Ben ekonomiden, siyasetten, politikadan hiç anlamam. Kendimi sanatçı diye bir gruba kaydettirdim, orada yaşıyorum.
Eşim sabahları Bloomberg diye bir kanalı açar ve ekonomi haberlerini dinler. Sanki hiç anlamadığım bir lisan ile konuşup, endişelenir, ümitlenir program sunucuları.
Başka bir kanala geçersiniz, savaşlar, terör, ölenler, şehitler.. Nükleer santrallere protesto yürüyüşleri.. Her yerde karmaşa, güvensizlik.
Bir de NASA dan gelen uzay fotoğrafları. Masmavi bir boncuk, o karanlığın içinde. Mis gibi suyu, havası, yeşili, toprakları olan, uzayın bir tanecik incisi.
Bu mavi boncuk, ortalama 70 yıllık ömürlere sahne olur, kucak açar. Neden hayatı bu kadar karışıklığa sevkeder, kargaşaya sokarız? İşte bunu anlamakta inanın çok zorlanıyorum.
İktidar, saygı, onay gibi dürtüler, buraya gelirken içimize mi konmuş?
Genlerimizde mi var? Genler bir insanın fiziksel özelliklerini belirlemez mi?
Yeni doğmuş, masumiyet kokan bir bebek, komşusunun malına, karısına kızına, sahip olma dürtüsü ile mi açıyor gözlerini bu dünyaya?
Yoksa biz mi aşılıyoruz bu değerleri?
Neden bu mavi boncuğu koruyup, ona iyi bakmak, bize verdiği herşeyi geliştirmeye çalışmak yerine, beynimizi dolar/euro paritesi, borsa, varlık fonu gibi zorluklara boğuyoruz?
Şimdi size bir sorum var…
Gökyüzünden bir gün altın yağmaya başlasaydı ne yapardınız?
Toplayıp evimize götürüp, evdeki tüm (ayakkabı) kutulara ve her yere doldururduk değil mi?
Peki bu altın yağmuru durmasa idi, yani 365 gün yağsa idi, ne yapardık?
Ben söyleyeyim, evimiz, iş yerimiz, arabamız bize yaşam alanı bırakmayacak şekilde dolar, sokaklar, parklar kullanılamaz hale gelirdi ve bizler evimizi dışarıya süpürür, elimizdeki alyanstan bile kurtulurduk değil mi?
İstemezdik onu..
Birşeyler az olunca kıymetlenir, çok olunca değersizleşir…
Mavi boncuk…
Bize bol bol su, hava, yiyecek veriyor… Bol bol…
Değer yargılarınızı kontrol edin.. Lakin Mavi Boncuk tükeniyor…
Belki de ihtiyacımız olan tek şey, gerçekten insanlığın iyiliği için çalışan, etik insanların olduğu hükümetler yaratmak.
Haydi henüz doğmamış bebekler için, kendimize bir bakalım. Bizler iyileşmezsek, kuşakları iyileştiremeyiz. Hastalıklı hırslarımızı gömmeye başlayalım. Ne demişler, kefenin cebi yok…
Unutmayın: Genler, değerleri kontrol edemez!!!!
İçinizden sevgi eksik olmasın…