ÇDSO’dan Konser /22 Aralık 2017 – Taşar Erkol

Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası 22 Aralık 2017 Cuma Akşamı icra edilecek Konser Programında değişiklik yapılmıştır.

Franz Joseph Haydn’a ait “Korno Konçertosu” kaldırılarak yerine Ludwig van Beethoven’in “Coriolan Uvertürü” programa alınmıştır.

 

Ludwig van BEETHOVEN

Alman Besteci, Piyanist, Müzisyen

Doğum          :           17 Aralık 1770          Bonn – Almanya

Ölüm              :           26 Mart 1827                        Viyana – Avusturya

 

Alkole karşı olan zaafıyla bilinen Beethoven’in babası Johann da saray müzisyeniydi. İlk piyano derslerini henüz dört yaşındayken babasından aldı. Katı bir insan olan babası çocuğunu çok zorluyor, henüz dört-beş yaşında olan ve parmakları piyanoya yetişemeyen çocuk bazen bu çalışmalar sırasında gözyaşı döküyordu…
İlk müzik eğitimini babasından aldıktan sonra, 1779’da Christian Gottlob Neefe ile çalışmaya başladı. 1783’te ilk bestesi olan Dressler’in Marşı Üzerine Çeşitlemeler Neefe’ nin yardımıyla yayımlandı. 1786’da Viyana’ya yaptığı ziyaretin ardından, annesinin ölümü üzerine Bonn’a geri döndü ve Kont Walstein’ın hizmetine girdi. 4 yıl boyunca kontun orkestrasında viyola çaldı.

Annesinin ölümünden sonra Beethoven Viyana’ya geri döndü ve hayatının sonuna dek orada yaşadı.1794’e dek Viyana aristokrasisi içindeki müzik âşıklarına saraylarda ve özel toplantılarda çaldı. 1795 yılına kadar halka açılmamıştı. Başlangıçta bir besteci olarak değil, bir piyanist ve öğretmen olarak adını duyurdu ve kısa zamanda üne kavuştu.

1798 yılında Beethoven işitme problemleri yaşamaya başladı. Bu tarihten itibaren 21 yıl boyunca hiç kimseyle iletişim kurmadı. Ancak 1819 yılına gelindiğinde yazarak insanlarla diyalog kurmaya başladı. 21 yıl boyunca çekilen yalnızlık çok derin acılar yaşamasına neden oldu. Beethoven bütün senfonilerini işitme problemi yaşamaya başladıktan sonra bestelemesi de dikkate değer bir olaydır.

Beethoven ömrü boyunca birkaç kadını sevmesine rağmen hiç evlenmemiştir. Bunlar içinde evlenmeye en çok yaklaştığı ve en çok sevdiği Ölümsüz Âşık’ tır. Kim olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte bu kadının, Frankfurtlu bir tüccarın karısı olan Antonie Brentano olduğu sanılmaktadır. Sevdiği kişiye kendini bütünüyle veren Beethoven, Diabelli Varyasyonları’nı Ölümsüz Aşkı’na adamıştır.

1826’da kardeşi Karl ile Gneixendorf’ta yaptığı tatilin ardından Viyana’ya dönüşünde, siroz hastalığı iyice ilerlemiş, yataktan kalkamaz olmuştu. 26 Mart 1827’de hava iyice bozmuş, durmadan yağmur yağıyordu. O sırada akan büyük bir şimşekle Beethoven’in odası aydınlandı. Aynı anda, yumruğunu havaya kaldıran Beethoven’in gözleri birkaç saniyeliğine hayata meydan okurcasına açıldı ve ardından bir daha açılmamak üzere kapandı. Doktorlar bunun Beethoven’in anlamlı bir hareketi değil, sadece ışığa karşı bir tür refleks olduğunu söylemektedirler. Beethoven yaklaşık 30.000 kişinin katıldığı bir cenaze töreninin ardından Wahring mezarlığına defnedildi. 1888’de ise naaşı Viyana Merkez Mezarlığı’na Schubert’in mezarının yanına aktarıldı.

 

Coriolan Overture Op: 62

İlk yorumu: 1808, Viyana.

Ludwig van Beethoven‘in en verimli çağından bir diğer üründür bu Uvertür… Shakespeare’in aynı adlı trajedisi için yazıldığı sanılırsa da Avusturyalı oyun yazarı Heinrich Joseph von Collin’in aynı adlı oyunu için bestelenmiştir.

Konu aynıdır: M.Ö. altıncı yüzyılda Roma için büyük fedakârlıklar yapan komutan Coriolanus, devleti yönetenlerle arasında çıkan anlaşmazlık üzerine ülkesinden ayrılır, eski düşmanlarıyla işbirliği yaparak Roma üzerine yürür.

Kent kapısında Senato’nun baş delegeleriyle karşılaşan komutan, bu arada annesi ve eşinin de yakarışlarına direnemez, ordusuna geri dönmesi için emir verir.

Fakat iki yönlü ihanet yüzünden onur ve gururunu yitirmiştir. Çıkar yolu bıçağı kalbine saplamakta bulur.

Beethoven’in bu olay örgüsünü yansıtmakta kullandığı iki tema da olağanüstü etkilidir.
İlki Do Minör ile gösterilen yürekli bir komutanın portresidir. Karanlık armonilerle işlenmiş “geçiş” ruhundaki savaşı, tanrısal güzelliğiyle ünlü ikinci Mi bemol Majör tema ise “vatan sevgisini”, “yurt özlemini” ya da Coriolanus’a kararını değiştirten yakarışları yansıtır. Eser “yalnızlığı” ve “yokoluş”u belirten bir “pianissimo” (çok yavaş) ile sona erer.