ÇDSO’dan 16 Kasım Konseri – Taşar Erkol

Taşar Erkol
Taşar Erkol

” ÇDSO IŞILDAYAN YETENEKLER KONSERİ”

 

Tarih       : 16.11.2018
Yer          : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
Saat         : 20:00

Şef            : Artun HOINIC
Solistler   : Zornitsa ILARIONOVA   “keman”

Onur ÜZÜLMEZ              “kontrafagot”             

Program  : Henryk WIENIAWSKI / Keman Konçertosu No: 1                                “Adana’da ilk seslendiriliş”

                   Mustafa Kemal SAYDAM / Kontrafagot ve Orkestra için “Gezinti”       “Adana’da ilk seslendiriliş”

Wolfgang Amadeus von MOZART / Senfoni No: 41                 “Jüpiter”

 

Henryk WIENIAWSKI    (Doğum: 10 Temmuz 1835 Lublin, Polonya – Ölüm: 31 Mart 1880 Moskova)

1835-1880 yılları arasında yaşamış olan Polonyalı kemancı. Keman çalmaya olan yeteneği erken tanınıyordu ve 1843’te Paris Konservatuarı tarafından kabul edildi, burada Fransız olmayan ve sadece dokuz yaşında olduğu için onu kabul etmek için özel istisnalar yapıldı. Mezun olduktan sonra, Henryk yoğun bir şekilde turneye çıktı ve çoğu zaman kardeşi Józef’in piyanoda eşlik ettiği birçok resital verdi. 1847’de ilk opusunu, bir Grand Caprice Fantastique’i, 24 opus sayısının bir kataloğunun başlangıcını yayımladı. Wieniawski, Isabella Hampton ile olan ilişkisine ebeveynleri tarafından karşı çıkıldığında, çift 1860’da evlendi. Wieniawski çağdaş keman okulunun temsilcilerindendir. Paganini’ den önce keman tekniği genellikle sol el tekniği demekti. Oysa Paganini ile sağ el tekniği zenginleşti. Keman yayı, kemana şarkı söyleten görevi yanında onun elinde sanki bir kırbaç oldu. Fransa’da “de Beriot” Almanya’da Spohr ve Ernst, Belçika’da Vieuxtemps ve Wieniawski Paganini’nin izinden giden “Kemancı – Besteci”lerdir. Liszt ise aynı akıma piyano eserleri ile katıldı.  Wieniawski keman öğrenimini Paris Konservatuvarı’nda tamamlamış, Avrupa ve Amerika’da konser turneleri yapmış, Brüksel ve Moskova’da keman öğretmeni olarak bulunmuştur. Çalış tarzı ve keman tekniği açısından Belçika keman okuluna daha yakındır, bu okulun biçimlenmesinde katkısı vardır. 47 yıl gibi kısa bir yaşam içinde keman için iki konçerto yanında Polonez, fantezi, çeşitleme gibi zengin ezgiler içeren teknik yönden parlak ve güç eserler yazan Wieniawski genellikle yurdundan uzak kalmışsa da Polonyalı olduğunu hiçbir zaman unutmamıştır. Polonez ve Mazurkalarındaki etkili ezgileri ile bunu kanıtlamıştır. Hemen hemen her eserinde ülkesine özgü renklere yer vermiştir. Anton Rubinstein’ın daveti üzerine, Wieniawski 1860’tan 1872’ye kadar yaşadığı, birçok keman öğrencisine ders verdiği ve Rus Müzik Topluluğu’nun orkestra ve yaylı dörtlüsünü yöneten St. Petersburg’a taşındı. 1872’den 1874’e kadar Wieniawski, ABD’yi Rubinstein ile gezdi. Wieniawski, Henri Vieuxtemps’i 1875’te Conservatoire Royal de Bruxelles’de keman profesörü olarak değiştirdi. Brüksel’deki ikametinde Wieniawski’ nin sağlığı azaldı ve çoğu zaman konserlerinin ortasında durmak zorunda kaldı. 1879’da Rusya turuna başladı, ancak bunu tamamlayamadı ve bir konserden sonra Odessa’daki bir hastaneye götürüldü. 14 Şubat 1880’de, Pyotr İlyich Çaykovski’nin hamisi Nadezhda von Meck onu evine aldı ve tıbbi yardım sağladı. Arkadaşları da ailesine yardım etmek için bir yardım konseri düzenledi. Birkaç hafta sonra bir kalp krizinden sonra Moskova’da öldü ve Varşova’daki Powązki Mezarlığı’na defnedildi.

 

Keman Konçertosu No: 1     Fa diyez minör           Op: 14

Polonya keman virtüözü Henryk Wieniawski tarafından ilk olarak 27 Ekim 1853’te Leipzig’de gerçekleştirildi. Skor Prusya Kralı Friedrich Wilhelm IV’e adanmıştır.

Konçerto üç bölümdür.

Bölümler:

  1. Allegro moderato
  2. Preghiera: Larghetto
  • Rondo: Allegro giocoso

 

  1. Bölüm: Allegro moderato

Orkestra tarafından fırtınalı, kahraman ana temasını sunan klarnet ile açılır. Güzel ve romantik bir melodi, tanıtılıyor ve kısa süre sonra sergi aniden ortaya çıkıyor. Keman, dramatik olarak girer, sonra temaları açıklar, daha yavaş olanı ilk ve hem tatlılık hem de tutku içinde çok fazla drama bulur. Geliştirme bölümü, ana temanın kahramanca yönlerinin altını çizen keman ve orkestra puanlaması için mükemmel bir yazıya sahiptir. Rekapitülasyondan önce dramatik ve etkili bir cadenza gelir.

  1. Bölüm; Preghiera: Larghetto

İtalyanca’ da dua anlamına gelir ve bestecinin bu müziğin nasıl çalınacağı hakkında bir fikir verir. Lirik ve sakin olduğu gibi önceki hareketin tam tersidir. Kısa (yaklaşık beş dakika) ve orkestra sunumundan sonra keman alırken biraz tatsız olan, kibar, biraz hüzünlü bir temaya sahip. Yine de burada melankoli duygusu var, ama kayıp değil, bir melankoli…

  • Bölüm; Rondo: Allegro giocoso

Rondo finali, kemanın çaldığı bir ana temaya sahip. Romantik karakterin hoş, alternatif bir melodisi, daha hızlı bölümlerin zıddıyla karşıtlık ve kemanın alt sıralarında şarkı söyleme şansı sunar. Son derece parlak ve renklidir, keman için oldukça hayal edilmiş virtüöz yazıya sahiptir.

 

ZornitSa ILARIONOVA “keman”         (Doğum: 1992 Plevne, Bulgaristan – …)

Lise yıllarında Lyubomir Pipkov Ulusal Müzik Okulu ile ulusal ve uluslararası yarışmalarda prestijli ödüller kazandı. Bunlar Nedyalka Simeonova, Pancho Vladigerov, Dobrin Petkov ve diğer yarışmalardı. Genç kemancı Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, Belçika, Rusya, Avusturya, Sırbistan, vb. Konserler verdi. Zornitsa, Madrid’deki Escuela Superior de Musica Reina Sofia kraliyet akademisinde, Prof. Zakhar’ın keman sınıfında iyi bir öğrenci oldu. Bron, en iyi enstrümantalist ödüllerin yılın sonunda farklı spesiyaller içinde verildiğini ve 2013/2014 için seçkin genç Bulgar kızımız olduğunu söylüyor.

Zornitsa, “Bu ödülü Madrid’deki en yeni konserimde aldım, bölümün tüm kemancıları katıldı.” Diyor. “Akademinin yönetim kurulunun geleneksel toplantısında verilir. Bu ödülden gerçekten çok mutluyum, sahip olduğum en büyükler arasında. Uzmanlar, büyük pedagogun olağanüstü kişiliğini iyi bilirler. Prof. Zakhar Bron, sınıfında muhteşem kemancılar var. Çok zorlu bir testten sonra, 2012 yılında akademiye geri döndüm. Bron, 40 başvurudan 4’ünü aldı. Burada çok yoğun bir şekilde çalışmama rağmen Bulgaristan ile bağlantımı koparmam. Şu anda Yeni Bulgar Üniversitesi ile de çalışıyorum ve her iki çalışmayı birleştirmek zor ama şu an için başaracağım.” “Öğretmenlerim hakkında konuştuğumda, her zaman Bulgaristan’daki en ünlü keman pedagoglarından biri olan annem Blagorodna Taneva’nın adıyla başlıyorum. Hepsini ona borçluyum. Beni bir kemancıya çeviren oydu. Büyük müzisyenlerin sayısız ustalık dersine katılımımla değerli bir deneyim kazandım. Ben Mincho Minchev, Svetlin Rusev, Kevork Mardirosyan/ABD/Oleg Krisa/Rusya’da ve diğerleri de ikamet eden bir Bulgar keman sanatçısı ile çalıştım. Geçtiğimiz yıllarda, Profesör Zakhar Bron ve yardımcıları Madrid’deki asistanı Prof. Yurii Volgin’in rehberliğinde yeteneklerimi geliştirdim. Onlara çok teşekkür borçluyum. Rus okulundan elit pedagoglar burada kraliyet akademisinde ders veriyor. Onların öğretim sisteminin bir hayranıyım. Oraya gitmem için büyük bir şanstı. Kraliçe Sofia kendini öğretim görevlilerini ve öğrencileri desteklemektedir. Söz konusu ödül töreni, El Prado kralının Madrid’deki sarayında gerçekleşti ve Majesteleri de ödülleri teslim etti. ”

 

MUSTAFA KEMAL SAYDAM        (Doğum: 1980 Ankara – … )

1991’de Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarının sınavını kazanarak Doç. Orhan Nuri Göktürk’ün fagot öğrencisi oldu. Prof. İlhan Baran ile solfej ve teori, Doç. Aykut Doğansoy ve Vagıf Süleymanov ile oda müziği çalıştı. 2001 yılında Öğr. Gör. Gülnur Kurt’un fagot sınıfından mezun oldu. 2002-2003 yılları arasında İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrasında görev aldı. Müzik hayatı süresince konuk sanatçı konumunda; Cumhurbaşkanlığı, İstanbul, Çukurova, Bursa, Antalya Devlet Senfoni Orkestraları, Bilkent, Cemal Reşit Rey, Şişli, Eskişehir B.B. Senfoni Orkestraları, Borusan, Tekfen Filarmoni Orkestraları ve Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestrasında görev yaptı. 2005 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrasının üyesi oldu. 2008’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Yanısıra kompozisyon çalışmalarında bulunmakta ve eserleri çeşitli topluluklar ve orkestralar tarafından seslendirilmektedir. Bu kapsamda İzmir ve Kırşehir’de okul marşları beste yarışmaları ve Mersin Uluslararası Müzik Festivali beste yarışmalarında ödüller aldı. Halen Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrasındaki görevine devam etmektedir.

 

Kontrafagot ve Orkestra için “Gezinti”

Mustafa Kemal Saydam’ın, yakın dostu ve meslektaşı Onur Üzülmez’ in isteği üzerine 2016 yılında bestelediği iki bölümlü bir eserdir. Biçim bakımından konçertino olarak da adlandırılabilir. Her iki bölüm de birbirine yakın tempolarda başlar, kendi içlerindeki yapı taşları olan motifleri sıklıkla duyurur, geliştirir ve başlangıçlarının aksine oldukça farklı tempolarda son bulur. Şayet bu esere bir öykü yakıştırmak gerekirse; küçük bir çocuğun gezintisi sırasında yaşadığı ilginç ve şaşırtıcı olaylar senaryosu uygun olabilir.

Eserin ilk seslendirilişi Onur Üzülmez solistliğinde ve Murat Göktaş yönetiminde Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası tarafından yapılmıştır. Yanısıra bu eser, Türkiye’de solist olarak kontrafagotun kullanıldığı ilk seslendirilen eser olma özelliğine de sahiptir.

 

  1. Bölüm

Timpaninin, bölümün farklı noktalarında da bir nevi melodilere geçiş kapısı olarak nitelendirilebilecek, zamanı hatırlatır tarzdaki vuruşlarıyla başlar ve devamında önce viyolalar ve sonra solist, ana temayı duyurur. Bu davete katılan orkestrayla birlikte tema güçlenir, hareketlenir ve bu enerjiyi koruyan solist ve orkestranın, bölümün sonlarına kadar devam edecek olan gezintisi resmedilir. En sonda ise, –belki de– bu “gezinti” den yorulan orkestra ve solistin soluklanmaya çalışmaları ile bölüm son bulur.

  1. Bölüm

Yaylıların söylediği umut dolu bir şarkıyla başlar. Bu şarkıya ilk katılan solist olur ve hemen ardından bütün orkestrayı da bu ezgiye katılmaya ikna eder. Fakat bu ezginin üst üste duyulmasından sıkılan trombon, bu duygusunu uyumsuz seslerle dışa vurur ve bölümü çok farklı bir yöne döndürerek ivmelendirir. Hareket kazanan bölüm, zaman zaman bu coşkuyu bastırmaya niyetli yavaş tempolara boyun eğmez ve olanca neşesi ve enerjisiyle sona erer.

 

Onur ÜZÜLMEZ    “kontrafagot”           

1992 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı,  Müzik Bölümü, Üflemeli ve Vurmalı Çalgılar Anasanat Dalı,  Fagot Sanat Dalı’nda Doç. Orhan Nuri Göktürk ile Fagot eğitimine başladı.  Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Sanatçısı Tahsin Arslan ile Fagot eğitimine devam etti.  Bir sene sınıf atlayarak Konservatuvar’ ın Lisans Devresini 3 yılda tamamladı ve 2002 yılında mezun oldu. Türkiye’de bulunan çeşitli orkestralarda takviye Fagot ve Kontrafagot sanatçısı olarak görev aldı. Sanat hayatında TRT “Ankara Radyosu Çok Sesli Korosu” için CD çalışmaları ile TRT tarafından hazırlanan “Dev Kanatlar” Belgeseli müziklerinin kayıtlarını yaptı. Rusya’nın Moskova kentinde bulunan Moskova Çaykovski Konservatuvarı’nda İranlı Besteci Mohammad Reza Darvishi’ye ait eserlerin kayıtlarını gerçekleştirdi. Schleswig-Holstein müzik festivaline katılmış ayrıca Hacettepe Senfoni Orkestrası ile birlikte yurt içi konserlerin yanı sıra yurt dışı turnelerinde de görev alarak Türkiye’yi başarıyla temsil etmiştir. Hacettepe Senfoni Orkestrası ile Mozart’ın  “Senfonik Konçertant”  eserini solist olarak seslendirmiştir. Öğrencilik yıllarından bugüne profesyonel olarak kendi imal ettiği kamışları kullanarak çalışmakta, eğitimini vermekte ve uluslararası tanınan bir çok orkestra sanatçısı tarafından tercih edilerek kullanılmaktadır.

2002 yılından günümüze Hacettepe Senfoni Orkestrası’nda halen Fagot sanatçısı olarak görev yapmaktadır.

 

Wolfgang Amadeus von MOZART

Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart

Doğum: 27 Ocak 1756 Salzburg, Avusturya – Ölüm: 5 Aralık 1791 Viyana, Avusturya

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük müzik dehalarından biri olarak kabul edilen Wolfgang Amadeus Mozart, 27 Ocak 1756’da Salzburg Başpiskoposu ‘nün Yardımcı Müzik Direktörlüğü görevini yapan, kemancı ve besteci Leopold Mozart’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Müzikte çok erken bir gelişme göstererek 3 yaşında piyano çalmaya ve 5 yaşında beste yapmaya başladı. Ablası Maria Anna da (1751–1829) başarılı bir yorumcuydu. Leopold yetenekli çocuklarını Avrupa’ya tanıtmaya karar verdi. İlk olarak 1762’de Münih ve Viyana’ya gittiler. Mozart bu tarihte ciddi bir eğitim almamasına karşın keman çalmaya da başlamıştı. 1763’ten 1766’ya değin süren ilk uzun turnede Münih, Augsburg, Frankfurt, Cologne, Brüksel, Paris ve Londra’ya gittiler. Paris’te Versailles Sarayı’nda 15. Louis ve Londra’da III. George tarafından kabul edildiler. Mozart Londra’da Johann Christian Bach, Abel ve Giovanni Manzuoli ile çalışma imkânı buldu. Hollanda ve Avusturya ziyaretlerinin ardından, Mozart ailesi 1766’da Salzburg’a geri döndü. 1767’de ikinci kez Viyana’ya gitti. 1769’a değin “Bastien und Bastienne” ve “La Finita Semplice” adlı iki opera besteledi. 1769’da, babası Mozart’ı İtalya’ya götürdü. Artık Mozart’ın dehası herkes tarafından kabul ediliyordu. Martini, Nardini ve Jomelli ile çalışma imkânı buldu. Allegri’nin Miserere adlı eserini ilk kez dinledikten sonra eksiksiz olarak yazması İtalya’da Mozart’a olan hayranlığı daha da artırdı. Aralık 1770’te Mitiridate, “re di Ponto” operası Milano’da gösterildi ve büyük başarı kazandı. 1777’de babasının sağlığı el vermediği için, Mozart turnelerine annesi ile devam etti. Münih, Augsburg ve Mannheim’ ın ardından 1778’te Paris’e geldiler. Annesi aynı yılın Temmuz ayında öldü. Paris o dönemde Puccini ile Gluck arasındaki çekişmeye odaklanmış olduğu için, Mozart’a fazla ilgi gösterilmedi. Mannheim’ da bulunduğu sırada 18 yaşındaki Aloysia Weber’e âşık oldu. Aloysia ile İtalya’ya gitmek istedi; ancak reddedildi. Morali bozuk ve sinirli bir şekilde Salzburg’a dönen Mozart artık keman çalmayacağını, sadece klavyeli enstrümanlar ve aryalar üzerinde çalışacağını söyler; ancak Sinfonia Concertante isimli keman ve viyola için konçertoyu besteler. 1781 yılında Salzburg Başpiskoposunun oyunları sonucu görevden alınır. Buna çok sinirlenen Mozart, hakarete uğradığını ve intikamını alacağını söyler; ama böyle bir durum olmaz. Viyana’ya yerleşen Mozart bu kez Weber ailesinin ortanca kızı Constanze’ ye âşık olur ve evlenir. Evliliğinin ardından Mozart verimli bir döneme girer. Her türde şaheser eserler verir. Le Nozze di Figaro (1786), Don Giovanni(1787) ve Cosi fan tutte (1790) operalarını besteler. Bu dönemde iyi gelir elde etmesine rağmen parayı elinde tutmayı bilemez. 9 yılda 11 kez ev değiştirir. Ayrıca mason olur. Müziğinin en güzel örneklerinden biri olan “The Magic Flute” operasını besteler. Mozart ömrünün son dönemlerinde yine sıkıntılı günler geçiriyordu. Requiem üzerinde çalıştığı sıralarda böbrek yetmezliğinden 5 Aralık 1791’de öldü. Mezarının üzerine herhangi bir yazı yazılmadığı için tam olarak nereye gömülü olduğu bilinmemektedir. Requiem ise, öğrencisi Franz Xaver Sussmayr tarafından tamamlandı. Mozart’ın müziğinde mükemmel bir denge, berraklık ve duygusal yoğunluk vardır. Özellikle sonatlarında başka hiçbir bestecinin eserlerinde bulunmayan düzeyde tema bolluğu görülür. Mozart eşsiz yeteneğiyle bütün müzik formlarında eserler verdi. 41 senfonisi, 27 piyano, 5 keman, 2 flüt, 4 korno, 1 klarnet konçertosu, 20 piyano sonatı vardır. Buna karşın Mozart’ın en başarılı eserleri operalarıdır. Canlı opera kişileri oluşturmakta başarısını ise ondan sonra yalnızca Verdi yakalayabilmiştir

 

Senfoni No: 41           Sol minör        KV 550           “Jupiter” 

  1. Senfoni, Mozart’ın 1788 yazında birbiri arkasına çok çabuklukla bestelediği son üç senfoniden sonuncusudur. Mozart 41. Senfoni’yi 10 Ağustos’ta bitirmişti. 41. Senfoni’nin Mozart yaşamakta iken herhangi bir konserde icra edilip edilmediği bilinmemektedir. Müzik otoritesi Deutsch’un bildirdiğine göre bu dönemde Mozart Speielgasse’de Philip Otto’nun sahibi olduğu bir yeni gazino için bir seri “Gazino’ da Konserler” adlı konserler dizisi organize etmeye çalışmaktaydı. Mozart’ın bu seri konser için arkadaşı olan “Michael Puchburg”‘a bir çifte konser bileti gönderdiği belgelenmiştir. Fakat yine Deutsch’un verdiği bilgiye göre bu konserlerin icra edilmiş olması yahut biletlere az talep olması dolayısıyla iptal edilmiş olması hakkında hiçbir belgesel bilgi bulunmamaktadır. Mozart’ın 41. Senfonisi klasik senfoni formuna uygun olarak şu dört bölümden oluşmaktadır:
  2. Allegro vivace
  3. Andante cantabile, Fa-Majör
  • Minuetto e Trio: Allegretto – Trio
  1. Finale: Molto allegro

10 Ağustos 1788’de tamamlanan Do Majör No. 41 Senfoni, Mozart’ın son senfonisidir. Yunan mitolojisindeki Zeus’a Romalılar tarafından verilen Jüpiter adını da senfoniye Mozart takmamıştır. Romalıların en eski tanrısı olan Jüpiter, gök ışığının, yıldızların, şimşeklerin tanrısıdır ve senfoninin bu öğeleri içerdiğini düşünen Londralı emprezaryo, Bonn doğumlu kemancı Johann Peter Solomon’un bu adı bulduğunu öne sürer. Gerçekten de olağanüstü dengeli yapısı, klasik olgunluğu ve ideal güzellik duygularıyla bu antik çağ tanrısının yüceliğine yakıştırılan senfoni, bu alanda 1788’e kadar yazılanlardan da üstün tutulur.

 

  1. Bölüm:

Çabuk ve tez canlı (Allegro vivace) tempoda ve Do Majör tonda, 4/4’lük ölçüde hemen güçlü ve cesur ana temayı sunarak başlar. Herhangi bir giriş olmadan forte olarak duyurulan bu erkekçe ve haşmetli karakterdeki temanın girişi, yaylıların yalvaran tavırlı, biraz da kadınsı ve hafif (piano) cevabıyla yankılanır. Büyük bir tuttiden sonraki açılışın tekrarında ise, bu kez tahta üflemelilerin zarif cümleleri duyulur. Daha sonra serimin (exposition) son temasını, Mozart’ın üç ay önce yazdığı KV 541 “Un bacio di mano” (El Öpüşü) adlı aryası oluşturur. Mozart’ın Pasquale Anfossi‘nin (1727-1797) metni üzerine yazdığı aryanın sözleri de oldukça gariptir. Güngörmüş bir Fransız öğüt verir: “Biraz safsınız aziz Pompeo, gidin de dünyayı öğrenin!” Çok değişik tabloları içeren, zarif, aldatıcı, tutkulu, şakacı ve ciddi olabilen ama kesin bir tavır koymayan bölümde, beklenmedik modülasyonların da sergilenmesinden sonra törensel fanfarlarla sona ulaşılır.

  1. Bölüm:

3/4’lük ölçüde, şarkı söyler gibi, ağırca (Andante cantabile) tempoda en derinlerden gelir gibi büyük bir ezgidir sanki… Sevimli ama özlem yüklü soylu tema, sürdinli çalan kemanlarla canlanır. Ancak bu özlem isteği arada beliren sert akorlarla ret cevabı alır gibidir. Bu bölümde trompet ve timpani yer almaz. Forte bölümlerde obualar, piano’larda flüt ve fagotlar kemanları duble eder. İnce bir kontrpuanın öngörüldüğü bölümde her şey berrak ve açıktır. Daha sonra fagotun başlattığı ezgi obualarda barışçı yeni tema olarak belirir. Zarif bir coda’dan sonra bu melodik ögeler usta bir kontrpuan örgüsüyle geliştirilir ve türlü ton değişimlerinden (modülasyon) sonra bölümü yine başlattığı tonalitede, Fa Majörde sona erdirir.

  • Bölüm:

Menuetto, çabukça (Allegretto) tempoda, yine ikinci bölüm gibi 3/4’lük ölçüde ve 18. yüzyılın en güçlü senfonik karakterindeki menuete örnektir. Girişte kromatik üç notanın aşağı kaymasıyla başlayan ve buruk disonanslı akorlarla desteklenen enerjik yapılı bu menuetto, trompet ve vurmalı çalgıların katkısıyla da gelişir. Başlangıçtaki üç nota artık tipik bir dans olmayan bu esnek ve hareketli bölümün çekirdeği gibidir. Aynı tondaki trio -genellikle Mozart’ın zarif şakalarını uyguladığı bölme- ise bu kez daha canlıdır ve bir müzikoloğun belirttiği gibi Mozart “arabayı atın önüne koşmuş”, yani kadansı melodinin önüne almıştır. Ayrıca kromatik ögeleri geleneksel menuete uymayan biçimde çok kullanan Mozart, üstelik bir senfonisinin menuetinde ilk kez viyolonsel ve kontrbaslar için ayrı ve kendine özgü bir parti de (9-13. ve 52-55 mezürlerde) yazmıştır.

  1. Bölüm: 

Oldukça çabuk (Allegro molto) tempoda, 4/4’lük ölçüde ve Do Majör tonda olan final, Mozart’ın senfonik bölümleri arasında tektir: Bu bölümde asıl olan melodik güzellik değil, melodilerin kontrpuan bakımından değerlendirilişi, insanı kapıp götüren canlılığın, soylu ve berrak neşenin oluşturduğu atmosferin Barok çağ yöntemiyle ele alınışıdır. Mozart’ın kendini çok yüksek değerlerde bir kontrpuan ustası olarak ispatladığı ve “Füglü Final” olarak anılan bölümün formu da tekdüze değildir.