Şairler neden resim yapar?

Antalya Kültür Sanat’taki sergi şiir ile resim arasındaki ilişkileri inceliyor. Sergi, şair olarak bilindikleri halde resimde de ustalıkları bilinen 15 sanatçının tuval, kâğıt, kolaj, desen çalışmalarını bir araya getiriyor.

Antalya Kültür Sanat’ta Şairler Neden Resim Yapar? – Yeni Varoluş Biçimleri- Ara Duruşlar Üzerine başlığı altında açılan sergi, şair olarak bilindikleri halde resimde de ustalıkları bilinen, farklı araştırmalara giren 15 sanatçının tuval, kâğıt, kolaj, desen çalışmalarını bir araya getiriyor.

Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez, tasarımını Ulaş Uğur’un üstlendiği bu ilginç sergi, Tevfik Fikret’le başlayarak Arif Dino, Nâzım Hikmet, Oktay Rifat, İlhan Berk, Metin Eloğlu, Cemal Süreya, Oruç Aruoba, Sami Baydar gibi isimleri edebiyat tarihimize mal olmuş sanatçılarla Lale Müldür, Engin Turgut, Zafer Şenocak, Turgay Kantürk, Anita Sezgener ve Hicran Aslan gibi çağdaş kuşağın işlerini orijinal, baskı, projeksiyon gibi farklı tekniklerle izleyiciye sunuyor. Serginin sürprizleriden biri de Necmi Sönmez’in yıllarca aramasına rağmen bulamadığı bir Orhan Veli otoportresinin kelimenin tam anlamıyla son dakikada şair Levent Yılmaz’ın arşivinde bulunan Fikret Ürgüp’ün evrakı mektrukesinde keşfedilerek Antalya’da gösterilmesi. Sergi üzerinde Orhan Veli’nin ünlü “cep delik cepken Delik” şiirinin de olduğu bu mutheşem otoportre ile başlıyor.

Fikret’in dönemin ressamlarından aşağıya düşmeyen bir çizme yeteneği var. Bu yetenek kendisini henüz öğrenciyken yaptığı bir otoportrede ortaya çıkarıyor. Çok farklı katmanları olan sergi sadece otoportreler üzerinden incelendiğinde bile izleyicileri tarihsel bir yolculuğuna davet ediyor. Fikret’in açtığı yoldan ilerleyen Arif Dino, Nâzım Hikmet, Oktay Rifat, Metin Eloğlu gibi şairler, kendi portrelerini çizerken bir şekilde şiirlerinin arka dünyasını da görsel olarak ortaya koyuyorlar. Çizgiler bu sayede imgelere, renklerse şiirin üç boyutluluğuna dönüşüyorlar. 

VAROLUŞSAL HÜZÜN

Cemal Süreya, Oruç Aruoba bu bağlamda serginin kuşaklar arası köprüsü olarak değerlendirilebilecek şair-ressamlar. Onların araladığı kapılardan geçen Lale Müldür, Turgut Engin, Zafer Şenoçak, Turgay Kantürk, Sami Baydar ilginç denemelere giriyorlar. Resimleri yerine el yazısıyla sergiye katılan Lale Müldür “varoluşsal hüznü” o kadar etkileyici biçimde dile getiriyor ki bu çalışma önünde göz yaşlarını tutamayan izleyiciler var. Pandemi döneminde evine siparişle gelen kartonların, kâğıt torbaların üzerine çalışarak beklenmedik kolajlar yapan Kantürk üç boyutlu denemelere giriyor. Baydar’ın vefat ettiği yıl yaptığı yağlıboyalar onun hayatla olan zorlu mücadelesinin sarsıcı izlerini taşıdığı için ayrıca etkileyici bir tona sahip. 

Anita Sezgener’in avuç içi büyüklüğünde desenlerinde yakaladığı ifade gücü onun kendi mitolojisini kurguladığının kanıtı. Başka şairlerin kitapları üzerine desenler çizen Hicran Aslan’ın bu çalışmaları ilk kez sergileniyor. Hem Sezgener’in hem de Aslan’ın çizerek oluşturdukları imge dünyası, serginin alt başlıklarından biri olan “ara duruş biçimlerine” gönderme yaptığı için gizemliler. Sergi bu tür bilinmezlik perdelerini araladığı için özellikle gençlerin ilgisini çekiyor.

https://www.cumhuriyet.com.tr/kultur-sanat/sairler-neden-resim-yapar-1894829