Altın Palmiye Kazanan En İyi 20 Film

Eğer pandemi atmosferinde olmasaydık, bugünlerde Cannes Film Festivali’nde gösterilen filmleri, bu filmlerle ilgili ilk eleştirileri ve bugün itibarıyla verilen ödülleri konuşuyor olacaktık. Ne yazık ki bu gerçekleşmedi. Biz de, 18 sinema yazarının kişisel listeleriyle katkıda bulunduğu bir soruşturmayla, festivalin tarihi boyunca (bugün Altın Palmiye adıyla anılan) en iyi film ödülünü kucaklamış filmler içerisinden bir En İyiler listesi oluşturduk.

Listede yakın dönemin önemli filmleri olduğu kadar, 40’lı yılların klasikleri de kendisine yer buldu ve Altın Palmiye Kazanan En İyi 20 Film listesi ortaya çıktı.

Altın Palmiye Kazanan En İyi 20 Film

20. Viridiana (1961)

Kariyerinin her aşamasında muhafazakâr yapıyı temsil eden kurumlara saldırmayı kendine şiar edinmiş usta yönetmen Luis Buñuel’in Meksika’da çektiği en önemli yapımlarından olan Viridiana’nın hedefine bu kez -ve bir kez daha- din ve inanç vardır. Hikâyenin merkezinde filme adını veren genç ve acemi rahibe Viridiana yer alır. Çapkın amcasının girişimleri ve bir grup yoksulun yaptıklarıyla sıkı sıkıya bağlı olduğu Katolik idealizmi sarsılan bu genç kadın üzerinden, din kurumu ile “hayatın gerçekleri”nin birbirlerinden ne kadar kopuk olduklarının altını eşsiz ve tavizsiz bir hicivle çizer Buñuel. İspanya’da yasaklanan, Vatikan yaratından kınanan bu başyapıtın, Da Vinci’nin Son Yemek tablosunu referans alan müthiş sekansı da bir kez izleyenin kolay kolay unutamayacağı cinstendir.

19. Gölge Savaşçı – Kagemusha (1980)

Akira Kurosawa‘nın başyapıtlarla dolu kariyerindeki Altın Palmiyeli tek filmi olan Gölge Savaşçı – Kagemusha, 1500’lü yılların sonunda, Japon İmparatorluğu’nda gerçekleşen tarihi olaylardan yola çıkan hikâyesiyle dikkat çeker ve ölen saygın bir savaşçının yerine geçmesi için tutulan bir hırsız üzerinden döneme dair görkemli bir portre çıkarır. Kurosawa’nın çalıştığı Toho Stüdyoları film için gerekli bütçeyi ustaya sağlayamayacağını söyleyince, filmin tamamlanması için devreye George Lucas ve Francis Ford Coppola girmiş, bu vesiyleyle film tamamlanabilmişti.

18. Kısa Tesadüfler – Brief Encounter (1945)

Arabistanlı Lawrence – Lawrence of Arabia, Kwai Köprüsü – The Bridge on the River Kwai ve Dr. Jivago gibi filmlerin usta yönetmeni David Lean’in kariyerindeki minimal, ancak etkisi sert eserlerden biri olan Kısa Tesadüfler – Brief Encounter, tren garının kafeteryasında tanışan evli bir kadınla evli bir erkeğin imkânsız aşk hikâyesini konu eder. Celia Johnson ve Trevor Howard’dan incelikli performanslar alan Lean, filmini klasik Hollywood’un muhafazakâr kodlarına görece aykırı, döneminin ötesinde bir romantizmle taçlandırır. Brief Encounter, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Senaryo kategorilerinde Oscar adaylığı kazanmıştır.

17. Sonsuzluk ve Bir Gün – Mia aioniotita kai mia mera (1998)

Theodoros Angelopoulos’un uzun ve iyi tasarlanmış planlar, incelikle kurgulanmış öykülerle dolu sinemasının zirve noktalarından birini teşkil eden Sonsuzluk ve Bir Gün – Mia aioniotita kai mia mera, hastalığı nedeniyle ölümle yüz yüze olan bir yazarın, tesadüfen karşılaştığı göçmen bir çocukla kurduğu bağ üzerinden yaşamı, ölümü ve çizilen sınırları sorguladığı gerçek bir başyapıt. Film aynı zamanda başrol oyuncusu Bruno Ganz’ın enfes performansıyla taçlanan, Eleni Karaindru’nun müzikleriyle hafızalara kazınan bir yapıttır.

16. Roma, Açık Şehir – Roma città aperta (1945)

İtalya sinemasının dev ismi Roberto Rossellini’nin imzasını taşıyan film, savaşın dehşetinin son ve en sert demlerini yaşayan bir grup Romalı’nın hikâyesine odaklanır. Gestapo’nun peşine düştüğü dostlarına yardımcı olmak için dayanışma halinde olan grubun öyküsünü anlatan senaryoda Federico Fellini’nin de imzası vardır. Filmin senaryosu işgal altında kaleme alınmış, çekimlerinde savaş döneminin yokluk atmosferi nedeniyle farklı kameralar, farklı filmler peşi sıra kullanılmış ve hatta çekimler sırasında bile parça parça süren işgal nedeniyle ekip oldukça güç, iptidai şartlar altında filmi tamamlayabilmiştir.

15. Beyaz Bant – Das weiße Band – Eine deutsche Kindergeschichte (2009)

Yazının devamını okumak için tıklayın