Diğer 8 kare linkte
https://www.facebook.com/photo/?fbid=10161315178644871&set=pcb.10161315178869871
Geçenlerde bahçede dolaşırken kırmızı bir yusufçuk gördüm, onu heyecanla seyretmeye başladım. Böceklerden genelde korkarım ama Yusufçuk böceği oldum olası beni mutlu eder. O incecik tül gibi kanatlar bana masal perilerini anımsatır hep, gördüğümde hep bir mucize gerçekleşir.
Bu duyguya sahip olan sadece ben değilmişim. Birçok kişi yusufçukları umut ve yaşam enerjisi sembolü olarak görürmüş. Ayrıca mitolojide yeniden doğuşu simgelermiş bu zarif böcekler. Eve yusufçuk girdiğinde şans ve bereket gelirmiş. Bu minicik böcekler sadakat, tutku, aşk ve tek eşliliğin de sembolü. Neden mi dersiniz? Dişi Yusufçuklar, doğası gereği çiftleşme sırasında erkeğin kafası ile bir bağ kurup, buradan beslenirmiş. Erkekler ise hayatları boyunca sadece bir kez çiftleşebileceğini bilerek bu bağın kurulmasına izin verir, dişisiyle birlikte olmanın mutluluğuyla ölümü kabul eder ve kendini sonsuz aşkın kollarına bırakırmış. Yusufçuk bazı kültürlerde ise ateşe aşık böcek olarak biliniyor. Bu inanca göre ateşin dalgalanarak kurduğu ahenge kendini kaptırıp, çevresinde dönerek adeta onunla dans etmeye başlar. Bu aşkın onun sonu olacağını bilir ancak yine de vazgeçmez. Dansın sonunda ise kendini ateşin içine bırakarak aşkıyla kavuşur.
Bu kadarla da bitmiyor bu minicik zarif ama ejderha gibi özellikleri olan yusufçuğun marifetleri. Aynı zamanda bilgelik sembolü, illüzyonlara kapılmadan hayatın gerçeklerine karşı gözlerinizi açmanız gerektiğini gösteriyor. Helikopter böceği (havada asılı durduğu için helikopter icadına ilham vermiş) ejder sinek (dragon fly) gibi isimleri olduğu gibi genellikle sulak alanların çevresinde yaşadığı için Su Perisi ve Su Ruhu olarak da adlandırılıyor. Suların altında yer alan ve hiçbir zaman keşfedilmemiş dünyalardan bize mesajlar getirdiğine inanılıyor…