğu            (Senfoninin el yazmasını, icra                                                                                             etmeyi kabul ettiği için bir                                                                                                      minnettarlık göstergesi olarak)

 

Londra prömiyeri çok önemliydi. Bunun için besteci, senfoninin üçüncü bölümünü, özellikle bunun için orkestrasyonunu yaptığı Mi-bemol majör sekizlisinden bir scherzo ile değiştirdi.

Senfoni, Londra halkı tarafından sıcak karşılandı ve Mendelssohn’un bir besteci olarak ün kazanmasında etkili oldu.

Yapıt; iki flüt, iki obua, iki klarnet Si ♭, iki fagot, iki korno Mi ♭ ve/veya Do, iki trompet Do, timpani Do, Sol ve yaylı çalgılar için puanlanmıştır.

1 Numaralı Senfoni, Mendelssohn’un 15 yaşındayken 31 Mart 1824’te tamamladığı bir yapıttır. Önceki yaylı senfonilerde olduğu gibi bu senfoni de Johann Sebastian Bach’ın kontrpuan başyapıtları üzerine yoğun bir çalışma yapıldığını ortaya koyan pasajlarla, açıkça Mozart’ın eserlerini örnek almıştır . Parça, genç bestecinin müzik malzemeleri üzerindeki ustalığını ortaya koyarken, bireysel, ilham verici bir sesle konuşmuyor.

Senfoni dört bölümden oluşuyor:

 

  1. Allegro di molto (4/4, Do minör)
  2. Andante (3/4, Mi bemol majör)

Üçüncü bölüm üç versiyonda mevcuttur:

  III.    a)    Menuetto: Allegro molto

  1. Trio (6/4, Do minör – La bemol majör)
  2. Mi bemol majör’ de Octet’ ten
  1. Scherzo: Allegro con fuoco (4/4, Do minör)

 

Birinci bölüm                        Allegro di molto – Do minör

Yapısı ve karşıtlıkları bakımından Mozart tavrıdır.

Ana temanın düşen gamlarının ve arpejlerinin zarafeti yerini lirik ikinci temaya bırakıyor.

Baştan savma bir geliştirme bölümünün ardından, özetleme, sergi gibi, kapanışta ana moda doğru ilerliyor. Uzun bir koda hareketi Do minöre döndürür.

 

İkinci bölüm              Andante – Mi bemol majör

Mi bemol majördeki Andante olan yavaş hareket, senfoninin en olgun hareketidir. Diğer bölümlere göre armonik olarak daha maceracıdır, enstrümantasyon güzel bir şekilde şeffaftır. Biçimsel olarak, sonat formu ile varyasyon tekniğinin bir birleşimidir, ritmik dürtüsü senkoplu yaylı eşlikten türetilmiştir.

 

Üçüncü bölüm          Menuetto: Allegro molto – Trio Do minör-La bemol majör – Mi bemol majör

Muhtemelen senfoninin en karakteristik sesli hareketi, Allegro molto işaretli Menuetto’ dur.

Do minördeki ana tema, ilk bölüme benzer bir şekle sahiptir ve Sol bekar ile La bemolün yan yana gelmesine odaklanır. Üçlü bölüm, klarnet ve fagotlarda önce yükselen arpejlerin, sonra da yaylılarda düşen arpejlerin eşlik ettiği yavaş, hantal bir temayla kontrast sağlıyor.

 

Dördüncü bölüm      Scherzo: Allegro con fuoco –  Do minör

Do minör/majör Allegro con fuoco olan Finale’ de kontrpuan ustalığı öne çıkıyor. Kemanlarda çılgın bir ana tema ve uzun bir pizzicato bölümü ile canlı bir serginin ardından, gelişme katı bir füg ile ilerliyor. Fugal pasajlar ve basit stretto, senfoniyi Do majörde muzaffer bir şekilde kapatan gürültülü kodaya nüfuz ediyor.