Yeterince düşünmemek, doğru düşünmemek,
Ya da hiç düşünmemek, düşünememek.
Düşünme yöntemlerimizdeki geleneksel yanlışları,
İnsanları binyıllardır sürükleyen düşünme kaskatlarının akışını,
Mantığın mı, yoksa algının mı dominant olduğunu,
Doğru ifadeyle, bizi neyin harekete geçirdiğini hiç düşündünüz mü?
Günümüz bir bilgi çağı, yazılım, innovasyon çağı da,
Kaç kişi kendi yazılımını biliyor, yazgısı tamam, amenna.
Sokrates’in sorduğu soru, Platon’un nihai hakikati,
Aristo’nun kutu mantığı diye başlarsak düşünme tarihine,
Gerçekten biz, neden düşünmeyi çok akademik ve soyut bulup,
Herşeyi insanlara öğretiyoruz da, asıl sorunumuz olan,
Düşünmenin nasıl yapılacağını öğretemiyoruz.
Tartışma, kanıt, hakikat ve mantık üzerine kurulu bir yapıda,
Çözüverdik herşeyi, sağlam bir zemine oturttuk bilgi temellerini,
Matematik, biyoloji, doğabilim, psikoloji, felsefe vs derken,
Düşünmeyi parçalara bölüverip, toplamadan çıktık işin içinden.
‘’ Düşünme’’ diye bir ders olduğunu hayal edin okullarda,
Bölünmemiş, ayrıştırılmamış, sınıflanıp kategorize edilmemiş,
Saf düşünme; veride ve kanıtta insan algısını dibine kadar eğiten,
Yaratıcılığı her insanın özündeki o yetenekten,
Hem ileri geri, ama hem de yanal düşünebilmekle tımar eden,
‘’Düşünme’’ diye bir ders.
Her çocuğa, yaşayacakları bu dünyayı bir bulmaca gibi parçalayıp,
Algılar, kavramlar, değerler yapbozu halinde verip,
Bütününü, kendi özseçimleriyle oluşturacakları tamamlayıcılıkta
‘’ Düşünme’’ diye bir ders.
Herkesin hayali kendine güzel, benimki de bu…
●●●●○○○○●●●●
Hafta sonu, iki oğlumla kısa bir tatile giderken,
Yolda, üçümüzün düşüncelerinin çatışmasında aklıma geliveriyor.
’63, ’90 ve 2010 doğumlu, genetik olarak kromozom kaderdaşı,
Ama düşünme değil, farklı bilgi ve deneyim seviyesinde üç kişi.
Yanlarında benim yaptığım, sadece oyundan düşmeme çabası.
Zira, hala ‘doğru düşünmenin’ öğretilemediği yalan dünyanın,
Ama para basar gibi bilgi basılan ve herkese dağıtılan,
Kanıt, veri, mantık, ‘kuram sonra bozup yenisini kuram’ enflasyonlu,
Kahpe ötesi, kaypak, zeminsiz, ufuksuz yalan ötesi dünyanın,
Yeni iki savaşçısıyla benim atacak ne aşığım, ne de kaşığım var.
Yolda tek aklıma gelen şey,
Betimsel, analitik, sayısal, veri gerçekliğine dayanan tekniklere rağmen,
Düşünmeye dair pür işlevsel bir sistemimiz yok.
Demem o ki dostlar; iki kişi, ya da çok kişi, aile ya da toplum,
Bilginin ve deneyimlerin getirisini kullanarak biribiriyle geçinirken,
Yada binyıllardır arbede, kavga dövüş, tartışma içinde geçinemezken,
Bilineni, mantıkeni, görüneni, fizikeni onlara öğretmek yerine,
Önce düşünmeyi öğretip, geliştirip, temellere oturtup,
Bunlara kendilerinin ulaşmasını sağlasak nasıl olurdu?
Becerinin, yaratıcılığın, yanal düşüncenin tüm topluma yayıldığı,
Rutin örüntüleri kullanan sıradanlıktan kurtulmuş bir dünya.
Herkesin hayali kendine güzel, napalım benimki de bu…
●●●●○○○○●●●●
Hani hepimizin başına gelmiştir, beyin fırtınasını dindiren o an.
‘’ İyi ama nasıl’’, yeryüzünün en kahredici sorusu.
Cevabı asla ne bu sütuna, ne de bu ömre sığmayacak soru.
‘’ Güzel anlatıyorsun da, bu nasıl olacak hocam’’?
Oğullarımla, hafta sonu denize akıyoruz, belki anılara yatırım.
Yolda, düşünürken düşünmeyi niye beceremediğimiz zihnimde.
Benim kromozomdaşlarımla, bir arabanın koltuk mesafesinde,
Tekniği farklı, içgüdüsel, örüntüsel, ya da deneyimsel metodlarla,
Ortak bir zemine oturtamadığımız doğru düşünme ve harekete geçmeyi,
Farklı yaş, altyapı, beceri ve kültürdeki insanların nasıl yapıp,
Dünyayı daha yaşanabilir ve mutlu bir yere dönüştürebileceği sorusu,
İnanın, zamana ve mekana sığamıyacak bir soru.
Ama yaratıcılığın ve yenilenmenin nasıl insanı özgürleştirdiğini,
Algı, kavram ve başlangıç noktalarını değiştirmenin derin keyfini,
Alternatif yol seçme ve odaklanma varyasyonlarının gücünü,
Bilen, deneyimlemiş ve anlatmış ustaları dinlersek, sorunun cevabı;
İlk bellememiz gereken ‘’ Düşünmeyi öğrenmek’’te yatar.
‘’ Düşünmeyi öğrenmek’’ten kastedilen şey;
Analiz ve yargılarla dolu bir dünyada asıl tasarımı öğrenmek,
Kesinlik ve kanıt temelli öğretiyi olasılık ile süslemek,
Önsezi bazlı bir yaratıcılıkla, beceri ve yeteneği sıradanlaştırmak,
Yani gerçek insan özgürleşmesine vakıf olmak sevgili dostlar.
Ne bileyim işte, herkesin iyi kötü bir hayali var, bu da benimki…