İlk Filminde Ödül Alan Hataylı Sinemacı Fikret Reyhan: ‘Sinemanın Organik Bir Parçası Olmak İstedim’

Fikret Reyhan
Fikret Reyhan

23. Gezici Festival kapsamında gösterilen ve bu yıl gittiği pek çok festivalden ödülle dönen Sarı Sıcak filminin yönetmeni Fikret Reyhan ile bir araya geldik. Reyhan ile filmin anlatı biçimi, sahnelerin özel kullanımı ve film hakkındaki ince detayları konuştuk.

Fikret Reyhan, Fizik Mühendisliği eğitimi aldıktan sonra ilk kısa filmi Üç Para’yı 2009 yılında yönetti. 2012 yapımı Meta-morfoz filmi ise birçok festivalde gösterildi. Yönetmenin kısa film denemelerinden sonra gerçekleştirdiği Sarı Sıcak ilk uzun metraj filmi olarak karşımıza çıkıyor. Moskova Uluslararası Film Festivali’ndeki dünya prömiyerinde büyük ilgi toplayan ve Fikret Reyhan’a En İyi Yönetmen ödülünü getiren Sarı Sıcak filmi, 36. İstanbul Film Festivali’nde de dört önemli ödüle layık görülmüştü.

Senaryosunu yazıp yönettiğiniz Sarı Sıcak filmi modern yaşamdan ve modern tarımdan oldukça uzak bir ailenin hayatını geçindirmesine odaklanıyor. Filmin yaratım sürecinde referans noktalarınız nelerdi, bu konuyu ele almanızın sebeplerinden bahsedebilir misiniz?

Bu gibi konular ve yaşamlar sinemamızda en son doksanlarda yoğun bir şekilde işlenmişti. Ben, o yaşamların günümüzde de var olduğunu göstermek ve bundan yola çıkarak Türkiye’nin göz ardı edilen farklı bir taşra geleneğine dikkat çekmek için Sarı Sıcak’ı yapmaya karar verdim.

Uluslararası prömiyerini Moskova Uluslararası Film Festivali’nde yapan Sarı Sıcak, festivalden En İyi Yönetmen Ödülü’yle döndü. İlk filminizle aldığınız bu ödülün öncesi, sinemaya ilk adımlarınız, motivasyonunuz ve sonrasındaki süreçlerden bahsedebilir misiniz? 

Tabii, her yönetmenin film yapma güdüsünün altında çok farklı sebepler vardır. Ama sanırım çoğu yönetmende, kendi yaşantısından ve entelektüel kodlarından beslenen ve şekillenen sanat estetiğini bir şekilde dışavurma ve birilerinin beğenisine sunma hissi daha baskındır. Bende de sinema dünyasının organik bir parçası olma isteği böyle bir histen doğdu diyebilirim. İşte tam bu noktada ilk uzun metraj filmimizin gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ödüller alması haliyle sinemasal motivasyonumu çok arttırdı. Çünkü ortaya koymaya çalıştığım film estetiğinin birileri tarafından onaylanmış olması çok özel bir duygu ortaklığı.

Yazının devamını okumak için tıklayın