Karnavalların yapıldıkları kentlere olan katkısı tartışılmaz. Turizmin hareketlenmesi, onu oluşturan pekçok sektörün canlanmasını sağlar. Ekonomik katkının yanısıra, o kentin bilinirliğinin artmasını, yine dönüp dolaşıp ekonominin iyileşmesine fayda sağlar.
Ama benim gözümden KARNAVAL;
Yürekleri kocaman, sevgi ile dolu, sıcak iklimin sıcak kanlı insanlarına,
Hava ne soğuk ne sıcakken,
Tüm üzerlerindeki statü ve etiketlerden kurtulup,
İşin stresini bir kenara atıp,
En azından iki günlüğüne,
Üstlerine (pamuklu J) bir tişört, bir jean çekip,
Adana’ nın o favori sokaklarında salınma,
Tablacıdan kebap yeme,
Çimlere uzanma, oturma,
Pamuk helvalar yeme,
Eş-dost, hısım- ahbaplarla iki kelimenin belini kırma,
En kötü küslükleri bitirme,
O muhteşem portakal çiçeği kokusu ile hoplayıp zıplama,
Konserlerle coşma,
Dans gösterileri ile dans etme,
Başına portakal çiçeğinden yapılma en nadide, el yapımı taçları takarak,
Tanıdığı tanımadığı herkese, sıcacık gülümseyerek,
Uzaklardan gelenleri coşku ile sarmalayarak,
Bu şehrin, bu toprakların, bu mis gibi kokan portakal çiçeği kokusu ile sarhoş olma halini anlatıyor.
En azından iki günlüğüne, en şahane duyguları; sevgiyi, dostluğu, hemşeriliği, ev sahipliğini, paylaşmayı, eğlenceyi tüm şehir birlikte yaşıyoruz Karnaval da.
Hem de mis gibi kokan Portakal Çiçeği kokusu ile.
Çocuklar gibi, çocukluk hallerimize dönerek.
Benim için Karnavalın en büyük faydası bu bizlere..
Birlik olma hali..
Şenlik hali..
Aynı anda, aynı güzel duyguları, aynı yoğunlukta hissediyor olabilmemiz.
Sevgi, hep böyle içimizde gümbür gümbür olsun…