Fakirin dili Ferhanca

Ferhan Şensoy

Tolga AKYILDIZ

Galatasaray Lisesi yıllarında sokaklarını arşınladığı İstiklal Caddesi’nden ilk kitabı Kazancı Yokuşu’na, onarıp Türkiye’ye kazandırdığı Ses-1885 Tiyatrosu’ndan evine kadar kişisel hikâyesine plato olmuş Beyoğlu’nun durumuna çok üzülüyor Ferhan Şensoy. Sadece yazları gittiği Bodrum Yalıkavak’ın dağ köyü Geriş’teki evine; kendi deyimiyle ve pandemi nedeniyle “iltica” etmiş durumda. İstanbul’dayken de evinden çıkmadığını söyleyen Şensoy, “Eğilip bükülme devrinde değiliz. Türkiye’yi aydınlığa çıkarma gibi bir mesuliyetimiz var! Belki o gün gelirse, Beyoğlu yine bir kültür sanat merkezi olur, ben de tekrar sokağa çıkarım” diyor.

Sağlığının gayet iyi olduğunu söyleyen sanatçıya yakın geçmişte kaybettiğimiz Levent Ünsal, Rasim Öztekin gibi oyuncu dostlarının hüznüyle nasıl baş ettiğini sorduğumuzdaysa, yanıtı “Ben her gün günlük tutarım. Acılarımı şiir olarak nakşederim defterime…” oluyor. Şu sıralar harıl harıl kitapları üzerine çalışan, Edith Piaf ve Charles Aznavour dinleyen Ferhan Şensoy’la İstanbul-Bodrum ekseninde konuştuk.

Ferhan Şensoy

Artık gözlerden uzak bir yaşam sürüyorsunuz Bodrum’da. Pandemi günleri nasıl geçmekte; sıradan bir gününüzde neler yapıyorsunuz?

Pandemi süreci geçmeyi sürdürüyor. Tiyatrolar kapalı, ne zaman perde açılacak bilinemiyor. Sıradan bir günüm yok, eski dosyaları kitap eylemekteyim. Yalıkavak’ın dağ köyü Geriş’te bir evimiz var. Yazları iki ay boyunca burada kalırdık. Kışları da turne olmadığında ha a başları geliyorduk eşimle. Dört labradorumuz var, iki ha a gelmezsek özlüyorduk köpeklerimizi. 2020 Mart’ında geldik Geriş’e, ulaştık 2021 Mart’ına. Köpekler de bizden sıkıldı artık. Emekliliğimi burada geçiririm diye düşünüyordum. Benim için emeklilik provası gibi oldu.

Sağlığınız nasıl?

Sağlığım iyi, çünkü eşim Elif bana çok iyi bakıyor. Benim ömrümü uzatıyor.

Geçen yıl Dündeste’yi, önceki yılsa uzun süredir sırasını bekleyen Gecedeste’yi yayımladınız. Ve bu yıl Derdeste geldi. Üzerinde çalıştığınız kitap var mı? Yazma disiplininizi koruyor musunuz?

Yazma disiplinine, tiyatro disiplini içinde pek vakit kalmıyor. Tiyatronun tatilde olması bu anlamda işime yaradı. Derdeste’nin devamı Ferdeste’yi tamamlamak üzereyim. Onun ardından Çok Dikenli Güldeste gelecek.

Nöbetçi Tiyatro’da genç ve yetenekli oyuncuları desteklediniz. Ortaoyuncular Yayınları’nın genç ve yeni yazarları bulup çıkarmak, onları desteklemek gibi bir misyonu da olabilir mi ileride?

Ortaoyuncular Yayınları’nın işi genç ve yeni yazarları bulup çıkarmak değildir. Ben de genç ve yeni bir yazar sayılırım; öncelik benim dosyalarımda.

Yazının devamını okumak için tıklayın