Fotoğraf Merih Soylu
Feraset’in anlamını bilir misiniz? Ben güzel anlamlar taşıdığını bilirdim o kadar. Ne zaman ki at gözleriyle ilgili okumalara başladım o zaman öğrendim ne kadar derin bir anlamı olduğunu. (Bu arada farklı tanımlarla karşılaştım, aklım karışınca bu konularda derin bilgisi olan ferasetli bir dostumdan yardım aldım)
Halk dilinde kullandığımız haliyle ferâset, “feruse” fiilinden türetilmiş, ve manası sözlükte “at hali ve binicilik işinden anlamak” demekmiş. Başka bir kaynağa göre ise Arapça frs kökünden gelen “göz veya kavrayışta keskin olma” sözcüğünden alıntıymış ve kapsamlı görüş, derinbakış, muhakeme yeteneği, bütünü kucaklayan yaklaşım gibi anlamlara gelirmiş. Ayrıca islam kozmolojisinde benekli ata “feres” denirmiş.
Feraset, yani olaylara “at” gibi bakmak, bu metafor çok hoşuma gitti. Atların gözleri insan gözünden çok farklı. Gözün yüzdeki konumu ve göz kaslarının neredeyse gözü 360 derece döndürecek şekilde yerleşimi çok geniş bir görüş açısı sağlıyor. Dolayısıyla feraset, olay ve olgulara her yönüyle, geçmişi geleceğiyle, içiyle dışıyla, görüneni veya görünmeyeniyle bakabilmek ve görebilmek demek.
At gözü ne kadar önemliymiş meğer…Bilimsel ve etimolojik yönü bir yana, benim için önemli olan duygusal yönü. Atın gözündeki bakış, ve o bakıştaki duyguları hissetmek. Yeter ki göz göze gelin, içinize doğru sıcacık ılık birşeylerin aktığını hissedebilirsiniz.
Göz göze deyince aklıma sanatçı Marina Abramoviç’in performansı geldi. Sanatçının 2020 de Sabancı müzesindeki sergisini izlemiş ve çok etkilenmiştim. Sonra da hiçliği vurgulamak için bir masaya oturup, günlerce karşısına bir dakikalık sürelerle oturup göz göze gelen seyircilerle olan performansının kaydını izlemiş , ve bu sırada tamamen tesadüfi olarak 20 yıldır görmediği eski aşkı Ulay’ın karşısına oturduğunda ve ilk göz göze geliş anındaki ifadeyi unutamamıştım. O gözlerde aşk, acı, pişmanlık, kavuşmanın yarattığı heyecan, ışıltı, kaybolan yıllara olan ağıt ama en çok da sevgi vardı.
Nereden nereye geldik, at gözünden, Marina Abramovic’e, gözünün içine bakmanın önemine ve ferasetli olmaya…
Gözler yalan söylemez, aslında önemli olan gönül gözüyle bakmak, ama yine de karşısındaki ile göz göze geldiğinde o enerji akımını hissedip, yüreğin içini görebilir insan.
Bu nedenle göz teması çok önemli. Kim olursa olsun konuşurken göz teması kurmaktan kaçınanlardan uzak durun derim, çünkü gözler yalan söylemez.
Sözün özü göz teması kurun, olaylara ve kişilere at ‘gözlüğüyle’ değil, at ‘gözüyle’ bakın, yani ferasetli olun.
Ferasetli olmak çok değerli…çünkü Kabuğuna değil içine bakmayı, görüneniyle yetinmeyip görünmeyenini hissetmeyi, maskesiyle aldanmayıp maskenin altını yoklamayı, bir açıdan değil birçok açıdan gözlemlemeyi, sadece sözüne değil özüne de bakmayı bilir ferasetli kişi.
Yaşamınızda hep ferasetli kişilerle karşılaşmanız dileğiyle, sevgiyle kalın.