Gerçek Doğada Saklıdır – Emre Toğrul

Emre Toğrul

Baharın en güzel günlerini yaşıyoruz, fışkırıyor doğa,
Gözlemleyebildiğimiz, hissedebildiğimiz kadarıyla sesleniyor,
Bir parçası olduğunu unuttuğumuz doğa, tabiat namı diğer.
Bir nesnenin ruhumuzda ve zihnimizde iz bırakması anlamında,
‘’Natura’’, ‘’Nascere’’ doğmayı betimleyen kelimelerindeki gibi,
Doğa da oradan geliyor zaten, sürekli yeniden yaratılıyor tabiat.
Spinoza’nın ‘’Natura Naturansı’’ gibi sürekli doğurucu tabiat,
Bugünlerde nereye baksanız, ne seyretseniz bu doğuruculuk var.
Bilgelik sevgisi felsefe de tabiatın etkisini hiç gözardı etmemiş,
Ondan etkilenip doğan akım ile, belki de aklı korumuş dostlar.
Sembolizmada, benzetmede, ilhamda, yaratıcılıkta hep kaynak o,
Her döngüsünde, yeniden doğuşunda anlattığı birşeyler var belli ki.
Var da bizim anlayamayacağımız yalınlıkta, basitlikte ve düzende.
Bu bahar doğa bir başka güzel, bir başka doğurgan.
Baharın en güzel günlerini yaşıyoruz, fışkırıyor doğa…

●●●●○○○○●●●●

Gerçeğin sadece ve sadece doğada saklı olduğunu idrak ediyoruz.
Paylaşımlarda kıyılarımıza gelen yunuslar, köpekbalıkları, foklar,
Şehirlere inen her türden mahlukat, kuşlar, geyikler, böcekler, arılar.
İnsanı kusup çıkarsa, elemine edip kendi düzenine karar verebilse,
O adil, yenileyici, yeniden doğumlarla sağıltıcı düzenine dönse,
Herşeyi tüm açıklığıyla anlatacak bize doğa.
Eski Mısırdan, uygarlığın bizi doğadan çekmeye başladığından beri,
Onun seslerini, görüntüsünü, şekillerini hareketini anlamaya çalışıp,
Onun ahenginde ve işleyişinde yatan kuralları çözümlemeye uğraşıp,
Sonra tüm insanlığa bunları öğrettikçe bilgi sahibi demedik mi?
Gerçek bilginin ve hakikatin tabiatta saklı olduğu kanısıyla,
Çocuklarımıza binyıllardır matematik, fizik, kimya, biyoloji öğretmemize,
Yer ve gökbilimi, coğrafyasını, müziğini, resmini belletmeye çalışmamıza rağmen,
Üstbilgiye ulaştıkça doğaya düşmanlığımıza ne demeli?
Bugünlerde doğa yeni bir bahar doğumuyla buram buram kokarken,
Uçsuz bucaksız gökyüzünün, kozmos yani univers,yan kainatın,
Küçücük bir parçası olan, ve tüm gerçeği içinde saklayan tabiatı,
Üzerinde bir türlü akla ve ona uygun düzeni yakalayamadığımız,
Tek anayurdumuz doğayı, daha derin ve hissederek düşünüyoruz.
Biz çekildikçe bize doğru gelen, arınan, fışkıran tabiatı.
Bilginin temellerinde yer alan ana kavramlar içinde,
Belki de doğadan olmayan tek kavram belagatın çıktısından,
Onun uzantısı yazı, edebiyat, felsefe ve sosyolojinin üzerinden,
Bir Pazar yazısı yazarken ben, kapandığımız evlerimizin içinden,
Dışarıda tabiat alabildiğine önsüz, günsüz ve sonsuz sürüyor.
Bu bahar çok daha mutlu ve özgür tabiat, fışkırıyor…

●●●●○○○○●●●●

Aklın tabiatın sırlarına vakıf olması, onu bilimleştirip yayması,
Bilimin de tekniğe hakim olup yasaları ben yaparım zannı ile,
Taa en baştaki mağara çaresizliğine döndüğümüz şu günlerde,
Dışarıda binyıllardır zorla öğrendiğimiz tabiatın gerçek sırları,
Yine aynı, ama başka ve belki bir ilk doğumda, cıvıl cıvıl.
Pencereye konan kuş, sızan ışık, çarpan yağmur, rüzgar sesi,
Pencereyi açınca gelen koku, cıvıltı, esinti, sıcak yada serinlik,
Bu yeni bahar doğumuna olduğun yerden saygı duy diyor.
Bulunduğumuz mağaradan doğanın yeraltı ve yerüstü mucizelerine,
İnsan anlayışını yükseltici kozmik tesirlerine odaklanırsak bugün,
Meru dağından Himalayalara, Omfalos’dan Sina’ya, oradan Ağrı’ya,
Hira’dan Alplere, ve belki Klimanjaro’dan Andlara kadar uzanan
Ley hatlarında, binyıllardır aradığımız psişik enerjiye bakarsak,
Zaten doğadan başka bir yerde gerçek aranmayacağını görüyoruz.
Bu bahar herşey birbaşka güzel ve tabiat kendi ritminde raks ediyor.
Ve biz, kimi yaşamının başında, kimi ortasında ve kimi kıyısında biz,
Tüm dünya, bu Pazar;
Sabır, düzen, görev ve sorumluluk gibi yine tabiattan alınmış eğitimle,
Onun bize sunduklarıyla oluşturduğumuz mağaralara sığınmış,
Gerçeğin zaman içindeki seyrini ve sonucunu uslu uslu kabulleniyoruz.
Dışarıda kuşlar cıvıl cıvıl, çiçek börtü böcek ışıl ışıl, sular şırıl şırıl,
Natura Naturata, doğurulmuş tabiat yeniden doğumunu kutlarken,
Biz de bugün, yaşama salt insanın tek başına biçim verme ve,
Anlam kazandırma ayrıcalığı içinde olmadığı dersini alıyoruz.
Ama asıl sınav, bu ders bittikten sonraki dünyanın sıradanlığında.
Pencereden dışarıda tabiat bize birşeyler fısıldıyor bu bahar…