İnsanoğluna En Yakışan Duygu Hüzün – Emre Toğrul

İnsanoğluna En Yakışan Duygu Hüzün

İnsanoğluna, en yakışan duygu
Hüzün,
En asil haliyle görmek için insanı
Hüzün,
İçten içe, kendi kendine
Asla öfke değil, hırs değil
Asla üzülmek değil, yas değil
Ve asla salya sümük ağlamak değil
Pür hüzün…
∞Ω∞
Bir gözden geçirme, bir hatırlama
Belki bir anı, ondan kalma
Sararmış bir resim, burada gibi hala
Asla kavuran bir kasvet değil,
Sıkıntı ve ızdırap değil asla
Akan yaş, sadece bir damla
Hüzün,
Sadece ve saf hüzün
Bir sigara, bir sandalye ve o masa…
∞Ω∞
O, kadını bile kadın yapan
O, erkeği bile çaresiz bırakan
Oğulun kızın gözlerine dolan
Bir dem ürperme, uçan zaman
Bir anımsama, kalpten başlayan
Birkaç edilmiş kelime, hatırlanan
Belli ki yer etmiş, bellekten çıkamayan
Düşündükçe hüzün
Baktıkça hüzün, dünden kalan…
∞Ω∞
O hüzün ki, bir kadın suratında
Daha güzel bir tablo var mı acaba ?
Buğulu bir çift göz karşısında
Bir iç çekiş, sımsıcak göğsün avlusunda
Bakışında bir ananın, giden yavrusuna
Gülüşünde sevgilinin, ihanetin ortasında
Göz yumarken bir ihtiyar, pişmanlığın sultasında
Pürüpak hüzün, güzel hüzün
Kaşın gözün ortasında…
∞Ω∞
Ülkemin yüzüne de en yakışan duygu
Hüzün
Fakru zaruret içinde, ama asil bir dün
Öyle bir sevdaydı ki, sevinç üzüntü aynı gün
Sıcaklığında yaşarken, ayrı şivede aynı tınıdaki türkünün
Bugün olmuş dostu düşmanı bellisiz bir düğün
Ve karışık kafaların tek yüz ifadesi bugün
Hüzün ki ne hüzün
Uyan hüzün, uyu hüzün, hep hüzün
∞Ω∞
Asil insana en yakışan yüz
Hüzün
Bir içe çekilme, bir hesaplaşma
Bir bellek filmi, bir vedalaşma
İlla ki bir kavuşma, bir kucaklaşma
Belki bir kaçış, uzaklaşma
Belki de akıl tutulması, salaklaşma
Çok, ama çok derin bir hüzün
Belli ki, bu bir özünü aşma…
∞Ω∞
Bugün sevgili hüzün,
Ruh utanmada, beyin süzgün
Kalp sorunca, yüzde hüzün
Düşününce akıl, çaresiz hüzün
Asla öfke değil, asla istemem üzül
Asla kasvetiyle değil, bu bitmeyen güzün
Sadece bir damla yaş , usaresi özünün
Bugün hüzün
En gerçek insan suratı, hüzün…
Emre Toğrul