Kapı tokmağı deyince orada durmak gerek – Nurettin Çelmeoğlu

Eskiden zil mi vardı da çalmadık!.. Düofon da yoktu… Kameralı sistem rüyalara bile girmezdi… Bütün bunların yerini genelde pirinçten yapılan tokmak, kapı tokmağı alırdı. Uzun süredir görmüyorum; umarım bazı eski yapılarda hala duruyordur.

Türlü çeşitler olmakla birlikte Adana’dakilerin yüzde doksandan fazlası el el biçimindeydi. Aklımda kaldığı kadarıyla bilekten aşağıya sol el motifliydi. Parmaklar küçük bir topu kavramış oldukları için hafif içe büküktü. Bilek tarafındaki menteşe kapı kanadına vidalanmış ya da çakılmış olur, eldeki topun tam karşısında da üç dört santim çapındaki yassı metal yer alırdı. Eli biraz kaldırıp da o yuvarlak metale indirince, “Tak…” diye tok ve güçlü sayılabilecek ses çıkardı. Ayrıca, aslan başlı, bilezikli tokmaklar da görülebilirdi.

Temel teknolojisini anlatmış olduk. Velakin tokmaklar “işari sır”         denilen bir yolla konuşur, kapıya gelene de, ev halkına da bazı bilgiler verirdi. Öncelikle, kapıdaki tak.. tak… evdekiler için mesaj demekti. Bizde, aralıklı iki tak…, halamın eşi Musa Emmi’nin geldiğine işaretti. Benim işaretim, peş peşe gelen iki tık’tan sonra aralıklı tek tık olurdu. Babam dört kez çalardı kapıyı. Komşu Sabiha teyzenin kapı çalışını annem şakkadanak anlardı. Şu da var; her kes bilirdi ki, ses zayıfsa, kapıdaki tanıdık biri değildir.

MEDENİ DURUM HAKKINDA BİLGİ

El biçimindeki tokmakların asıl mesajı parmaklardaydı. Hiçbirinde yüzük yoksa, o evde bekar kız olduğu anlaşılırdı. Yüzük parmağındaki alyans, evde gelinlik bekar olmadığının işaretiydi. Bu kadar değil tabii; bir de nişanlının varlığını işaret eden alyans da, orta parmakta yer alırdı.

Tokmaklar hiçbir zaman matlaşmazdı çünkü her gün defalarca kavrandığı için oksitlenmeye, matlaşmaya vakit bulamazdı. Sesinin o kadar güçlü olmasının nedeni, sanırım titreşimin kapı kanadına da ulaşmasının sonucudur. Kapımız geniş avluya açılırdı ve evimiz hayli içeride olmasına rağmen kışın her taraf kapalıyken bile kapının çaldığını duyabiliyorduk.

Yazının devamını okumak için tıklayın