Abidin Dino, ‘Her şehrin kendine göre bir uyanışı vardır.’ Der.
Adana’nın da uyanışı farklıdır diğer şehirlerden her zaman.
Köylüsü, çiftcisi, esnafı, zanaatkârı, işcisi, sanatçısı farklı uyanır bu şehirde. Herkesi kuçaklar bu şehir, Sımsıkı, kuçaklar. Kendi gibi uyanan, kendi gibi bakan, insanını bırakmaz. Sahip çıkar. Birey duyarlılıkları farklıdır bu şehirde.
Sevgi, hoşgörü, barış ve kardeşlik anlayışının yeşermesinde birlik ve beraberliğin tesisinde çok önemli katkılar sunmuştur her zaman Adana. Yenilikçi üretimleri arttırmak ve bu eserlerin geniş kitlelerce izlenmesini sağlamak amacıyla çalışmıştır. Bunlardan biride, Portakal Çiçeği Karnavalıdır.
03 Nisan 2017 tarihinde Adana Portakal Çiçeği Karnavalı etkinliklerinden biri de ‘Karnaval‘ın Renkleri’ Resim Sergisi‘ dir. Sergi, 75. Yıl Sanat Galerisi‘nde, Adanalı ressam, yazar, sanatçı Bedri Baykam ve Adanalı sanat severle birlikte sergimizi açtık.
Sergi, bu gün bir sanat akımının sözcülünü yapmıyordu.
Sergi, bu gün bir çok sanat eğilimine söz hakkı tanımıştı.
75. Yıl Sanat Galerisi‘nde sergilenen yetmişe yakın sanatçının ortak özelliği, barış ve dostluğun bir arada ADANA da, dünya insanları ile birlikte kutlanmasıydı.
Galerinin girişten itibaren duvarlarının sağı- solu- karşısı ve ortada şovaleler üzerinde sergilenen resimler izlemeye gelen bütün sanatseverleri kucaklar gibiydi.
Galerinin karşı duvarında üç, büyük ve etkili çalışma yer alıyor. Bedri Baykam ve Mustafa Dulda resimleri.
Bedri Baykam’ın da dediği gibi; ‘İster politik sanat, ister kavramsal veya protest sanat, ister tual, ister video, ister heykel veya multimedya, genç sanatçılar, “konusunda” değil ruhunda direnç, dayanışma ve özgürlük olan bu çağrıya içlerinden özgürce geleceği gibi yanıt verebilirler.’
Öyle de oldu. İçlerinden geldiği gibi yanıt vermişler.
Beni en çok etkileyen üç üniversiteli genç sanatçılarımızın eserleri oldu. Yarınlarımız. İlk ve ortaöğretim kurumlarında resim öğretmeni olmalarının yanısıra, üniversitelerde akademik eleman, kamu ve özel kuruluşlarda sanat danışmanı ve grafik tasarımcısı olarak çalışacak gençlerimiz. Çukurova Üniversitesi Resim iş öğretmenliği, öğrencilerinden Melis Yılmaz, Canan Göncü, İpek Nur Özdemir ve diğer genç yeteneklerimizde içlerinden özgürce geldiği gibi yanıt vermişler.
Genç sanatçılarımızdan; İpek Nur, kendini bir ipek böceğine benzeterek yaptığı resminde, etrafına ördüğü kozayı parçalayıp ve dışarı çıkmayı sabırla beklerken,
Melis Yılmaz, içinde bulunduğu olumsuz şartları ve endişelerin bir gün yok olacağını, yarınlarının aydınlanacağını umut dolu özlemlerini,
Canan Göncü, o gencecik yüreğinde fırtınalı deniz gibi gel-gitler yaşarken var olma ve yok olma mücadelesi veriyor ve bir gün bu denizlerin durulacağı günleri sabırla beklediğini, tuval üzerine yağlı boya ile resmettiklerini ifade ediyorlar.
Küçücük tuvallerine kendi renkleriyle, spatülası ile karakalemiyle. Ama bir o kadar da kocaman yürekleriyle.
Gerçekle, bilinç arasında ki ayrımı ironi dolu bir açıdan büyüteç altına aldığınız, için ve kuraklığın yaşandığı güncel sanat ortamında gelecek adına olumlu bir yolda yürüdüğünüz için siz genç sanatçılarımız pozitif eleştiriyi hak ediyorsunuz.
SALİME KAMAN