Cumhuriyet’e tanık olmuş önemli mimardan son uyarılar

90 yaşında bir mimardan bahsediyoruz; Doğan Tekeli’den… Bir anlamda mimarinin Cumhuriyet tarihinden… Bugün yaşanan yapı bozukluklarını, af kanunlarını, müstakbel tehlikeleri çok iyi değerlendirebilecek bir isim o. Ama otobiyografisini okuduktan sonra sorduğum sorular karşısında ketum davrandı. Bir bildiği vardır diye düşünüyorum. Yine de elimdekileri aktarmasam olmaz. Habertürk yazarı Kürşad Oğuz usta mimarla konuştu.

İstiklâl Caddesi’nde, Galatasaray Lisesi yanındaki eski Pamukbank binası, Nişantaşı Valikonağı Caddesi sonundaki uzun Emekli Sandığı binası, Bursa’daki Oyak-Renault otomobil fabrikası, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, Halkbank Genel Müdürlüğü, İş Bankası Genel Müdürlüğü, Antalya Havalimanı ve hatta benim şu an bu yazıyı yazdığım Habertürk binası… Yarışmalarda 30’a yakın birincilik almış, 120’si uygulanmış 180 projeye imza atmış bir mimar o: Doğan Tekeli.
Birlikte çalıştığı Sami Sisa ile Cumhuriyet tarihi boyunca çok önemli projelere imza atan Tekeli, otobiyografisini “Çebiş Evi’nden  Hisartepe’ye” adıyla yayımladı. Çebiş Evi neresi, önce Tekekli’nin ağzından onu anlatalım.

Doğan Tekeli-1934

Doğan Tekeli-1934

ÇEBİŞ EVİ NERESİ?

“1929 yılının Aralık ayında, Isparta’nın karlı, fırtınalı bir kış gününde dünyaya gelmişim. Doğduğum ev ise Hükümet Konağı önünden gelen yolun ikiye ayrıldığı ve üçgen bir meydan oluşturduğu yerde ‘Çebiş Evi’ diye bilinen, iki katlı bir Türk evi. Hicri 1199 (yaklaşık 1785) tarihinde inşa edildiğini, evde bulunan eski bakır kap kacak üzerine kazınmış ‘Çebişoğlu Ahmet Ağa 1199’ yazısını, sonraki yıllarda öğrendiğim Arap harflerini sökmeye başladığımda okuyabildim. Evi yaptıran Çebişoğlu Ahmet Ağa’nın, babaannemin büyük dedesi olduğunu da öğrendim. Anlatıldığına göre Isparta’da o tarihlerde ‘mültezim’ yani devlet adına vergileri toplayan bir yetkiliymiş. Isparta bölgesinde mahsulün iyi olduğu yılların ardından zenginleşmiş. Sonradan üst üste gelen kuraklıklar, azalan mahsul aileyi zor duruma düşürmüş. Haremlik-selamlık kısımları olan geniş evin harem kısmı satılmış. Diğer yarısı aile tarafından uzun yıllar kullanılmış.” Hisartepe ise Tekeli ailesinin bugün yaşadığı, Anadolu Hisarı’ndaki Hisartepe Evleri… Yani yaşamının başladığı ve şu an sürdüğü iki yeri isim seçmiş Tekeli.
Isparta doğumlu mimar, Isparta’dan Ankara’ya, oradan İstanbul’a, oradan İzmir’e ve sonra İstanbul’a uzanan mimarlık hikâyesini, Cumhuriyet tarihine de ışık tutacak şekilde anlatıyor kitabında. İçinden çok önemli mimarların, siyasetçilerin, sanatçıların geçtiği bir hikâye bu. Naif ama bir o kadar da gerçekleri görmemizi sağlayan bir hikâye…
Ona, hem bugünün mimari sorunları, hem de kitapta yaşananlarla ilgili bazı sorular sordum. Ketum davrandı, çok şey söylemek istemedi ama olduğu kadar aktaracağım size. Yine de bir şeyler söylüyor işte Tekeli…

Yazının devamını okumak için tıklayın