ÇDSO’dan 19 Nisan Konser Programı,Taşar Erkol

Konser Tarihi             : 19 NİSAN 2024 – Cuma

Konser Saati              : 20:30

Konser Salonu           : ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KONSER SALONU

 

KONSER PROGRAMI

 

  1. İ. TSCHAİKOVSKY Piyano Konçertosu No: 1
  2. BİZET Carmen Süitleri

 

ŞEF                 : ORHAN ŞALLIEL

SOLİST          : EMRE ŞEN                         “piyano”

 

ORHAN ŞALLIEL

1968 yılında Adana’da Müzisyen bir ailede doğdu. İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Fagot, Piyano ve Kompozisyon eğitiminden sonra Hollanda Rotterdam Codarts’ ta Orkestra Şefliği ve Kompozisyon; Amsterdam Sweelinck Konservatuarı’nda Orkestra Şefliği, Finlandiya Sibelius Akademi’de Orkestra, Koro ve de Opera Şefliği eğitimi aldı.

Finlandiya’da Jorma Panula, Eri Klas, İlya Musin ile çalıştı. İtalya’da, Valery Gergiev; Avusturya’da Karl Österreicher’ den ileri şeflik eğitimleri aldı.

1993-1994 yıllarında Finlandiya’da Kuhmo Oda Müziği Festivalinin Orkestra şefliği ve Genel Sanat Yönetmeni Yardımcılığını yaptı.

​            Türkiye’deki kariyerine başladığı ilk temsil İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde provasız yönettiği Strauss’un SALOME operasıdır. Bu başarılı temsil sayesinde 4 yıl İstanbul Devlet opera ve Balesi’nde Şeflik yaptı. Yönettiği eserler arasında G.MAHLER 8. Senfoni, AİDA, TURANDOT gibi Repertuarın en önemli eserleri vardı.

Daha sonra Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın kurucu şefliği görevini üstlendi  (1999-2011). Ardından Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın Şefliğini (2011-2015) yaptı.

​            Halen Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nın Şefi ve Genel Sanat Yönetmenidir.

​            Yurtdışında Hollanda, Danimarka, Finlandiya, Almanya, A.B.D., Çin, Meksika, Japonya, İspanya, Polonya, Kolombiya, Özbekistan, Macaristan, Kore, Katar ve Rusya’ da birçok Senfoni Orkestrası yönetmiştir.

Kolombiya Medellin’de EAFIT Senfoni Orkestrası’nın daimî konuk şefidir.

Klasik müzik kariyerinin yanı sıra, ailesinde kuşaklardır süregelen Türk Müziği kültürünü klasik müzik eğitimi ile harmanlayarak, çok sesli müziğin geniş kitlelere taşınması adına, farklı müzik türlerini bir araya getirmeyi amaçlayan birçok yeni proje ve eserler üretmiştir. Bu eserlerin bazıları yurtdışı konserlerinde de icra edilmiştir. Bu eserler ile birçok meslektaşını ve yeni kuşakları etkileyen bir akım başlatmıştır.

Farklı müzik disiplinlerinden gelen sanatçıların Çoksesli – Senfonik Müziğin prensipleri ile yeni eserler ürettiği yeni bir anlayış gelişmiştir. Sanatçı müzik kültürümüze yeni ufuklar açacağına inandığı bu alanda çalışmalarına halen farklı projelerle devam etmektedir.

 

EMRE ŞEN

 

Türk piyanist. 8 Nisan 1973 yılında Ankara’da doğdu.

İtalyan basınının “piyanonun şeytani meleği” diye tanımladığı, müzik çevrelerinde “Emre Chopin” lakabıyla anılan bir sanatçı, halen Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Piyano Bölümü’nde öğretim üyesidir.

İlk müzik eğitimini TED Ankara Koleji‘nde okurken aldı. Profesyonel müzik hayatı ise Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na geçmesiyle başladı. Piyano eğitimini Ankara’da Prof. Nimet Karatekin ve Prof. Ersin Onay’la, Roma‘da Marcella Crudeli ile, New York‘ta Oxana Yablonskaya’yla ve Londra‘da Kevin Kenner ile yaptı.

Piyano eğitimine, 13 yaşında, Nuriye Arıkan’dan özel piyano dersleri alarak başladı. Emre Şen 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yarı Zamanlı Piyano Bölümü’ne girdi ve bir yıl boyunca Prof. Nimet Karatekin’le çalıştı.

1987 yılından itibaren, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Piyano Bölümü’nde Prof. Ersin Onay ile çalışmalarına devam etti. 17 yaşında katıldığı İstanbul Mozart Yorum Yarışması’nda Birincilik Ödülü kazandı ve Avusturya Kültür Ofisi’nce gönderildiği Salzburg Mozarteum Yaz Okulu’nda ünlü Polonyalı pedagog Andrej Jasiński ile çalıştı. Bilkent Üniversitesi‘nde 8 yıl sürdürdüğü eğitimi boyunca BASO (Bilkent Akademik Senfoni Orkestrası) eşliğinde konserler ve resitaller verdi.

1995 yılında kazandığı 5. Roma Uluslararası Piyano Yarışması Birincilik Ödülü, Emre Şen’e Avrupa’da bir konser turnesi imkânı sundu ve bu dönem İtalya basını onu “Piyanonun Şeytani Meleği” olarak tanımladı. Aynı yıl kazandığı bursla Paris École Normale de Musique piyano bölümüne girdi. Bu süreçte, çalışmalarını İtalyan Piyanist Marcella Crudeli ile Roma’da sürdürdü ve Paris’teki okulun “Diplôme Supérieur de Concertiste” sınıfını piyano ve oda müziği dallarında birincilikle bitirdi.

İki yıl sonra bu sınıfın birincileri arasında yapılan seçmelerde Albert Roussel Komitesi tarafından yine birincilik ödülü aldı.

1998 yılında bir yıl boyunca Amerika’da, New York’ta, Oxana Yablonskaya ile çalışan Emre Şen, lisans diplomasını 2000 yılında Üstün Yetenekler Yasası kapsamında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ ndan Sanat Teşvik Ödülü alarak aldı.

Lisans üstü eğitimini, Amerikalı piyanist Kevin Kenner’ la çalışarak, Londra’daki Kraliyet Koleji’nde üstünlük derecesi ve konçerto dalında birincilikle tamamladı.

Emre Şen, Türkiye’de İstanbul Müzik Festivali başta olmak üzere Ankara ve Anadolu Festivalleri’nde solo ve orkestra eşliğinde konserler verdi.

Rusya, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere, İsrail, Polonya, Bulgaristan, Meksika, Avustralya ve Japonya’da verdiği konserler sonrasında yabancı basında kendisinden övgüyle söz edildi.

2001 yılında BBC Filarmoni Orkestrası, İş Bankası’nın etkinlikleri kapsamında Türkiye’de yapacakları konser için bir yarışma düzenledi. Viyolonsel, keman ve piyano dallarında katılan adaylar arasından seçilen Emre Şen, İstanbul’da BBC Filarmoni Orkestrası’yla Tschaikovsky’ nin Birinci Piyano Konçertosu’nu seslendirdi ve bu konser İngiltere BBC3 radyo kanalında yayınlandı.

Emre Şen 2000 yılından itibaren Geştalt Psikoterapisi alanına yöneldi. Bu alanda Ankara’da 2003-2006 yılları arasında Doç. Dr. Ceylan Daş’ ın yaşantısal çalışma gruplarına katıldı.

2008 yılında, master düzeyinde Geştalt Psikoterapisi eğitimi almak üzere İngiltere’nin York şehrinde psikoterapist olarak eğitim almaya başladı. Geştalt kuramını sanatsal ifade ve performans ile birleştirerek “Sanatta Geştalt Yaklaşımı” adı altında bir yöntem geliştirdi ve Bilkent Üniversitesinde iki yıl boyunca bu alanda ders verdi.

Halen yurt içinde ve dışında konserler vermekte ve yaşantısal çalışma grupları düzenlemeyi sürdürmektedir.

Sanatçının aldığı ödüller:

  • 1990 – İstanbul, Mozart Yorum Yarışması Birincilik Ödülü
  • 1995 – İsrail, Tel Hai Uluslararası Piyano Yarışması İkincilik Ödülü
  • 1995 – Roma, Uluslararası Piyano Yarışması Birincilik Ödülü ve Jüri Özel Ödülü
  • 1996 – İtalya, Rachmaninoff Uluslararası Piyano Yarışması Morcone İkincilik Ödülü
  • 1996 – Fransa, Francis Poulenc Uluslararası Piyano Yarışması İkincilik Ödülü
  • 1997 – Fransa, École Normale de Musique de Paris – Diplôme Supérieur de Concertiste Birincilik Ödülü
  • 1999 – Fransa, École Normale de Musique de Paris Diplôme Supérieur de Concertiste Birincileri Albert Roussel Birincilik Ödülü
  • 2000 – Türkiye, Frederick Chopin Uluslararası Piyano Yarışması İkincilik Ödülü
  • 2001 – İstanbul, BBC Filarmoni Orkestrası Solist Seçmeleri Birincilik Ödülü
  • 2003 – Londra, Jacques Samuel Piyano Yarışması Üçüncülük Ödülü
  • 2004 – Londra, Royal College of Music Konçerto Yarışması Birincilik Ödülü

 

PYOTR ILYICH TCHAİKOVSKY

 

Doğum adı                  : Pyotr İlyiç Çaykovski

Doğum tarihi  ve yeri: 7 Mayıs 1840, Votkinsk

Ölüm tarihi ve yeri    : 6 Kasım 1893, Sankt – Petersburg

 

Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisidir.

Senfonioperabale, enstrümantal ve oda müziği ile şarkı gibi birçok tarzda eser vermiştir. Günümüz klasik müzik repertuvarında yer alan en popüler konser ve gösteri müziklerini yazmıştır.

Çaykovski orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Müziğe karşı erken yaştan itibaren yatkınlık göstermesine rağmen devlet memuru olmak için eğitim almıştır. Ailesinin istememesine rağmen müzik alanında kariyer yapmayı seçerek 1862 yılında Sankt-Petersburg Konservatuvarına girdi ve 1865 yılında buradan mezun oldu. Bu formül, Batı’ya yönelik eğitim Çaykovski’yi döneminin Rus Beşleri olarak bilinen ve genç Rus bestecilerden oluşan ulusalcı akımından ayırmıştır.

Her ne kadar önemli başarılara imzasını atmış olsa da duygusal anlamda kendini hiçbir zaman güvende hissetmemiş ve yaşamı boyunca kişisel krizlerle karşılaşmış ve dönem dönem depresyona girmiştir. Özel hayatındaki hengâmeye rağmen ününü günden güne artırmış, Çar tarafından yaşam boyu maaşa bağlanmış ve dünya çapında konser salonlarında eserleri takdir görmüştür. Ani ölümüne kolera salgınının sebep olduğu söylense de bazı kaynaklar bunun intihar olduğunu ileri sürmüştür.

Dünya üzerinde konser izleyicileri arasında çok popüler olmasına rağmen Çaykovski zaman zaman eleştirmenler, müzisyenler ve besteciler tarafından sert eleştirilere maruz kalmıştır. Ancak günümüzde önemli bir besteci olduğu konusunda artık bir şüphe kalmamıştır. 20. yüzyılın başında ve ortalarında batılı eleştirmenler Çaykovski’nin müziğini bayağı bulmuşlar ve gerisinde bir düşüncenin yatmadığını öne sürmüşlerdir. Ancak bu küçümseme zamanla ortadan kaybolmuştur.

Çaykovski beş yaşında piyano dersi almaya başladı. Üç yıl içinde öğretmeni kadar yetkin bir şekilde müzik okuyabilecek kadar yetenekli bir öğrenciydi. Anne ve babası müziğe karşı olan yeteneğini çok destekliyordu. Özel hoca tutmanın yanı sıra bir org almış ve piyano çalışması konusunda şevk vermişlerdi.

Ancak ailesinin müzik yeteneği karşısındaki arzuları kısa zamanda köreldi. 1850 yılında aile Çaykovski’yi Sankt-Petersburg‘da bulunan İmparatorluk Hukuk Okuluna göndermeye karar verdi. Bu okul daha çok küçük soylu ve seçkin tabakanın çocuklarına hitap ediyordu ve öğrencilerini devlet memuru kariyerine hazırlıyordu. Okula giriş yaşı 12 olduğu için Çaykovski evinden 1.300 km. uzakta okulun hazırlık sınıfında iki yıl geçirmek zorundaydı. Bu iki yıl geçtikten sonra Çaykovski yedi yıllık öğrenim almak üzere İmparatorluk Hukuk Okuluna geçti.

Çok bağlı olduğu annesini 14 yaşındayken kaybetti ve bu daha sonra eserlerinde bile kendisini gösterecek olan depresif yanının gelişmesine katkıda bulundu. Eğitimini 19 yaşında tamamlayarak devlet memuru oldu. Sonradan Sankt-Petersburg Konservatuvarı’ na dönüşecek yeni bir müzik okuluna 21 yaşındayken kaydoldu. 1865 yılında mezun oldu ve Moskova Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliğine başladı. Bu kurumda çalıştığı 11 yıl boyunca birçok büyük eser yaratan Çaykovski, ilk defa Alınyazısı adlı senfonik şiirde kendi bestecilik üslubunu ortaya koydu: Tutku ve özlem dolu, küçük şarkıları yeğleyen bir üslup.

Kolera salgını sırasında kaynatılmamış bir bardak su içmesi sonucu yatağa düşerek Sankt-Petersburg’da öldü.

 

PİYANO KONÇERTOSU No:1       Op.23

 

Bestelenme tarihi       : Kasım 1874 –  Şubat 1875, Petersburg

Prömiyer                    : 25 Ekim 1875, Boston, Amerika

Orkestra Şefi              : Benjamin Johnson Lang

Solist                           : Hans von Bülow

Adanan kişi                : Alman piyanist ve orkestra şefi Hans von Bülow

 

Türkiye’de                 : 14 Nisan 1959

Orkestra Şefi              : Robert Lawrence

Solist                           : Emil Gilels

Orkestra                     : Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

 

1879 ve 1888 yıllarında yenilenmiş iki versiyonu daha bulunmaktadır. Orijinal versiyon ile son versiyon arasındaki en belirgin farklardan biri, açılış bölümünde orkestranın ana temayı piyanistin çaldığı akorların orijinal olarak arpej olarak yazılmış olmasıdır .

Çaykovski’nin en popüler bestelerinden biridir ve tüm piyano konçertoları arasında en iyi bilinenlerden biridir .

Eser, iki flüt, iki obua, Si’ de iki klarnet, iki fagot, Fa’ da dört korno, Fa’ da iki trompet, üç trombon (iki tenor, bir bas), timpani, solo piyano ve yaylı çalgılar için notalanmıştır. Yapıt üç bölümdür:

 

  1. Allegro non troppo e molto maestoso – Allegro con spirito (Si bemol minör -> Si bemol majör
  2. Andantino semplice – Prestissimo – Tempo – (Re bemol majör)
  3. Allegro con fuoco – Molto meno mosso – Allegro vivo (Si bemol minör -> Si bemol majör)

 

Birinci Bölüm            (Allegro non troppo e molto maestoso)

Kornoların güçlü girişi ile başlayan müzik yaylı çalgılar ve piyanonun akorları ile coşkulu ve görkemli bir açılış etkisi yaratmaktadır. Ancak girişteki bu tema ve dinleyicilere hissedildikleri konçertonun diğer hiçbir yerinde görünmeyecektir.

Görkemli bir giriş müziği aslında bu bölümün tonalitesini tam olarak yansıtmamaktadır. Temaların asimetrik dağılımı, eseri kısmen karmaşık gibi gösterse de genel bir eşitlikle dengelendiği görülmektedir.

Piyanoda geniş bir şekilde üzerinde durulan noktalı süre değerli ve canlı karakterdeki ilk tema adeta sıkı bir tasma ile tutulurcasına kısıtlanmışken ikinci tema görece daha çok işlenmiştir.

Piyanoda sunulan noktalı süre değerli motif, orkestranın daha önce sunduğu şeklinden farklı şekilde duyurarak piyanistik yazımı ve virtüöziteyi ön plana çıkarmaktadır. Ayrıca bu motifin devamında gelen müzik cümlesi, orkestrada yaylıların pizzicato eşliği ve üflemelilerdeki akor eşliği üzerinde piyano akorlar ile güçlendirilmiş bir şekilde temayı duyurur. Bitiminde ise piyano kadansını orkestranın sunduğu tematik materyal üzerinden tekrar duyurmaktadır. Piyanodaki akorlar ile güçlendirilmiş noktalı süre değerli tematik materyal bir kez daha gelir ancak bu kez ses alanı değişmiş ve ilk baştaki akorlar ile yaptığı eşlik çıkışını andırırcasına kendini göstermektedir.

Solo partide piyano tek başına, tekrarlı notalardan oluşan onaltılık süre değerleri ile kurgulanmış yeni bir yapıyı göstermektedir. Bu yapı orkestra ile kendini bir süre duyurduktan sonra çok fazla görünmeden ortadan kaybolmasına rağmen piyanistik yazım olarak ve seslendirme açısından, tempo göz önüne alındığında, oldukça zor ve etkileyici bir şekilde dinleyiciye hissettirme yaratmıştır.

Piyanistik teknik açısından gösterişli olmasının yanısıra seslendirmesindeki zorluk ve çaba düzeyi düşünüldüğünde, belirli bir süre daha bu şekilde devam edildiğinde, bölümün diğer kısımlarındaki dinleyiciyi hissettirmesi bakımından etkileyebileceğinden kısa bir şekilde duyurulmuş olabilir. Aynı karakter yeniden sergide bir kez daha duyurulur.

Piyano, bölüm boyunca birkaç kez orkestra eşliği olmadan kadans benzeri yapılar sergilemiştir. Ancak kadansın bu kısmında sakin karakter ile yeni eklenen aceleci ve trajik karakter, ciddi bir kontrast sergiler, devamında yeni trajik karakter bu kısma hâkim olarak bu kısmı sürdürmektedir.

 

İkinci Bölüm              (Andantino semplice-Prestissimo-tempo primo)

Yaylı çalgıların sürdinli pizzicato’ları eşliğinde solo flüt bir ninniyi andıran açılışı ile devamında orkestra ve piyanonun birbirine yakından bağlı bir dizi çeşitlemesi, ilk temanın karakterini ortaya koymaktadır. Ancak burada ilgi çekici değişik melodi karakterleri ile kontrast bir bölme ortaya çıkmaktadır. Piyanonun adeta tutku dolu ve heyecanlı bir rüyanın içine alırcasına bir atmosfer yaratır. Ani değişimlerin, bu atmosferi oldukça etkileyici bir biçimde yansıtır.

Tempo göz önüne alındığında yüksek piyano tekniği gerektiren bu yazım içerisinde; aksan, ifade ve bunların sonucu olarak “tını” ve “melodik renk” ortaya çıkarmada oldukça dikkat edilmesi gereken bir çerçeve yaratır.

Bütün orkestrada duyurulan adeta bir çekiç vuruşu gibi gürültülü akoru bu eğlenceli rüyayı sonlandırır nitelikte bir ifade katmaktadır.

 

Üçüncü Bölüm           (Allegro con fuoco – Molto meno mosso – Allegro vivo)

Enerjik ve atlamalı bir karakterde piyanoda sunulan “Ukrayna Halk Dansı” müziği, adeta karşı konulamaz bir orkestra karşılığını davet eder niteliktedir ve devamında yaylılar tarafından dengelenmiş naif bir karşı tema, baş döndürücü piyanoyu geride bırakır.

Birinci tema çeşitli tonal ve ritmik değişimler ile gelişme bölmesi olan bir devinim sayesinde rondo-sonat formunu sergi-gelişme-yeniden sergi-Koda ortaya çıkarmaktadır.

Bölüm boyunca piyano partisi teknik ve yorumlama düzeyi açısından virtüöziteyi gerektiren pasajlardan oluşmaktadır. Aynı zamanda bu pasajlardaki ayrıntılı teknik ve müzikal zorluklar orkestranın eşliği yanında seslendirmesi oldukça yüksek piyanistik yorumculuk gerektirmektedir.

Bölümün esas karakteri olan tema; enerjik ve atlamalı anlatımına ek olarak sahip olduğu nüans ve ifade açısından iki farklı yapıdadır. Bu haliyle temaya yüklenmeye çalışılan farklı bir karakter söz konusudur. Halk dansının özünde kurulmuş bu tematik materyalin ritim, dinamik ve ifade değişimi ile temaya özgü anlatımın bütünlüğünde oldukça parlak bir renk oluşmaktadır.

İkinci tema, motif kökenini “Podoydi podoydi vo Tsargorod” adlı Rus halk şarkısından almıştır. Bu tema formun döngüsel yapısı içerisinde ilk temaya göre daha az yer alsa da sahip olduğu naif karakter yine de onu belirgin kılar.

Orkestra partisinin, ilk temasındaki çoğunluklu yapısından ziyade bu temasında yaylılar ve korno (bazen fagot eklenerek) ile eşlik etmesi müzikal anlatımda yapılan kontrastı destekler nitelikte olduğu rahatlıkla görülür. Her iki temalar kendine has karakter ve müzikal anlatımları ile ciddi bir kontrast oluşturulmuştur. Bununla birlikte temalar, Rondo-Sonat formunun gereği olarak orkestra ve piyano partisinde belirli değişikler ile çeşitlenmiş; tonalite değişimi, tema sonlarına eklenen tamamlayıcı cümleler ile gelişme karakteri sergilemiştir.

Üçüncü bölümün rondo-sonat yapısı içerisinde temalar birbiri ardına çeşitlemeler ile sunulurken, müzikal anlatımın, piyanistik ve orkestral yazım açısından bütünüyle bir gelişim gösterdiği açıkça görülmektedir. Bütün bu gelişimlerin müzikal ifadede doruk noktasının buluştuğu da görülmektedir.

Tempo başlığı ile, hızın yavaşlaması ile, ikinci temanın yalnızca piyanoda değil aynı zamanda orkestrada da daha gösterişli bir şekilde duyurularak bölümün müzikal doruk noktasını sergilemektedir.

 

GEORGES BİZET

 

Doğum adı                             : Alexandre Cesar Leopold Bizet

Doğum tarihi ve yeri : 25 Ekim 1838, Paris, Fransa

Ölüm tarihi ve yeri                : 3 Haziran 1875, Bougival, Fransa

 

Fransız klasik müzik bestecisidir. Carmen adlı operası ile dünya çapında tanınmaktadır.

Paris yakınlarında, orta hâlli bir ailenin çocuğu olarak doğdu.

Tıpkı MozartMendelsshon ve Schubert gibi dahi bir çocuktu. Müzik yeteneğini amatör bir müzisyen olan annesi keşfetti. Şan öğretmeni ve peruk imalatçısı olan babası ile annesi ona ilk müzik eğitimini verdiler. Nota okumayı 4 yaşında öğrendi, 10. doğum gününden birkaç gün önce Paris Konservatuvarı’na kabul edildiğinde, konservatuvarın tecrübeli öğretmenleri bu yetenekli öğrenciye ders vermek için yarışa girdiler. Öyle ki, ünlü opera bestecisi Charles Gounod, ona ders vermek için emekli olmaktan vazgeçti.

Georges Bizet, Marmontel‘den piyano, Pierre Zimmerman ve damadı Charles Gounod’dan armoni, Fromental Halévy‘den kompozisyon dersleri aldı.

Bizet, konservatuvardan 1852 yılında piyano dalında, 185 yılında flüt org ve füg dallarında birincilikle mezun oldu. İlk senfonisini 17 yaşında besteledi. Genç besteciler için önemli bir ödül olan Roma Ödülü”nü kazandı. Bu ödülün sağladığı burs sayesinde Roma‘ya gidip ekonomik endişeleri olmaksızın İtalya‘ya seyahat etti ve bestelerine ilham kaynağı olacak pek çok yer gördü, Don Procopio” operasını besteledi. Bizet’ nin piyano çalmadaki ustalığı büyük piyanist ve besteci Franz Liszt de dahil olmak üzere pek çok kişi tarafından ayakta alkışlanıyordu. Ancak zamanla depresyona girerek kendi sanatsal değerini sorgulamaya başladı, endişeleri nedeniyle bazı projelerinden vazgeçti, bestelediği bazı operaları yaktı.

1860’ta Paris’e döndüğünde, annesinin ölümü onun için büyük bir darbe oldu. Roma Ödülünden gelen paranın da sonu geldiği için yoğun bir çalışma temposuna içinde sanatsal değeri olmayan bazı besteler yaparak ve özel ders vererek geçimini sağlamaya çalıştı. Yetenekli bir piyanist olmasına rağmen bir besteci olarak kariyerine zarar verir düşüncesi ile halk önünde konserler vermekten kaçındı. Geçinme gayreti ile yaptığı yoğun çalışması, besteci olarak kendini geliştirmesini yavaşlattı.

1863 yılında İnci Avcıları operasını besteledi. Eserin gösterimi başarılı geçtiyse de eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu. 1866 yılında bestelediği ve 1867 yılında sahneye konan Perth’li güzel kız operası ise hem halk hem de eleştirmenler tarafından beğenildi.

Sağlığı gittikçe bozulmakta olan Bizet, 1866 yazını Paris dışında bir yazlıkta geçirdi. Bu tatil sırasında tanıştığı ve bir gönül ilişkisine girdiği Chabrillian, Bizet’ nin ileride yaratacağı Carmen” karakterinin oluşmasında rol oynadı.

Bizet, 1867 yılında öğretmeni Halevy’nin kızı Genevieve ile evlenmek istediyse de son anda nişan bozuldu, ancak iki yıl sonra kız tarafının ikna olması ile evlenebildiler.

1870 yılında Fransa-Prusya savaşı nedeniyle Bizet, Ulusal Muhafızlar’a katıldı. Savaş sırasında Genevieve’in ruhsal dengesi bozuldu.

Bizet, 1871’de “Çocuk Oyunu Suiti”ni tamamladı. 1872 yılında tek perdelik “Djamilla (Cemile)” operası ve sahne müziğini yazdığı Alphonse Daudet’in “L’arlésienne (Arles’li kız)” oyunu sahnelendi ancak başarısız oldu. Ancak Bizet, Cemile operası ileride opera başyapıtı Carmen’de de takip edeceği müzikal anlamda doğru yolu bulduğuna inanmıştı. L’arlésienne eserinden aldığı çeşitli bölümlerden bestelediği süit ise ilk çalındığında büyük ilgi gördü ve günümüzde en sevilen eserlerinden olan “L’Arlesienne Süitleri” böylece doğdu.

1873’te “Don Rodrique” operasını yazdı ama opera binasındaki yangın yüzünden sahneleyemedi. Bizet, bu arada Carmen operası üzerinde çalışmaya başladı. Prosper Mérimée‘nin Carmen romanından çok etkilenen Bizet, bu romanı operaya uyarladı. Eseri 1874’te tamamladı, temsil ise 1875’te gerçekleşebildi; ancak konusu nedeniyle çok ağır eleştiriler aldı.

Eserin 31. temsil gününde yıllardır kronik boğaz enfeksiyonu nedeniyle rahatsız olan Bizet, kalp krizi geçirerek öldü.

 

CARMEN SUİTLERİ

 

Carmen üzerine düzenlenen iki orkestra süitinden birincisi, her bir perdeden önce çalınmak üzere yazılmış orkestra parçalarından, ikincisi ise, operanın çeşitli sahnelerinden alınma bölümlerinden oluşur.

Bir numaralı Carmen süitinin bölümleri şöyle sıralanır:

 

  1. Prelüd
  2. Birinci Sahne ara müziği
  3. İkinci Sahne ara müziği
  4. Üçüncü Sahne ara müziği

 

İki numaralı orkestra süitinde ise şu bölümler yer alır:

 

  1. Dağ Bekçileri
  2. Habanera
  3. Çingene Dansı
  4. Kaçakçıların marşı