Metin Celal
“Bir Kâğıt Mimarının Hayali Dünyası: Nazimî Yaver Yenal” sergisi, 3 Ekim’de İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açıldı. “Kâğıt mimarı” terimi serginin adında dikkati çekiyor. Benim gibi yazma – yayımlama dünyasında yaşayanlar için ilk çağrışımı sanatçının kâğıttan bir şeyler ürettiği yönünde. O nedenle de merak ediyorum.
“Kâğıt mimarı”nın sadece kendi için çizen, çizdikleri tasarım olarak kalan, inşa edilmeyen mimarlara verilen ad olduğunu öğreniyorum moda deyimle biraz “google’layınca”. İtalyan mimar Piranesi, Fransız mimarları Claude-Nicolas Ledoux ve Etienne-Louis Boulle, avangart Rus mimarları, İtalyan fütüristleri, İngiliz ütopyacıları ya da Rus postmodernleri böyle adlandırılmış. İlk başlarda bir küçümseme terimi olarak kullanılırken, zamanla bir takdir sözü halini almış.
Nazimî Yaver Yenal Sanayi-i Nefise Mektebi’nde çok önemli hocalardan Hikmet Onat, mimar Kemalettin, Vedat Tek ve Giulio Mongeri’den dersler almış. Daha öğrencilik yıllarında yarışmalara katılmaya başlamış. Üçüncü sınıfta “Greko Romen stilde bir villa” çalışmasıyla ilk sınıf birinciliğini alıp 24 altınla ödüllendirilmiş. Mezuniyetine kadar da öğrenciler arası düzenlenen tüm yarışmaları kazanmış. Okulu birincilikle bitirmiş.
Yazının devamını okumak için tıklayın
Ekin Bozkurt
Nazimî Yaver Yenal: Sadece Kendisi İçin Çizen Mimar
Cumhuriyet Dönemi’nin önemli mimarlarından Nazimi Yaver Yenal’ın çizimleri ve mimarlık geçmişinin sergilendiği, Büke Uras’ın küratörlüğündeki “Bir Kağıt Mimarının Hayali Dünyası: Nazimî Yaver Yenal” sergisi, 3 Ekim’de açıldı.
Nazimî Yaver Yenal, 1904 – 1987 yılları arasında İstanbul’da yaşamış olan, hem öğrencilik yıllarında hem de profesyonel hayatında çizim ve tasarım yeteneğiyle ön plana çıkan önemli bir mimar. Ancak resmi mimarlık dünyasının dışında kaldığı için belki de çoğumuz daha önce adını hiç duymadı. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün metninden, mimarın hayat hikayesi kısaca şöyle:
Yazının devamını okumak için tıklayın