Resim sanatının derinliklerini boyalı sularda buluyor – Kudret Sönmez

Okumaya başladığınız bu cümleleri toparladığım vakitlerde, gökteki bulutları kalbur eyleyip dökülen deli suların biriktiği çukurlardan epeyce düşünce avuçladım. Böylesi yağmurların ıslatıp gürleştirdiği Çukurova topraklarında, amma da çok sanat insanının yüreklerindeki tohumların göverdiği geldi aklıma… Lafın edebi kısmında daha fazla dolanmadan konuyu özetleyecek olursak, nice sanatçılar doğup büyüyüp gitti bu diyardan. Geriye kalan çukursa, her daim sanatıyla, sanatçısıyla bilinen muhteşem bir ova olarak anıldı.

***

Adana’da doğdu Burhan Özer… İlk, orta ve lise öğrenimini memleketinde tamamlarken, çocukluk çağlarında tanışıp bütünleştiği resim sanatından hiç kopmadı. Sonra, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde eğitim görmeye hak kazanınca, İstanbul’u mesken tuttu. Şu an suluboya alanında resimler üretirken, özel atölyesinde de çeşitli yaş gruplarındaki kursiyerlere eğitim veriyor Ressam Burhan Özer. Yanı sıra, yurtiçinde ve yurtdışında karma etkinliklere katılıyor, kişisel sergiler düzenliyor. Ve yıllar önce yazıp hazırladığı, bu konuda Türkiye’de yayımlanmış en geniş kapsamlı eserlerden biri olan “Suluboya Sanatı” adlı kitabıyla, geniş kitlelere ulaşmanın haklı gururunu yaşıyor.

Burhan Özer

DENİZ, TEKNE VE BİNA ÜÇLÜSÜ

Sık sık çalıştay ve workshop’larda aktif olarak yer alan Ressam Burhan Özer, düzenlediği yeni bir kişisel etkinlikle daha sanat dostlarını ağırladı… 21 Aralık Cumartesi günü saat 18.00’de İstanbul Maji Sanat Galersi’nde başlayan sergideki suluboya kompozisyonlar genellikle deniz, tekne, bina üçlüsünün renk ve desenle örülmüş yansımalarıyla dikkat çekti. İzleyenlerin ilgisi ve beğenisiyle hedefine doğru ilerleyen etkinlik, 8 Ocak 2020 tarihinde sona erecek.

SULUBOYANIN DERİN YANLARI

Suluboya tekniğini sanat anlayışının en önemli yerinde tutan Burhan Özer, konuya dair görüşlerini şu sözlerle açıkladı:

“Yaşam önceden planlanamaz, kestirilemez sürprizlere açıktır… Tesadüfler bazen olayların akışını değiştirebilirler. Suluboya da doğası gereği böyledir. Bazen siz rastlantılara göre yön verirsiniz, bazen de rastlantılar sizi yönlendirir. Zaten suluboyanın amacı gerçeği yansıtmak değildir. O, gerçeğin farklı bir yansımasıdır. Saydamlık, şeffaflık, şiirsellik esastır. Suluboyada gizem ve büyü olmalıdır. Biliyoruz ki, insan ruhu en hassas noktasına dokunulduğu zaman cevap verir. Bir şey çirkinse, gerçekten onu görmüyorsunuzdur. Bu yüzden doğa, bazı özelliklerini fark edemeyenler için kendini tekrarlar ve yeniler, sanki bir şans daha veriyor gibidir… Çağımızda her şeyin enerjiye dönüştürüldüğü bir dönem yaşıyoruz. Sesten hızlı sistemler var. İletişimin bitmeden resme dönüşmesi gerekiyor. Bana göre, bu isteğe ancak suluboya cevap verebilir.”