Sezaver Seçki ”Kırmızı başlıklı resimler”

Evrenin sonsuz derinliği, insanoğlunun hayalleriyle avuçlanıp hayata dair binlerce konu derlendi şimdiye kadar… İyisinden, kötüsünden, güzelinden, çirkininden karakterler çizilip kafamızın içine masallar resmedildi. Sonra söze/yazıya dökülüp hikâyeler, dilden dile salıverildi.

“Pamuk Prenses ve 7 Cüceler”, “Kırmızı Başlıklı Kız”, “Çizmeli Kedi”, “Keloğlan” ve daha niceleri, bilinmez diyarlardan gelip yer etti dünyamızda.

Mesela ben, çocukluğumun ilk yıllarında annemin anlattığı “Yusufçukla Fatmacık” masalını duyarak, hissederek defalarca uykuya daldığımı hatırlarım. Hayatın acımasız, masum, güzel vs. yanları ne de düşsel bir tınıyla akmıştı annemin sesinden minicik yüreğime!

Yanı sıra, Victor Hugo’nun “Sefiller” adlı romanın öyküsünü ilk kez annemden duyup gençlik yıllarımda da okuma olanağı bulmuştum. Masalsı konusu ve belgesel tadındaki bölümleriyle unutamayacağım bir romandır “Sefiller” Sayfalarında dolaştığım kitaplar arasında her zaman ayrı bir anlam taşır bu eser.

 

SEZAVER SEÇKİ

İngilizce öğretmeni ve ressamdır Sezaver Seçki… Ayrıca, aldığı eğitimler sonucu Kişisel Gelişim alanında uzmanlaşmıştır. Bu konuda Adana ve İstanbul’da seminerler vermekte, bireysel danışmanlık yapmaktadır. “Kaderimize Yön Veren Evren Yasaları”, “Ben Ne Anlatıyorum Bilinçaltım Ne Anlıyor”, “Kendini Yönetme Sanatı” başlıklı gelişim kitaplarını yazıp yayımlatarak ruhsal hayatımıza katkı sağlamıştır.

MASAL, SANAT VE TERAPİ

Son aylarda yeni çalışmalar oluşturduğunu ve Sanatta Farkındalık Atölyesi’ni kurduğunu duydum Sezaver Hanım’ın… Bu atölyede, oyun hamurları ve renkli kalemlerle buluşturuyor katılımcıları. Onları çocukluklarına geri götürüyor. Ve kendi hayatlarının masallarını yazmalarına, çizmelerine yardımcı oluyor. Dilerseniz diğer ayrıntıları kendi anlatımından öğrenelim:

“Einstein ‘Eğer çocuğunuzun zeki olmasını istiyorsanız ona masal okuyun’ der. Çünkü hepimiz biliriz ki, masallar, hayal gücünü, insani değerleri ve doğayla bütünlük hissini canlı tutar. Zeki olmak hepsiyle birlikte anlam kazanır. Edebiyat açısındansa, masallar halk kültürünü geçmişten bugüne taşıyan önemli bir yazı türüdür. Anlatıcılığı ayrı bir sanattır…

Masal ile birlikte, tüm sanat dallarının iyileştiren özelliğini vurgularsak, günümüzde, doğadan kopuk yaşam tarzının fiziksel ve ruhsal sorunları arttırdığını, dolayısıyla sağlıklı, mutlu ve üretken kalabilmenin özel çaba gerektirdiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle olsa gerek, son zamanlarda psikoloji alanına sanatla terapi çalışmaları eklendi. Yıllardır bilinen sanatın iyileştirici gücü bilimsel olarak da kanıtlandı. Müziğin, şarkı söylemenin, dans etmenin, oyunlarda rol almanın, okumanın, yazmanın, resim yapmanın, stresi azalttığını hepimiz biliriz. Saf doğamızı hatırlatan, yaratıcılığımızı güçlendiren bu aktivitelerin nasıl iyileştirdiğini açarsak, terapideki kullanımıyla, yazmak, resim yapmak vb. etkinlikler hayatta tam olarak neyin önemli olduğunu görmemizi sağlar. Bu görüş, anlamlı ve yapıcı kararlar almamızı ve bu kararları uygulamamızı mümkün kılar. Bu nedenlerle, ‘Sanatla Farkındalık’ dediğim atölye çalışmalarında masallardan ilham alırız. Hayal gücümüzün devreye girmesiyle birlikte, kendi masalımızı yazarken, yaşadığımız sorunlar kadar, çözümleri de görmeye başlarız.”

Evet… Hayatın gerçekleriyle bütünleşmeye devam ediyoruz. Acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle, güzeliyle, çirkiniyle toplayıp her oluşumu ruhumuza serperek yaşarken…

Araya biraz sanatla karışık “kırmızı başlıklı resimler” katsak…

Nasıl olur sizce?