Sosyal Medya Erdemleri – Emre Toğrul

Sosyal Medya Erdemleri
Erdemler, faziletler, haklar, iyi insanlık,
Artık sözde, fotoğrafta, telefonda, tablette…
Ruh ve beden sosyal medyaya teslim,
Hani o paylaşımlar, selfiler, tweetler, mesajlar,
Geçende silkinip, kendime bir baktım şöyle,
Profil resmim sanki ben değil, hey maşallah,
Döndüm bir de aynaya, ayna kıs kıs gülüyor,
Paylaşımlar vs, çaktırmadan göz attım şahsıma,
Sanki dünyanın en mutlu ve möhim adamı, peh,
Tevbeler olsun, ucundan kırıntısına razıyız,
Dertleri zevk edinmişiz ki, bizde neşe ne arar.
Ama günümüz sosyal medya erdemlerinin çağı;
Sanırsın, dünya bir sevgi yumağı, herkes seviyor,
Sanırsın, herkes seyyah olmuş şu alemi geziyor,
Zanneden, cemiyet felsefe çeşmesinde yıkanmış,
Bellen ki, herkes celebrity, karizmanın büyüsü,
Memleket meselelerine duyarlı, farkında,
Kendine güvenli, yardımsever, fazilet bezeli,
Senin hayrına senden çok sevinen mi istersin,
Senin derdine senden çok kahrolan mı ararsın,
Herkes Ulubatlı, en önde, Hasan Tahsin mebzul,
Çıkışlar, uçuşlar, komplimanlar, geydirmeler,
Paylaşımlar, kınamalar, siyah kırmızı profiller,
Bizler, varızlar, buradayızlar, hepimiz o’yuzlar,
Ya Allahaşkına, kimi kandırıyoruz dostlar,
Kendimizi ise mesele yok, kardan zarar…
●●●●○○○○●●●●
Öte yanda, madalyonun öte yüzünde tezat,
Hasta baba face’de; sorun, adama kim bakacak?
Gel şu işe bir bak; ‘bakamam, mesajlar kaçacak’,
İşsizim abi, ‘al sana iş’; canım o saatte kim kalkacak?
Sıraya girsene kardeş; ‘ya ama o makama çıkacak,’
Peki sen şöyle diyordun? ‘Şartlar, artık böyle olacak’,
‘Sil onu bi daha çek, bi daha; millet şişman sanacak’…
What a wonderful world? …mış gibi.
Sorumsuzluk, şark kurnazlığı, sahtekarlık diz boyu,
İki yüzlülük, riya, kayırma, yalan tarihi zirvede,
Çirkeflik, hıyanet özle sözü koparıp atmış,
Ama erdem buketleri, şeref ve fazilet yazıtları ;
‘’Para saadet getirmez’’, en beğenilen ateş pahası,
‘’Etkinlik: kitap fuarındayım’’, kitaba tek kuruş yok,
‘’Şiddet karşıtıyız’’, paylaşımda kan gövdeyi götürüyor.
Sohbette sözün yerine, soğuk tuşla giden bir sembol,
Sırttaki elin yerine, onlarca el resmi, ardarda,
Hiç göz teması, koku, hissetme, yüze değen rüzgar,
Islanma, üşüme, ürperme, sokulma olmadan,
Yüzlerce paylaşım, erdemli, duyarlı, sevgi dolu,
İfade etmeye çalıştığımız bir şey olduğu kesin,
Fazilet’ten öğütler, Saadet’ten sevgi sözleri,
İffet’ten yırtmaç, Hakkı’dan herşey hakkında…
Ya kurban olayım, kimi kandırıyoruz dostlar,
Kendimizi ise mühim değil, cürmümüz kadar…
●●●●○○○○●●●●
Yaşadığımız gerçek zaman birimi içinde,
Hatta tam orta yerinde yaşanan, sanal hayat,
Film yaa bildiğin, başrolde sen, ben ve bizimkiler,
Sürekli Fragman, ‘’ PEK YAKINDA BU TELEFONDA’’
Hayır kimseye lafım yok, yanlış olmasın dostlar,
Ben de mevzunun alığıyım da, tımar peşindeyim.
Benim problemim insana tepeden bakan kamera,
Kırmızı ‘LİKE KALBİNİN’ mimiği silişine kırgınım,
Yoksa o arabadaki gözlüklü resim olacak, haşa”
Okumaya yazmaya, öğrenmeye yönlendiren,
İnsanı sosyalleştiren herşeye amenna, varız.
Ama allahaşkına bir tanışalım şu profildekiyle,
Hiç korkmayan, yardımsever, hep elveren,
Adaletin neferi, bilge ve izan sahibi, dengeli,
Hep bakımlı, fazilet ve erdemlerle bezenmiş,
Can yakan, o güzel bizle bir tanışalım artık.
Hani o, hiç sümüğü akmayan, gözaltı şişmeyen,
Kıskanmayan, garezden nefretten bigane,
Menfaat, kayırma, ahlaksızlığa değmemiş,
O profil ve altındaki yazıyla yüzleşelim artık.
Ah sosyal medya erdemleri ah,
Bir düşünsenize dünyanın sosyal medyadaki gibi,
Sınırları çizili, disposable erdemlerle dolduğunu,
Bir tuşun ucunda, geri alınabilir ve sembolik,
Ya kimi kandırıyoruz be canlar ciğerler,
Haa, kendimizi ise sorun yok, yılların alışkanlığı…