Türkiye Tiyatro Vakfı, destek amaçlı çevirimiçi etkinlikler düzenliyor

Türkiye Tiyatro Vakfı, uzun bir geçmişe sahip değil ama tiyatro adına yapılan çalışmalar geniş bir bellek oluşturuyor. Zaten kurulma amacı da tiyatro sanatına boyut katmak, ülkemizde yerleşik bir geleneğe sahip tiyatro alanında kapsayıcı ve bütünlüklü bir arşiv oluşturmak üzere kurulu. Bu uzun ve sonu olamayan yolda, bir grup tiyatro insanı ve akademisyen yürümeye başladı. 

Ayrıca tiyatroya destek olmak için başlattıkları çevrimiçi etkinler mayıs ayında oldukça yoğun. Tüm bu etkinlikleri ve tiyatro adına her şeyi vakıf başkanı Esen Çamurdan ile konuştuk.

– Tiyatro Vakfı olarak neler yapıyorsunuz?

İlk ve asal hedefi Türkiye Tiyatro Müzesi’ni yapılandırmak olan Türkiye Tiyatro Vakfı, çalışmalarını iki ana yoldan sürdürmekte. Bunlardan ilki, doğrudan müzeye yönelik altyapı çalışmaları olarak nitelendirilebilecek olanlar, ikincisi ise çevrimiçi etkinlikler.

‘DEĞERLİ MALZEMELER BİRİKTİRDİK’

– O zaman öncelikle tiyatro müzesiden bahsedelim, neler yer alıyor ve alacak bu müzede? 

Yitirdiğimiz her tiyatro kişisiyle birlikte tiyatro belleğimizin de yok olmasını durdurabilmek için ulaşabildiğimiz ve bize bağışlanan her türlü malzemeyi tasnifleyip kayda geçiriyoruz. Çağdaş arşivleme ölçütlerine uygun olarak kurguladığımız bir envanter programıyla arşivi dijitalleştirerek kayıt altına alıyoruz. Kapsamlı arşiv ve koleksiyonları şu aşamada kabul etmememize karşın elimizde Türk tiyatrosu açısından oldukça değerli malzeme birikti. 

2018 yılında İÜ Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü son sınıf öğrencileri ile birlikte, belirli kitaplıkların dijital kataloglarıyla sınırladığımız bir literatür envanteri oluşturmaya başladık. Amacımız Türk tiyatrosu üzerine yayımlanmış tez, kuramsal kitap, biyografi, araştırma vb. tek kaynak üstünden görüntülenmesini sağlamak. Artık sona yaklaştık ve 2200’den fazla yayının girişini yapmış bulunmaktayız. Ardından sıra dijital alana aktarılmamış kitaplıklara gelecek, sonra müzeler, özel koleksiyonlar, arşivler vb.  

Tiyatro kültürümüzü tüm katmanlarıyla bir araya getirmeyi önemsiyoruz. Bu çerçevede tiyatromuzun oluşumunda büyük yeri olan Türk, Ermeni, Rum ve Yahudi tiyatrosuyla da yakından ilgiliyiz. 

– Bir tiyatro belleği sergisi bu saydığınız amaçlara katkı sağladı mı?

Kesinlikle evet. Hrant Dink Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat’la ortaklaşa düzenlediğimiz “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi bize çok şey öğretti, yol almamızı sağladı. 

Bunların yanı sıra her biri kendi alanında Türk tiyatrosuna önemli katkıda bulunmuş kişilerle sözlü tarih yapıyorduk. Türk tiyatrosunun sözlü belleğini görsel ve işitsel olarak kayda aldığımız bu görüşmelerle tanıklıklara dayanan, öznel bir tür sivil tarih oluşturmaya çalışıyorduk ama ne yazık ki salgın nedeniyle durdurmak zorunda kaldık. 

– Çevrimiçi etkinliklere gelecek olursak mayıs ayında ne bekliyor tiyatro severleri?

Mayıs ayımız oldukça yoğun ve ilginç konuların konuşulup tartışılacağı bir ay olacak.

“Tiyatromuzda Tarih Konuşmaları” kapsamında, 7 Mayıs Cuma günü araştırmacı yazar Nesim Ovadya İzrail, “Osmanlı ve Türk Tiyatrosunda Aşod Madatyan” başlıklı bir konuşma yapacak. Türk Ermeni tiyatrosunun vazgeçilmez adlarından biri olan ve 1902 yılında sahneye çıkan Aşod Madatyan ölünceye dek tiyatro dünyasından hiç kopmamış ve döneminin önemli olaylarına tanıklık etmiştir. Nesim Ovadya İzrail, sanatçının yaşantısından, tanık olduklarından yola çıkarak Osmanlı’nın son yıllarının, Meşrutiyet döneminin ve erken Cumhuriyet yıllarının tiyatrosuna odaklanacak. 

“Tiyatromuzda Toplumsal Cinsiyet Konuşmaları”nda 14 Mayıs Cuma günü Hülya Adak konuk olacak. “Absürt Tiyatro Kanonu: Kadın Oyun Yazarları ve Politika” başlığı taşıyan söyleşide Avrupa ve Türkiye örnekleriyle absürt tiyatroya bakılacak erkek-egemen kalıplarının sorunsallaştırılmasının önemi tartışılacak. 

Şunu da belirtmek isterim ki hayalini kurduğumuz müzenin bir misyonu da dünden bugüne kalanları araştırmak ve gün yüzüne çıkarmakla yetinmeyip bugünden yarına kalacakları da kayıt altına almak olacak. “Ustalar Ustalarını Anlatıyor”un bunun ilk adımı olduğunu söyleyebiliriz. 

– Peki, çocuklar, onlar için çalışmalarınız, etkinlikleriniz olacak mı?

Türk Tiyatro Müzesi çocuk ve engelli dostu olacağından etkinliklerimizde çocuklara da seslenmek istedik ve onlara özel atölyeler düzenledik. Çocukların ebeveyn eşliğinde katıldığı uygulamalı ve interaktif bir etkinliktir bu. Deneyimli profesyonellerce yönetilir ve dünya turundan, masal yazımına ya da tiyatro mimarisine dek çok renkli alanlarda çalışmalar yapar.

Mayıs ayında bir de altı haftalık ikinci çocuk atölyemiz sürecek. Roza Erdem “hikâye anlatıcılığı” (storytelling) yöntemiyle çocuklara masal anlatırken bir yandan da masalların yapısını öğretecek, onların kendi masallarını yazmalarını sağlayacak. Atölyenin adı: “Masalların Dünyasında: Kendi Masalımı Yazıyorum”.

HAGOP AYVAZ

– “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi hâlâ devam ediyor. Biraz sergiden bahseder misiniz?

“Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisini Hrant Dink Vakfı (HDV), Yapı Kredi Kültür Sanat (YKKS) ve Türkiye Tiyatro Vakfı (TTV) ortaklaşa düzenledi. 

1911-2006 yılları arasında yaşamış İstanbullu tiyatro sanatçısı ve yayıncı Hagop Ayvaz’ın kişisel çabalarıyla oluşturduğu kapsamlı tiyatro arşivi aşağı yukarı 19. yüzyılın ikinci yarısıyla 1960’ları kapsamakta. HDV’nin öncülüğünde Mart 2020’den başladık çalışmalara ve bir yıla yakın süre boyunca hiç ara vermedik. 

Hagop Ayvaz’ın arşivinin ancak küçük bir bölümünün yer aldığı sergi toplumsal bellek, kimlik ve mekân bağlamında Türkiye’nin tiyatro tarihine odaklanıyor. Arşiv genelde üç dillidir (Ermenice, Osmanlıca, Türkçe), sergi de üç dilli olarak düzenlendi. Kitap ise Yapı Kredi Kültür Sanat tarafından Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı. 

Türkiye’nin tiyatro tarihine çoğulcu bir bakış öneren “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi toplumların bir arada yaşama kültürünün getirdiği zenginliği ziyaretçiye bir kez daha anımsatıyor. Sergi, 25 Temmuz 2021’e kadar ziyaret edilebilir.

‘İKTİDAR YARDIMDA BULUNMUYOR’ 

– Pandemi sürecinde tiyatrolar zor durumda kaldı. İktidar bu süreçte yeterli bir politika izledi mi, sizce? Devlet bu süreçte nasıl bir politika izlemeliydi? 

Bence iktidar yeterli bir politika değil, hiçbir politika izlemedi. Yalnız tiyatrolara da değil, hiçbir çalışana yardımda bulunmadı ki! Yapılması gereken son derece basitti aslında ama bizim gibi yönetilen toplumlarda neredeyse olanaksız. Eğer iktidar isteseydi, tiyatroların yöneticileriyle -buna tek kişilik oyunları da katıyorum- birlikte toplantı yapıp çalışan sayısına göre ortak bir destek bütçesinde uzlaşabilirdi. Ama yapmadı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye-tiyatro-vakfi-destek-amacli-cevirimici-etkinlikler-duzenliyor-1833596