‘Sacrifice’ İngilizce’de kurbanlık, fedakarlık anlamında,
Daha farklı ifadeyle birşey uğrunda harcanmak,
Gözden çıkarış, feda etmek anlamında bir kelime.
Ve belki de onlarca şarkının, filmin, öykünün adı.
Aynı zamanda klasik bir Elton John şarkısı ‘Sacrifice’.
Büyük oğlum Emir’in, ‘’baba sözlerini sözlerini iyi dinle,
İlişkileri, ne kadar güzel özetlemiş lirikler’’ diyerek,
Hafta sonu boyunca beni hapsettiği şarkı.
Eğer bana göre çevirirsem sözleri şöyle diyor:
Bu insani bir tezahürdür,
İşler sarpa sardığında,
Onun kokusu dağılmamışken,
Ve cazibesi güçlü bir haldeyken.
Kırmızı çizgilerinin içinde,
Başı bağlı her bir kişinin,
Şirin kandırmacalar çağrı atar.
Ve olumsuzluklar ilişkiye ayak basar.
Sonra donuk kalpler ,
Seninle o hale gelmiş,
Bazı şeyler hala iyi görünürse de
Öylece içinden geçer gider.
Fedakarlık sıfır!
Sadece kolay bir kelime,
Yaşayan iki kalp,
Fakat birbirlerinden ayrı iki alemde.
Gel gör ki özveri yok!
Ödün vermek diye bir şey yok!
Fedakarlık diye bir şey katiyen yok!
İki taraflı geçimsizlik,
Olaydan sonra boy gösterir,
Duyarlılık hapishane kurdurur,
Son perdede.
Rotamızı kaybederiz,
Altına bakılmadık taş kalmaz,
Seni lanetleyen gözyaşı kalmaz
Haset tutuştuğunda…
Üzerimizden geçen koca hayatı ve ilişkilerinizi düşününce,
Aklınıza neler neler geliyor değil mi?
Yaşadığımız zaman diliminin müzik dehalarından,
Sir Elton John’da konuyu harikulade özetlemiş.
Akıllı oğlum söyleyene kadar, sadece melodisini sevip,
Bende çok farklı hisler uyandıran şarkıyı,
Onun benim algımı yönlendirmesiyle dinleyince,
Bambaşka bir sayfada, yepyeni bir bilinçlenme yaşayıverdim.
No sacrifice at all, yani fedakarlık yoktu hakikaten…
●●●●○○○○●●●●
Sevgili dostlar, yaşadığımız olayları, hissettiklerimizi,
Kendimizle başbaşa kalıp düşünmek ve analiz etmek,
Kendimize tutabileceğimiz en yararlı aynalardan biri.
Bir şarkının, sözün ya da bakışın bizde yarattığı etkileri,
Söylenmeyen, verilmeyen, tutulmayanın ruhumuza dokunuşu,
Oradan oraya çaresiz ve meşakkat dolu arayışlarımızın özünü,
Yüzümüzdeki çizginin, alnımızdaki kırışığın, mimiklerimizin,
Hepsinin altında yatan nedeni irdeleyebileceğimiz yer,
İşte o gerçekten kendi içine çekilip sorgulmaktan,
En azından kendimize dürüst olmaktan geçen pratikte.
Tıpkı Elton John şarkısındaki gibi, yıllarca öyle sandığımız,
Kurbanı olduğunu iddia ettiğimiz ilişki de bile,
Yaptığımız fedakarlıkları, uğrunda ömür harcadığımızı,
Herşeyi gözden çıkardığımızı düşündüğümüz şey de bile,
İş aslında öyle değil.
Kadın erkek masalındaki kırılma anını anlatan,
Bu güzel şarkıda olduğu gibi, bir ilişkide de,
Aslında ne yapılıyorsa; iki kişi tarafından yapılıyor.
‘’Sacrifice, just a simple word’’ diyor Elton John,
Ve ‘ no sacrifece at all ’ diye bitiriyor.
Feda etmenin sadece basit bir kelime olduğunu,
Aslında ilişkilerde bir kurban sayılanın, mazlumluğun,
Fedakarlığın bile tek taraflı olmadığını,
Herşeyin karşılığıyla var olduğunu anlıyor insan…
●●●●○○○○●●●●
Bilemem kaç kez dinledim şarkıyı bu hafta.
Beste de mükemmel olunca, söyleyen deha,
İnsan kendini şöyle bir gözden geçiriyor.
Benim anladığım ve kendime aldığım ise şu.
Fedakarlık insan doğasına uygun değil aslında,
Bencillik üzerine giydirdiğimiz kılıf gibi.
Fedakarlık için bir avuntu arıyoruz çoğu kez,
Ve o avuntuya bağlıyor ipimizi savrulup duruyoruz.
Fedakarlığın, kurbanlığın;
Nasıl iki taraflı olmadığını düşünürsün ki, diyor Elton,
Birinin karlı birinin zararlı olduğu kötü bir ticaret gibi,
Sen zararına satmaya razıysan karlı niye almasın.
Üstelik sen bu zararına satıştan mutluysan.
Dostlar, vaktiniz olursa Elton John dinleyiniz.
‘Sacrifice’ı ‘ dinlerken,’ Fedakarlık ya da Kurbanlık’,
Düşünün bakalım tek taraflı mı bu eylem?