ÇDSO’dan 7 Aralık Konseri – Taşar Erkol

Taşar Erkol
Taşar Erkol

“NERUDA, GLIÉRE & MENDELSSOHN “

 

Tarih                    : 07.12.2018
Yer                        : Adana Büyükşehir Belediyesi Konser Salonu
Saat                       : 20:00
 
Şef                         : Rengim GÖKMEN
Solistler                                : Görkem Ezgi YILDIRIM               “soprano”
Cem SEVGİ                                      “trompet”

Program              : Reinhold Moritzevich GLIÉRE / Koloratur Soprano Konçertosu         “Adana’da ilk seslendiriliş”
Johann Baptist Georg NERUDA / Trompet Konçertosu
Jakob Ludwig Felix Mendelssohn-Bartholdy / Senfoni No: 3       “İskoç”

 

RENGİM GÖKMEN                       

Müziğe küçük yaşlarda annesi opera sanatçısı Muazzez Gökmen’in denetiminde başlayan Rengim Gökmen, piyano ve kompozisyon çalışmalarını Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Ferhunde Erkin, Nimet Karatekin, İlhan Baran ve Ahmet Adnan Saygun ile tamamladıktan sonra, orkestra şefliği öğrenimi için İtalya’ya Türk hükümeti tarafından gönderildi.

Önce Roma Santa Cecilia Konservatuvarı, daha sonra Siena Accademia Chigiana ve Santa Cecilia Yüksek Müzik Akademisi şeflik bölümlerinden Franco Ferrara’nın öğrencisi olarak birincilikle mezun oldu. Bu arada Türkiye’de başlamış olduğu keman ve yaylı çalgılar tekniği üzerine çalışmalarını İtalya’da altı yıl boyunca O. Vicari ile sürdürdü.

Avusturya, İngiltere ve Hollanda’da orkestra şefliği üzerine çalışmalar yaptıktan sonra 1980 yılında katıldığı “Gino Marinuzzi” San Remo uluslararası şeflik yarışmasını kazanarak büyük başarı elde etti. Daha sonra Avrupa’nın hemen hemen bütün ülkelerinde, ABD’de ve Güney Amerika’da konserler yönetti. 1984-89 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müzik Direktörü, 1992-95 ve 2007-2014 yılları arasında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü olarak görev yaptı. Bu görevi sırasında Aspendos Opera ve Bale Festivali’ni başlattı. Ankara ve İstanbul festivalleri danışma kurulu üyesi Rengim Gökmen, 1991-2006 yılları arasında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası müzik direktörü olarak görev yaptığı sırada sayısız konser, kayıt, yurt içinde ve yurt dışında turneler gerçekleştirmiştir. 1999 yılında Cumhurbaşkanlığı Yüksek Kültür ve Sanat Nişanı ile onurlandırıldı.

  • 1999 yılında Cumhurbaşkanlığı Yüksek Kültür ve Sanat Nişanı ile onurlandırıldı.
  • 1991 yılından 2009 yılına kadar TÜTAV tarafından Türkiye’nin yurt dışındaki tanıtımına katkıları sebebiyle ödüllendirilmiştir.
  • 1997 yılında TOBAV tarafından “En Başarılı Opera Şefi” seçilmiştir
  • 1995 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “Yılın En İyi Şefi” seçilmiştir
  • 1988 yılında İtalya hükümeti tarafından “Cavalleria” nişanı ile onurlandırılmıştır

Ankara ve İstanbul festivalleri danışma kurulu üyesi ve İKSEV yönetim kurulu üyesi olan Rengim GÖKMEN, 1991 yılından bu yana sürdürmüş olduğu İzmir Devlet Senfoni Orkestrası müzik direktörlüğü görevi sırasında sayısız konser, kayıt, yurtiçinde ve yurtdışında turneler gerçekleştirmiştir. Prof. Rengim Gökmen 2009 yılı itibariyle Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Kompozisyon ve Orkestra şefliği Ana sanat dalı öğretim üyesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefidir.

 

Görkem Ezgi YILDIRIM         “soprano”

Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera bölümünden mezun oldu. 2005 yılında Viyana Müzik Akademisi Profesörü Sebastian Vittuci yönetimindeki Feldenkreis Metodu’ na aktif olarak katıldı. 2005 ve 2006’da Düsseldorf Üniversitesi Robert Schumann Devlet Konservatuarı Opera Bölümü Başkanı Prof. H. Dorsch’un ustalık sınıfında yer aldı. Mezuniyetini takiben Schauspielhaus – Viyana Avusturya, Büyük Tiyatro -Lüksemburg, Het Toneelhuis – Antwerp Belçika ve Mannheim Ulusal Tiyatrosu Schauspielhaus Prodüksiyonu SARAY ile Almanya’da solist olarak rol aldı. 2006 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde çalışmaya başladı ve W. A. Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma eserindeki Sarışın rolünü Ekaterinburg, Rusya; Daegu, Güney Kore, Saaremaa, Estonya; Beijing, Çin ve İtalya’da seslendirdi. Ferit Tüzün’ün Çeşmebaşı Bale Suiti’nin soprano solosunu Tokyo, Japonya’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile seslendirdi. D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali’ne, Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali’ne ve Uluslararası Ankara Müzik Festivali’ne katıldı. 2009’da Uluslararası Hans Gabor Belvedere Şarkı Yarışması’nda katıldı ve İsviçre’deki Uluslararası Opernwerkstatt Projesi’nde yer aldı. 2017’de Rusya’da düzenlenen Uluslararası Slovtsov Şarkı Yarışması’nda Grand Prix ödülünün sahibi oldu. Halen Ankara Devlet Opera ve Balesinde solist olarak görev yapmaktadır.

 

CEM SEVGİ                                                      “trompet”

1978 yılında Erzurum’da doğdu.1988-1989 öğretim yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nın trompet bölümüne girerek Doç. Mehmet Erten ile çalışmalarıma başladı. İlk konserini Yrd. Doç. Yakup Kıvrak yönetimindeki Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Fakültesi Orkestrası eşliğinde verdi. Birçok oda müziği ve konserlerin yanı sıra 1997 yılı Ocak ayında Prof. Hikmet Şimşek’ in yönetimindeki H.Ü.A.D. Konservatuvarı Büyük Senfoni orkestrası eşliğinde Johann Nepomuk Hummel’ in trompet konçertosunu çaldı. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile 1997-1998 konser sezonunda Albinoni’ nin obua konçertosunu, 2001-2002 konser sezonunda ise Johann Nepomuk Hummel’ in trompet konçertosunu seslendirdi. Ayrıca Yrd. Doç. Yakup Kıvrak yönetimindeki orkestra ile Vivaldi’nin İki Keman için konçertosunu (La minör) Mete Yalçın ile seslendirdi. Erden Bilgen ile oda müziği çalıştı ve Erden Bilgen’in kurduğu Turkish Brass Quintet grubunun üyesi oldu. Bu grup ile Almanya’nın Passau şehrinde beşincisi düzenlenen Uluslararası Oda Müziği yarışmasında önemli bir ödül aldı. Daha sonra aynı grup ile Cumhuriyetimizin 75.Yılı kutlamaları için İsviçre’nin Montreaux şehrinde konser verdi. Akdeniz Barış Orkestrası’nın Ürdün Kralı Hüsseyin’i anma etkinlikleri içinde önce İtalya’nın Palermo (Sicilya) kentinde daha sonra Ürdün Amman’da konserler verdi. İbrahim Yazıcı’nın yönettiği H.Ü.A.D.K Akademik Yaylı sazlar Orkestrası ile Torelli’nin trompet konçertosunu çaldı. Ayrıca Berlin’de düzenlenen Avrupa Gençlik Müzik Festivali’nin açılış konserinde Dmitri Shostakovich’in Piyano ve Trompet konçertosunu Piyanist Özgür Aydın ile çaldı. 2000 yılında düzenlenen Genç Yetenekler 2000 Bakır Sazlar yarışmasını birincilikle kazandı. Gazi Üniversitesi’nde Master programını tamamladı. 2003 Yılında Avrupa Karma Jazz Orkestrası’nda (Swinging Europe) 1.Trompetçi olarak görev aldı ve aynı orkestranın Danimarka, Almanya ve İtalya turnelerine katıldı. Maestro Justus Franz yönetimindeki Uluslar Filarmoni Orkestrası’nın 2005 Aspendos konserinde görev aldı. Kendisi halen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası trompet sanatçısı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

 

Reinhold Moritzevich Gliére

(Doğum: 11 Ocak 1875, Kiev, Ukrayna       Ölüm: 23 Haziran 1956)

Tüm önemli bileşimleri yirminci yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmış olsa da, Glière’nin iş yerindeki beden ve üslup, on dokuzuncu yüzyılın sonunda ruhaniyetle sağlam bir şekilde yer almaktadır. Hem Kiev hem de Moskova konservatuarlarında çalışmış, Rus romantizmi ile aşılanmış ve Berlin’de kısa bir süre çalışmış olsa da yazdığı hiçbir şeyin modern ya da Rus olmayan sesler çıkardığını söylemek güvenlidir. Rimsky-Korsakov’un bir öğrencisi altında teori okudu ve 1894’te Moskova Konservatuvarı’ na girdiğinde Arensky , Taneev ve Ippolitov-Ivanov gibileriyle kompozisyon ve uyum üzerinde çalıştı. 1900’de, okulun en yüksek ödülü olan altın madalyaya layık görüldü. 1912’de Moskova’da prömiyeri olan “Ilya Murometz” adlı altyazılı üçüncü senfonisi, kariyerini ilerletti; 1913 yılında, Rus Devrimi boyunca elinden aldığı Kiev Konservatuarı’ nın müdürü seçildi. 1920 yılında Moskova Konservatuarı’ nda müzik profesörü oldu; Onun servisi sadece İkinci Dünya Savaşı tarafından kesintiye uğradı. Gliére ayrıca, Stalin yılları boyunca Rusya’da 1938’den 1948’e kadar Sovyet Kompostolar Birliği’nin örgütlenme komitesinin başkanlığına hizmet eden politik bir figür haline geldi. Geleneksel Rus müziği Stalin ve kültür bakanlarıyla iyilik yaptı; Glière’nin bir müzisyen olarak itibarının ne kadar büyük ölçüde acı çekmiş olabileceği, sonsuza dek spekülatif olarak kalacaktır. Gliére, Sovyetler Birliği Halk Sanatçısı unvanı da dâhil olmak üzere bu dönemde çok onur aldı. Glière’nin Rus Devriminin ayaklanmasının üstesinden gelen ve her iki tarafta da üretilen güzel parçalarla dolu işin bedeli, üç senfonisinin yanı sıra, dört senet dörtlüsü, iki tam opera, iki bale ve iki konçertodan oluşuyor. Yüzlerce şarkı, piyano eseri ve oda parçaları üretti. Daha ünlü selefi Tchaikovsky ile birlikte Rus Bale’ sinin gelişiminde seminal olduğu düşünülür; Ancak, müziğinin küçük bir kısmı bugün Rusya dışında duyuluyor. Glière’nin müziği, romantik, değişmez milliyetçi ve ustalıkla hazırlanmış, genellikle güzel melodileri, yaratıcı orkestrayı ve göz kamaştırıcı bombaları mükemmel bir şekilde birleştirmeyi başarıyor.

                                                                    

Koloratur Soprano Konçertosu                   “Adana’da ilk seslendiriliş”

Gliére, harp, viyolonsel ve korno için de konçertoları bulunan bir besteci. Koloratur soprano ve orkestra için konçertosunu 1944’te yayımlarken Debhora Jakobwewna Pantofel-Netschezka’ya ithaf etmiştir. Yörük ve hızlı iki bölümden oluşan yaklaşık 13 dakikalık konçerto bir koloratur sopranonun hünerini gösterebileceği özelliklere sahiptir. Ancak sözsüz, yani vokaliz şeklinde.

 

Johann Baptist Georg Neruda

[Doğum: 1708 (?)            Ölüm: 1780 (?) – ​​(Grove Sözlüğünden alınmıştır) sadece yaklaşık değerlerdirilmiştir.]

Klasik bir Çek besteciydi. Klasik müzik döneminin diğer bestecileri ile ilgili olarak Neruda çok az bilinir. Çek Cumhuriyeti’nin bir parçası olan Bohemya’da , saygın bir müzikal aileye dünyaya geldi. Önceki yıllarını Prag ve Almanya’da bir kemancı ve orkestra şefi olarak iyi bir üne kavuştuktan sonra, Neruda Dresden mahkeme orkestrasında Konzertmeister oldu. Kompozisyon çıktıları olarak; on sekiz adet senfoni,  on dört adet konçerto (trompet ve fagot konçerto dâhil), sonatlar , kutsal eserler ve bir opera Les Troqueurs” içerir. Nimbus Records Ltd. (1994) ‘e göre, bestecinin daha önemli eserlerinden biri de Trumpet ve Strings için E-flat konçertosu” dur. Orijinal olarak “corno da caccia” ya da natural horn için sadece yüksek sicil kullanılarak yazılmış, artık nadiren E-flat veya B-flat trompet dışında bir şey üzerinde gerçekleştiriliyor. Tesadüfen, Neruda’ nın yazdığı Corno da Caccia, son zamanlarda aynı adı verilen 4-av tüfeği ile karıştırılmamalıdır. Bu eser için el yazması, Prag’daki Milli Kütüphane’ de ve pirinç enstrümanları için başka sıra dışı eserler ile birliktedir.

Neruda Trompet Konçertosu trompetçi repertuarındaki rolünü takdirle kabul etmiştir.

 

Trompet Konçertosu         Mi Bemol Major 

Günümüzün en çok sevilen Trompet konçertolarından biri, aslında korno için bestelenmiştir. Neruda, 1750 yılında bu konçertoyu zamanın en iyi korno virtüözleri ile tanıştığı Dresden’de bestelemiştir. Besteci bu konçertoyu trompe de chasse ( corno da caccia: av borusu ) için yazmıştır.

Eser 3 bölümdür.

  1. Allegro yaylılar ve solo trompetin temaları sıra ile çalınması şeklindedir.
  2. Largo oldukça yumuşak ve korno solosuna benzer temalarla, yaylı ve trompetin çalmasıyla sunulmuştur.
  • Vivace final niteliğinde, 3/4’lük ve son derece canlıdır.

Her üç bölümde de trompetin kadansları mevcuttur.

 

Jakob Ludwig Felix Mendelssohn-Bartholdy

(Doğum: 3 Şubat 1809, Hamburg, Almanya              Ölüm: 4 Kasım 1847, Leipzig, Almanya)

Alman klasik batı müziği bestecisi. Bach’ı yeniden hayata döndüren kişi olarak tanınır. Gelmiş geçmiş en yetenekli bestecilerden birisi kabul edilen Mendelssohn, Mozart’ın 19. yüzyıldaki eşdeğeri olarak değerlendirilmiştir. Aristokrat bir ailenin dört çocuğundan üçüncüsü olarak Hamburg’da doğdu. Babası Abraham Mendelssohn zengin bir bankacı, büyükbabası Moses Mendelssohn Yahudi bir din adamı ve filozoftu. İlk piano derslerini annesinden ve ablası Fanny’den aldı. Berlin’e taşındıktan sonra Ludwig Berger ile piyano, Carl Zelter ile teori ve kompozisyon çalıştı. Babası, çocuklarını okula göndermeyip evde kendi geliştirdiği sistemle eğitiyor ve özel dersler aldırıyordu. Bu sebeple Felix, içine kapalı ve çekingen bir kişi olarak yetişti. Bu arada Mozart ve Bach’ın eserlerini çalışmak için ablası Fanny ile beraber Paris’e bir yolculuk yaptı. Bu bestecilerden, özellikle de Bach’tan, esinlenerek besteler yaptı. 1820’de ilk eserini besteleyen Felix, 12 yaşında iken Carl Zelter onu Alman şair Goethe ile tanışmak üzere Goethe’nin evine götürdü. Felix, 72 yaşındaki şairin evinde iki hafta kaldı. Goethe’nin evinde Carl Maria von Weber ile tanıştı ve ona piyano dörtlüsünü seslendirdi. Felix’ in yeteneğinden çok etkilenen Goethe, kendisine o anda yazdığı bir şiiri veda armağanı olarak sundu. Goethe’nin şiirlerinin yanı sıra Shakespeare’in eserlerinden de ilham alan Felix, aristokrat ailelerin salonlarında çalınmak üzere besteler yapmaya devam etti. Henüz 13 yaşındayken “Do minör Senfoni” sini yaratmıştı. 16 yaşında, türünün ilk örneklerinden birisi olan “Yaylı Çalgılar için Mi diyez Majör Sekizlisini (Op. 20)” besteledi. 17 yaşındayken dahi çocuk olarak ünü yayıldı ve Bir Yaz Gecesi Rüyası (Op.21) uvertürü seslendirildi. William Shakespeare’in bir komedisi için bestelenen bu eser, klasik müziğin romantik döneminin en güzel eserlerinden sayılır.1826-1829 yılları arasında ailesinin isteği üzerine Berlin Üniversitesi’nde öğrenim gören Mendelssohn, daha sonra meslek olarak müziği seçmeye karar vermiştir. Mendelssohn, 20 yaşına geldiğinde unutulmuş bir besteci olan Bach’ın eserlerini incelemeye kendini vermişti. Henüz 13 yaşındayken doğum günü hediyesi olarak Johann Sebastian Bach’ın “Matthaus Passionu” nun “Aziz Matta” notalarını isteyen ve bu eser üzerine çalışmalar yapan sanatçı, kendisini ileride “Bach’ı yeniden yaşama döndüren kişi” yapacak yola böylece girmişti. Öğretmeni Zelter’ in itirazlarına rağmen bu yolda çalışmaya devam etti. Berlin’de Bach’ın eserlerini seslendirdiği başarılı konserlerin ardından Avrupa müziğini tanımak üzere babasının desteğiyle üç yıllık bir Avrupa turnesine çıktı. Mendelssohn’ un turnesi İngiltere’den başlıyordu. Bu ülkede, George Friedrich Händel’den sonra en sevilen Alman besteci olarak gönüllerde taht kurdu. İngiltere’de iken pek çok eser besteledi ve İskoçya’ya yaptığı geziden esinle İskoç Senfonisi’ni bestelemeye başladı. Anne-babasının 25. evlilik yıldönümlerinde çalınmak üzere “Die Heimkehr aus der Fremde başlıklı şarkı dizisini de bu dönemde besteledi. Sanatçının gezileri; Güney Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Fransa ve tekrar İngiltere’den sonra, 1832 yılının Nisan ayında yine Berlin’de sona erdi. Öğretmeni Zelter’ in ölümünden sonra Berliner Singakademie adlı müzik okulunda Zelter’ den boşalan göreve gelmek istediyse de bu göreve alınmadı. Mendelssohn, 1833’de Düsseldorf kentindeki Niederrhein Müzik Festivali’nin genel direktörlüğü görevini kabul ederek şehirden ayrılmasından sonraki gelişmeler sonucu Berlin, müzik alanındaki üstünlüğünü kaybetti. Mendelssohn genel direktörlüğünü üstlendiği festival boyunca Händel Orotoryaları’nın yorumlanmasını sağlayarak Barok Dönem müziğini yeniden hayata geçirdi. Aynı yıl kendisi vokal eserlerini ve Avrupa turnesi sırasında gördüğü İtalya’nın canlılığı ve renklerinden esinlenerek “İtalyan Senfonisi ni besteledi. Festivalin başarısından sonra Düsseldorf kenti müzik dünyasının en üst yöneticisi konumuna geldi ancak çevresi ile geçimsizliği sonucu bu görevi kısa sürede bıraktı. Birkaç yıl sonra ise “Leipziger Gewandhaus” orkestrasının yönetimini üstlendi ve Leipzig kentini Almanya’nın en önemli müzik merkezlerinden birisi haline getirdi. Bach ve Händel’ in eserlerinin yanı sıra Schubert’in Büyük Senfonisini müzik dünyasına tanıttı. 1840 yılında Orta Avrupa’nın en tanınmış bestecisi haline gelen Mendelssohn, 1841’de Leipzig’de bir konservatuvar kurdu. Bu konservatuvar, 1846’da Avrupa’nın en üstün müzik okulu haline geldi. 1847’de ablası Fanny’ nin ölüm haberi üzerine yaşama isteğini yitiren sanatçı, “Fa Minör 6. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü” ve Fanny için “Requiem” besteledi. Aynı yıl bir beyin sarsıntısı geçirerek kısmi felç olan Mendelssohn, 4 Kasım 1847’de hayatını kaybetti ve ablası Fanny’ nin yanına gömüldü.

 

Senfoni No. 3      Op. 56   La Minor             “İskoç” İlk yorumu: 1842

Leipzig. Felix Mendelssohn’ un 1829 yılında İskoçya’ya yaptığı gezi iki yapıtının doğmasına yol açmıştır. “İskoç” adıyla bilinen senfoni ve “Fingal Mağarası” uvertürü.

Edinburgh’tan ailesine gönderdiği bir mektubunda şu satırlar yer alır: “Bugün güneş batarken Kraliçe Mary Stuart’ın yaşadığı sarayı gezdik. Sevgilisi ozan ve şarkıcı Rizzio’nun öldürüldüğü küçük odayı, taç giydiği küçük kiliseyi gördük… Her yer harap durumda… Sanıyorum ki bu akşam İskoç Senfonisi’nin başlangıcını buldum…”

Bölümler: Tümü sonat kalıplarına uygun olarak düzenlenen dört bölüm aralıksız yorumlanır.

  1. Andante con moto – Allegro un poco agitato
  2. Vivace non troppo
  • Adagio
  1. Allegro vivacissimo – Allegro maestoso assai
  2. Bölüm (Andante con moto – Allegro un poco agitato)

Karanlık renkli bir doğa tablosunu andıran “andante” ile başlar. Obua melodisinin, bölümünün temeli olan iki tema ile ilintisi açıktır. Bölüm bu iki elemanın ritmik bir “tutti” ile “coda” ya ulaşımında biter.

  1. Bölüm (Vivace non troppo)

Klarinetin verdiği “Charlie is my darling” adlı şarkının melodisi ile başlayan yaylı çalgıların sunduğu tipik bir İskoç halk ezgisiyle süren “Scherzo” dur.

  • Bölüm (Adagio)

İki temanın karşılıklı çekişmesidir.

  1. Bölüm (Allegro vivaccissimo – Allegro maestoso assai)

Hareketli, ritmik, neşeli bir hava içinde gelişir, gene şenlikli bir “coda” ile sonuçlanır.

Taşar ERKOL
adabul.com