Kısa filmler dijital yalnızlığı anlattı

Orhun Atmış

Sabancı Vakfı’nın “Kısa Film Uzun Etki” sloganıyla bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Kısa Film Yarışması’nın kazananları belli oldu.

Bu sene yarışma “Dijital Yalnızlık” temasıyla yapıldı. “Parti” filmiyle birinci olan Efe Can Yıldız’a ödülünü Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı sundu. Film, sürpriz bir doğum günü partisi hazırlayan, evi süsleyip ışıkları kapatıp saklanan bir grup gencin telefonlarına kilitlenerek arkadaşlarının geldiğini fark etmemesini anlatıyor. Filmin ilginç yanı, doğum günü sahibi genç de elindeki telefona odaklanarak girdiği karanlık salonda, saklanmalarına karşın yüzlerine vuran telefon ışıklarıyla yerlerini belli eden arkadaşlarını fark etmiyor.

“Nasıl Bilirdiniz?” filmiyle ikinci olan Ayşenur Erdoğan Gökçe ise kısa filminde bir cenaze törenini anlatıyor. Filmde, internet üzerinden canlı yayımlanan törene katılanlar, imamın “Nasıl bilirdiniz” sorusuna, yorum yaparak “İyi bilirdik” diyorlar ve çeşitli emojilerle üzüntülerini belli ediyorlar.

“Dijital Pizza” filmiyle üçüncü olan Veysel Aslan ise yemek siparişlerinin, banka işlemlerinin, hastane işlerinin internet üzerinden yapılmasıyla ilgili distopik bir tablo çiziyor. Aslan’ın filmindeki karakter, pizza siparişi verdikten sonra telefondaki sesin “Son 7 pizzayı aynı sipariş ettiğinizi görüyorum. Biraz da sebzeli yemelisiniz, kolestrolünüze dikkat etmelisiniz, kayıtlarda ilaçlarınızı almadığınız gözüküyor, banka hesabınızda da parasal bir değişim olmamış, sinirlenmeyin lütfen, ambulansa haber veriyorum” gibi sözlerinin ardından bir nevi sinir krizi geçiriyor. 

Mansiyon ödülüne de “Girdap” filmiyle Cüneyt Işık layık görüldü. Işık’ın filmi sanal dünyada kendini olmadığı biri gibi gösterme çabasının, kişinin kendi gerçeklik algısını kaybetmesine yol açmasını anlatıyor. Dereceye giren filmlerin birincisi 20 bin TL, ikincisi 15 bin TL, üçüncüsü 10 bin TL ile ödüllendirildi.

Bu sene toplam 490 film ile rekor başvuru alan yarışmada 13 eser finale kalmıştı. Ödül almaya hak kazananlar; yönetmen-senarist Mahmut Fazıl Coşkun, oyuncu Hazar Ergüçlü, dünyaca ünlü Filistinli çağdaş yönetmen Najwa Najjar, Makedonya’dan ünlü yapımcı ve oyuncu Labina Mitevska ve İtalya’dan Venedik Film Festivali programcısı Teresa Cavina’dan oluşan jürinin değerlendirmesiyle belirlendi.

Yarışmanın tüm katılımcılara katkı sunmayı hedeflediğini belirten Güler Sabancı, “Bu bir yarışma olsa da inanıyorum ki, bu gecenin kaybedeni yok, hep beraber duyarlılığımız, farkındalığımız artacak, hep beraber kazanacağız. Yarışmaya başvuran herkesin sanat yolculuğuna destek olmaya çalışıyoruz. Bu nedenle her yıl, Kısa Film Platformu Buluşmaları ile usta sinemacıların gençlerle deneyimlerini paylaştığı çalıştaylar düzenliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘KISA FİLM TÜRDÜR, DENEME DEĞİL’

Yarışma öncesinde konuşma fırsatı yakaladığımız Mahmut Fazıl Coşkun, jüri üyeliklerinin asıl işleri olmadığını ama bu sayede yeni insanlar tanıdıklarını belirtti. “Kısa film ayrı bir tür” diyen Coşkun, uzun metraja geçiş öncesi kişinin kendini deneme alanı olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti. Coşkun, “Son yıllarda Türkiye’de çok fazla kısa film festivali var. Bu iyi bir şey” dedi. 

Kısa filmleri değerlendirirken yönetmenlerin anlatmak istediği şeyi ne kadar iyi anlattığına ve ne kadar hissettirdiğine dikkat ettiklerini söyleyen Coşkun, “Bir defa bence tema etkiliydi. Bu temada daha önce birçok televizyon dizisi vs. izledik. O zamanlar biraz bilimkurgu gibiydi, halbuki şu an bakınca bilimkurgu yaşadığımız gerçekliğe dönüşmüş durumda. Geleceğin de aslında biraz daha karanlık olduğunu gördük. Eskiden distopik olan konular bugün realite. Büyük ihtimalle daha da derinleşecek. O nedenle bunu fark etmek benim için ilginçti” diye konuştu.

Son olarak “Anons” filmiyle ilgi gören ve yabancı festivallerden ödülle dönen Coşkun, yeni film çalışmalarına başladığını ve 2021’in sonbaharında çekimlerine başlanacağını aktardı.

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr