Yaa Dedim İçimden – Saniye Akay Demirel

 

Olduğu gibi yazdım. Keşke dilinden duyabilseydiniz, şerbet gibi mübarek. 

Anlatıcı, Taksici Ali, Amasyalı. 
Konu, ´Bir evlada bundan büyük miras mı var?´ 
Yazarın notu, ´tek bi dedi bile fazla değil.´, ´heeee´ler, anlıyor musun, tonunda´ 

“Köyden geldim taksiciliğe başladım. Bizim maddi durum da biraz zayıf biliyor musun. Bende bir mide ağrısı var, zati çocukluğumdan beri beni bu ağrı öldürüyor. Bir gün bu Sarıkonaklar´dan, bindi bir adam, yaşlı bir adam, çocuğum Şişli´ye gideceğiz dedi. Şimdi geldik Akmerkez´in önüne, trafik çok problem, adamı arabadan atmak istiyorum, tamam mı, götürmek istemiyorum, içimden. Dedi ki, ben sana yolu tarif edeyim, dedi, sen dedi, git dedi, ya dedim, amca dedim, bana ne yolu tarif edeceğin, dedim, ya ben yolu bilmez adam mıyım, heeee, trafik çok sıkışık, istersen in dedim, ha burdan, dedim, şu yandan bir arabaya bin.

Midem bir ağrıyor, sızısından böyle ölüyorum, bir eczane bulsam da bir ilaç alsam diye düşünüyorum. Lan ne yapiim? Adamcağız çok efendi davrandı, yavrum dedi, senin bir şeye canın sıkılıyor dedi, bir sıkıntın mı var dedi, heeee, adam öyle bir şeyli davrandı ki bu kez ben yaptığım hakaretten dolayı kendim utandım. Hakaret etmedim de, ben yolu bilirim filan gibi şeyinden, heee. Ya amca dedim, midem bir ağrıyor ki, acısından sızısından, dedim bildiğin gibi değil. Dedi ben dedi doktorum dedi, sana dedi, gereken yardımı yaparım ben dedi, ya dedim o zaman doktorsan, hemen bi tene de o bizim Akatlar´ın köşede eczane vardı, çektim, dedim o zaman bir ilaç yaz da, bir ilaç içim de dedim, rahatlayım biraz. Dedi ilaçla olmaz, ofisime gidelim dedi, ofisimde dedi, ben sana yardımcı olacam. Dedim amca benim param neyim yok, bi de dedim fazla muayene parası filan çıkarma bize, yok dedi, para dedi, sorun değil dedi, sen gel dedi. Şimdi götürdük adamı, yazdığının fazlasıyla bize parasını verdi, indi. Dedi, şuraya park et. Lan bir tur attım, yaaa dedim bırakkk dedim, şimdi bir de bize dedim, hesap çıkartır. O sırada bi dene araba önümde kıvırdı, kıvırır kıvırmaz, en azından dedim bir ilaç verir, girim bakalım dedim, deneyim.

Arabayı neyse park ettim, çıktım, Selamınaleyküm, Aleykümselam, dedi gel otur dedi. Sekreteri midir, bir kıza, kızım dedi şu addaki ilacı getir. Bunu dedi, iççç, ama dedi, bu dedi çözüm değil,  bunu dedi, şimdilik dedi, iç, sana ben dedi bir kağıt yazacam, Çapa´ya gideceksin, gerekli tedaviyi yapacaklar. İyi dedim ben de. Neyse kağıdı yazdı bize, lan ilacı içtim, ama ben bu mide ağrısını çoktandır çekiyorum, kaç milyar para istediler, parasızlıktan amaliyat da olamıyorum, şart dediler, neyse, sabahleyin bir şeyler yemeden git dedi, işte purofösör bir bayanın ismini yazdı, ismini hatırlayamıyorum, buna git dedi, bunu göstert, bu kağıdı dedi, sana gerekli tedaviyi yaparlar dedi, sabahleyin erkenden git dedi.  Neyse geldim, ya dedim durakta, o zaman Akatlar´da çalışıyom, bizim durakta Pala Amca diye biri varr, heee, yaşlı bir amca, dedim ya Pala Amca bu Gaya Çilingiroğlu kim, ya dedim, böyle böyle, bana bir kağıt yazdı, sen dedi bedava muayene olacaksın. Dedi ya, dedi, o Çapa´nın dedi, şeyi dedi, purofösörü. Deme ya dedim, dedi git oğlum, sana dedi bir şans doğmuş, git dedi, değerlendir.

Neyse dedim, zabah oldu, gidiim dedim, canım burnuma geliyor, her gün ölmekten dirilmekten, neyse gittim. Orda sabahleyin bütün doktorlar toplanmışlar, erkenden, bu bayan dedim, ismi gösterdim, o dedi purofesörümüzdür, talimat veriyor şimdi, bekle dedi, işi bitsin dedi. Neyse, işini bitirdi, kağıdı verdik, gel dedi, çocuğum dedi, gittik oraya, hemen ordan bi tene hemşiranım çağırdı, bunun dedi gereken tedavisini yapın dedi, neyse aldılar beni bir yere götürdüler, dediler yat. Ağzıma bir hortum dayadılar, bayılmışım. Bir ayıkdım, bakdım ağzımdan gan geliyor, sigara kağıdı kadar kalmış deri, çibanmış, hortumu koyunca patladı midemde, neyse ağzıma bir şeyler veriyorlar, ben istifra ettim, kendime geldim, dediler ya oğlum sen dediler, bu zamana gadar nasıl dayandın, sen dediler, ölümle boğuşuyormuşun, sen dediler allahtan gelmişin, bak gelmesem ölecem haa, mide ganamasından, heee. Neyse, bize gereken tedaviyi yaptılar, ilaçlar filan yazdılar, demişti ki ilaçlarını da yazdır, bana gel. Dedi mutlaka dedi, doktordan sonra bana uğra dedi. Vardım. Ondan sonra, dedim hocam böyle böyle, hemen gönderdi ilaçlarımı da aldırdı, dedi ki sen dedi bunları iççç, ondan sonra dedi, seni bir daha kontrola göndereceğim. Ben ilaçları içtim, on beş günde anadandoğma gibi oldum. Benden üç milyar para istediler o zaman, sülalemi satsam bulamıyorum, büyük para o zaman amaliyat parası, neyse, adam bize bir iyilik yapdı, Allah senden razı olsun dedim, bak karşımıza nasıl çıkarttı.

Gün oldu harman oldu, adamla karşılaştık, dedim abi böyle böyle gittim memlekete, bir şeyler aldık dedim, bal getirdim, Amasyalıyık ya, bal, hee, elma getirdim, aradan deee iki sene geçmiş, gidim dedim adama bir teşekkür edimmm. Adam tanımadı bizi, dedim böyle böyle, niye zahmet ettin filan dedi. Diyelim ki 100 liraya aldıysam, adam bana 200 lira verdi, dedim almam. Almam dediysem de zorlan verdi parasını, (gülüyor), tamam mı, dedim hediye getirdim, yok dedi, bu da benden hediye dedi, yiyenlerime git bir şeyler al dedi.

Ya bi de duydum adam ölmüş, rahmetlik olmuş, bir üzüldüm, bir üzüldüm, sanki babam ölse o kadar üzülmem.

Aradan zaman geçti. Yine taksideyim, bir gün bayram günü, ya gidiyorum geliyorum, gısa mesafe alıyorum, herkes havaalanına gidiyor, ya diyorum benim gısmetsizliğim ne acaba ya diyorum. Zabah ezan oldu, herkes namaza gitti, ben duraktayım, bekliyorum, bir telefon çaldı. Telefon çaldı, neyse vardım oraya, bi tene yaşlı bir bayan, bindi, dedi ki oğlum dedi, Zincirlikuyu´ya gideceğim. Yaa dedim içimden, dedim Zincirliguyun batsın, hep beni mi buluyonuz bu işlerde, bayana içimden. Dedim gısmettir gidelim ya, en sonu. Vardık şeye, gelmişken bir dua da ben okuyim abla dedim, dedim benim babam da burda yatıyor, dedi babanız kim, ben tanır mıyım, dedim Gaya Çilingiroğlu. Allah Allah dedi, ben dedi hanımıyım. Gadın ağlamaya başladı.

Mezarına su döktüm, bi de dua okudum, dedim bak dünyanın hali nedir biliyor musun dedim bak böyle böyle, anlattım. O zaman 10 lira mı ne yazdı, dutmuş bana 80 lira para veriyor, o zaman havaalanı 20 yazıyor. Dedim abla istemez, öyle şey mi olur, dedi, al oğlum bu da benden bayram harçlığı.

Ulan dedim, bak ha, rahmetlik beni dedim, bu gadarrr iyiliğine garşı, mübarek bayram günü mezarına çağırıyor. Vallahi böyle bak. Lan abla Allah belamı versin böyle bak, heeee.”

www.yeniadana.net