Ali Özgentürk’ün yarım asırlık sanat serüveni

Türkiye’nin ilk sokak tiyatrosunu o kurdu. Birçoklarına göre Türk sinema tarihinin en iyi filmi ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ın senaryosu ona ait. Hazal, At, Bekçi, Su Da Yanar, Çıplak, Mektup gibi filmleri dünya çapında beğeni kazandı. Geçtiğimiz 2017’de 50’inci sanat yılını kutladı. 50 yıl boyunca sanat adına üretti ve üretmeye de devam ediyor. Yeni yılda kitaplarıyla sanatseverlerin karşısına çıkacağını müjdeleyen Ali Özgentürk, “Birlikte işler yaptığımız sinema alanındaki sanatçıların, o geçmişi birlikte anma duygusu beni sevindirdi. Ben, bu 50 yılda bana kalanların tortusunu seviyorum. Çalışmaya devam ediyorum. Yazıyorum” diyor…

2017’de 50’inci sanat yılınızı kutladınız. Birçok yerde sizin için etkinlik düzenlendi. Nasıl geçti sizin için geçtiğimiz sene?
Güzel oldu. 50’inci yıl etkinlikleri çok hoşuma gitti. 51’inciyi de yapsak iyi olacak (Gülüyor). Adana’da çok etkili oldu benim için. Büyük bir kalabalık vardı. Oyuncularımın çoğu geldi. Türkan Şoray, Halil Ergün, Gülşen Tuncer, Ayşe Kökçü, Güler Ökten…

Geçen 50 yıla bakınca nasıl bir tablo canlanıyor kafanızda? 
Topluca göremiyorsun tabi. Sanki, geçmişte yaptığın her şeyi, yeniden yapmak gibi bir alana itiyor. Olumlu şeyler var, olumsuz şeyler var. Onlarca ödül almışsınız, bazı filmleriniz çok başarılı olmuş, bazıları olamamış. Bütün bunlar tabii hayatın kendisi gibi. Beni sevindiren, birlikte işler yaptığımız sinema alanındaki sanatçıların, o geçmişi birlikte anmak duygusunu paylaşmaları. Ben, bu 50 yılda bana kalanların tortusunu seviyorum. Çalışmaya devam ediyorum. Yazıyorum.

aliozgenturk

50 yıl boyunca durmadan ürettiniz. Yeni bir proje görebilecek miyiz sizden?
2011’den bu yana sinema filmi yapmadım. Zaten dizilerle aram yok. Dizileri becerebileceğimi sanmıyorum, girmedim o dünyaya. Yine de 2011’den bu yana sanki çekecekmişim gibi birkaç senaryo yazdım. Ancak klasik hikaye sineması dünya genelinde bir tökezleme döneminde. Bilgisayar oyunlarına benzeyen Amerikan filmleri, kaba komedi gibi işler ilgi görüyor. Bundan 5-10 yıl önce Jodie Foster, Julia Roberts gibi. Artık starlar da değişiyor.

Bir de zamanın hızlanması durumu var değil mi?
Bundan 40 yıl önce, dünya adlı gezegende 40 bin sinema filmi yapılıyorsa, şimdi 4 milyon yapılıyor. Bir de sosyal bilimlerdeki uzmanlar, karanlık şeyleri çok seviyorlar. İnsan, bundan binlerce yıl önce de savaş yaptı. o kadar çok korkunç yanı var ki!

FAZLA ‘AKILLI’ BİR HAYAT

Sizin kült olmuş filmlerinizde ve eski dönemde yine kötü olaylar vardı ama, karamsarlıklardan ziyade iyilik-güzellik öne çıkarılıyordu. Şimdi pek göremiyoruz bu durumu. Sizce neden?
Akıllı telefon, akıllı buzdolabı, akıllı aşk, akıllı sevişme gibi fazla ‘akıllı olmak’, yeni jenerasyonun hayat tarzı oldu. Bu alternatifleri çoğalttı. Arkadaşlık kavramı değişti. Görmediğin insanlar arkadaşın oluyor.Yeni kuşaktakiler merak etmiyor. Her şey ellerinin altında gibi hissediyorlar. Türkan Şoray’dan rica ettim, “Derslerime gel, söyleşi yapalım” diye. 20 kişi geldi etkinliğe. Bu kuşak, Türkan Hanım’ı bilmiyor mu? Biliyor. Yeni kuşak eskinin ikonlarının peşinde değil, kendi ikonlarının peşinde.

aliozgenturk2Çabuk harcayabileceği, değiştirebileceği ikonlar yaratmak istiyor, katılır mısınız? 
Tabii. Sevgiliyi de çabuk değiştiriyor, arkadaşı da. Telefonunu hemen değiştiriyor.

Bu durum sizin şu anki üretiminize nasıl etki ediyor?
Film yönetmeni öldüğünde kafası film ceninleri vardır. Yazdığım senaryoların çekilmeyeceğini biliyorum. Ama çekilecekmiş heyecanıyla yazdım. Bir yapımcıya da gitmedim. Çünkü, onlara yatırım yapmıyorlar artık. Bir de tiyatro oyunu yazdım. O oynanacak. Bir roman var kafamda ayrıca. Bir yayınevi Mart-Nisan ayında kitaplarımı basacak. Birkaçı hazır. Bir tanesi ‘En İyi Filmim Hayatımdır’. Hatıralar kitabı olacak. Diğeri de ‘Rejisörün Gizli Defterleri’.

ali-ozgenturk-ile-atif-yilmaz-ankaraya-sansur-yuruyusunde

Ali Özgentürk ile Atıf Yılmaz, sansüre karşı yürüyüşte.

KADIN CİNAYETLERİNDE DİZİLERİN ETKİSİ VAR

Yeşilçam içerisinde birçok sırrı da barındırır derler. Doğru mu?
Yeşilçam’la ilgili “bilmem kim, rejisörün yatağından geçer falan” derlerdi. Ama ben insan ilişkilerinde bu kadar saygılı olunan başka bir yer görmedim. Sinemanın starlarının başında hale vardır. Şimdi diziler star yaratıyor ama, bunlar sinemanın yarattığı starlar gibi değil. Bence son yıllarda her gün bir kadın öldürülmesinin altında dizilerin çok büyük faktörü var. Şiddetin tarafında duruyorlar.

Yazının devamını okumak için tıklayın