Soyutlanmış mekânlarda somut eserler üretiyor – Kudret Sönmez

Hadi bugün, bir yılın topu topu dört sayfasını kaplayan mevsim konusunu açalım… Ya da en iyisi, zemheriyi (kara kış) kaldığı yerde bırakalım. Kaynar derecede ıslak yaz vakitlerini bunaltıcı aylara erteleyelim. Hazanı hazalla örtelim.

Sonra da, baharın evrensel güzelliğine sarılmak için sanat sokağına çıkalım.

***

Ülkemizin tanınmış Ebru ve Kat’ı Sanatçısı Meltem Koyunoğlu Adana’da yaşıyor… Sanata adanmış 14 yıllık zaman diliminde 8 kişisel sergi açan, yanı sıra yurt içi ve dışında sayısını hatırlayamayacağı kadar çok etkinliğe katılan Koyunoğlu, Kültür Bakanlığı Sanatçısı olarak da biliniyor. Geleneksel tarzda oluşturduğu eserlerinin birçoğu kurumsal ve özel koleksiyonlarda yer alan sanatçımız, konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini şu sözlerle anlatıyor:

“Sanat eseri niteliği taşıyacak bir esere imza atabilmek için sürekli okuyup, araştırma yapmaktayım… Hem geçmiş dönem sanatçılarının, hem de günümüzde üretim yapan tüm sanatçıların en büyük ortak noktasının şu olduğu kesin: Eseri ortaya çıkarırken geçirilen zamanda, yaşanılan dış dünyaya karşı kapanma ve neyi nasıl yapacağına karar vererek üretim yapması… Ben de bir eseri tasarlama, kullanılacak malzemeyi seçme ve hayata geçirme sürecinde sancılı bir dönem yaşamaktayım. Bu noktada saatlerce atölyeme kapanıp, sadece işime odaklandığım zamanlarda ailemin büyük desteğini gördüm.”

YENİ BAŞLANGIÇLAR

 “2020 itibari ile de ‘Güneşin Kadınları Adana Üretim ve İşletme Kooperatifi’ne sanat danışmanlığı vermekteyim… Üreten kadınlarımıza renk ve desen ile uyumlu çalışmaları gerektiği konusunda yönlendirmeler de yapmaktayım.

Fakat son iki yıldır değişen iklim koşulları, çevre kirliliği konusuyla alakalı olarak ileri dönüşüme (upcycle) merak sardım. Sanat ile bu konuyu nasıl birleştirip, yaşadığımız dünyaya artı değer katarak, insanlarda farkındalık yaratabilirim diye araştırmaya başladım. Nihayetinde, kâğıt hamurunun (Paper Mache) tam olarak aradığım malzeme olduğuna karar vererek, tasarlama aşamasına geçtim. Ve ilk olarak ‘Nazar Koleksiyonu’ adını verdiğim bir seri oluşturdum. Üzerinde insanlığın geçmişinden itibaren var olduğuna inandığı negatif enerjiyi kendisine çeken, desenleri bana ait olan göz figürleri ve nazar boncuğu desenlerinin olduğu duvara asılabilir dekoratif objeler yapıyorum. Bu koleksiyona ait çanak parçalarının her birini tamamen kendim üretiyorum. Üzerinde bulunan desenlerin çiziminden, renklendirmesine kadar tüm aşamalarda benim el işçiliğim var. Son dönemde ise aynı malzeme ile büyük çanaklar ve duvar tabakları tasarlamaya başladım.

Bu tasarımlarım ve ürettiklerimle, yaz döneminde açıklanacak bir başka büyük projede de yer aldığım müjdesini de paylaşmak isterim… Ayrıca Mayıs ayında Gündoğdu Art Gallery’de açılacak olan bir retrospektif sergi hazırlığı içerisindeyim.

Sergimde sanat kariyerim boyunca ortaya çıkarmış olduğum eserlerimle birlikte, bugüne ait ürettiklerimin de olduğu farklı bir sunum yapmayı istiyorum. Bunun için de kronolojik düzen içerisinde farklı tarzlarda birçok eserimi sanatseverlerle buluşturacak olmanın heyecanı ile seçmeye ve üretmeye devam ediyorum.”