İKSV’nin son raporu, farklı olup birlikte yaşamanın anahtarını veriyor

Gila Benmayor

GEÇTİĞİMİZ hafta sonu sabah sekiz sularında sahile yürüyüşe çıktığımda oturduğum mahallede pek de alışkın olmadığım bir manzara ile karşılaştım.

Suriyeli kalabalık aileler sabahın köründe çimenlere pikniğe gelmişlerdi.

Çaylar, ekmekler, ortadan ikiye bölünmüş karpuzlar, çoluk çocuk neşeyle kahvaltıya hazırlanırlarken sabah sporu yapan bizim mahallenin sakinleri onlara doğru endişeli bakışlar fırlatıyordu.

Bir kereden fazla yakaladım o bakışları.

Ve aklımdan gayriihtiyari şu düşünce geçti:

“1960’larda Almanya’ya ilk göç eden Türkler muhtemelen aynı endişeli bakışlara maruz kalmışlardı”.

Almanya yıllar boyu Türkler dahil ülkedeki yabancıların entegrasyonunu konuştu, tartıştı ve sorun h^al^a çözülebilmiş değil.

Bugüne ve bize gelirsek, Türkiye’de 3,5 milyon Suriyeliyle artık aynı havayı soluyoruz.

Sanırım hepimizi “Endişeli bakışlar fırlatmadan onlarla birlikte nasıl yaşayacağız? Kültürel farklılıklarımızı nasıl aşacağız?” gibi sorular yakından ilgilendiriyor.

Bunları yeterince tartışmadığımız kesin.

Yazının devamını okumak için tıklayın