Sefa’nın karikatürlerine bakarken, Google Earth geldi bir anda aklıma – Mustafa Öncül

Sefa Sofuoğlu’nun “Alemin Keyfi Yerinde!” adlı karikatür kitabına aşağıdaki önsözü yazmıştım yıllar önce.

Kitap geçtiğimiz günlerde, KİTAPSAN şubelerinde ve kitapsan.com.tr’de yeniden okuyucu karşısına çıkınca hatırladım ve burada paylaşmak istedim.

Sefa’nın karikatürlerine bakarken, Google Earth geldi bir anda aklıma.

Google Earth var ya…

Birçoğumuzun bilgisayarında yüklüdür hani… Programı çalıştırırsınız… Kapkara uzay boşluğunda kendi halinde dönüp duran Dünya karşınızdadır… Mavi denizler ve alacalı-bulacalı renkleriyle kıtaları görürsünüz önce… Elin oğlu teknolojiyi konuşturmuş!.. Dünyayı, alta-üste, sağa-sola çevirirsiniz… Başlarsınız zum yapmaya… Önce ülkeleri görmeye haşlarsanız, ardından bölgeleri, şehirleri, ilçeleri, köyleri ve mahalleleri… Caddeler, sokaklar derken… Evlere, bahçelere, kapının önünde park etmiş arabaya kadar ulaşabilirsiniz.

Sefa’nın karikatürlerine bakarken, Google Earth geldi bir anda aklıma.

Otuz yıla yakın süredir hemen hiç ara vermeden karikatür çizen Sefa, naif mizah anlayışı ve gözlemciliği ile şehirlere, köylere zum yapmış; mahallelere, evlere girmiş… Bununla da yetinmemiş insanların iç dünyalarına dalmış çaktırmadan (Google Earth bunu yapamıyor işte!..)

İnsanlar, yani bizler kendimizce bir şeyler yapıp dururken, kendi dünyalarımızda çoğu zaman kendimizden bile habersiz yaşayıp giderken… Sefa, olan biten her şeyi not etmiş de ruhumuz duymamış!..

Not etmekle de kalmamış, acıma, insaf, kayırma, iltimas vs her şeyi bir yana bırakıp manyaklıklarımızı, şirinliklerimizi, dangalaklıklarımızı, neşemizi, hüznümüzü acımasızca orta yere dökmüş.

Uzun bir süre sonra tartının üzerine çıkıp kilomuzu gördüğümüzde, “Bu tartı kesin arızalı!.. Ben bu kadar kilolu değilim!..” dediğimiz gibi, bazı karikatürlerde kendimizi görüyoruz ama “Hadi canım… Tamam ben de böyleyim ama… Bu kadar da değil!..” diyoruz bazen…

Bazen de “Aaaa… Bu kadın aynı benim nenem!.. Şu adamı çizerken de sanki bizim patronu çizmiş; aynı vallal…” deyip, çevremizden birilerini buluyoruz.

Bu albümdeki karikatürlere bakarken başka bir şeyin daha farkına vardım… Sefa’nın karikatürlerinde yer alan tipler, görüldükleri gibi değil, oldukları gibi çizilmiş. Onlar kendilerini istedikleri kadar beyefendi, hanımefendi, zeki, akıllı, dürüst, yakışıklı göstermek istesinler; öyle görünmek için çabalasınlar… Sefa onlardaki çakallığı, çılgınlığı, sahtekarlığı, fırlamalığı, şarlatanlığı görmüş, yakalamış… Veeee… Ortaya atmış, “Alın bakın, işte sizin kişisel ve toplumsal MR’ınız..” diye.

E madem bu kadar emek vermiş bizlerin kişisel ve toplumsal MR’ımız için… Biz de alıp bakalım… Eğer becerebilirsek, önce kendimizi, sonra başkalarını kandırabileceğimiz bir tanı koyalım kendimize (!)

Dip not: Aslında Sefa’nın bu albümünde bir şey eksik. Albümün başlangıcına, “Bu karikatürlerde yer alan şahıslar tamamen hayal ürünüdür. Benzerlikler sadece rastlantıdan ibarettir” yazsa iyi olurdu. Hem bizler üzerimize alınmazdık hem de eline odunu alıp, “Burada beni mi çizdin sen bakiiim?” deyip kapısına dayanan olursa, tutar bu yazıyı gösterirdi.

Neyse…

Olmuş bir kere.

Kısmetten ziyadesi olmaz.

Mustafa Öncül