”Sentetik İnsan Aklı” Emre Toğrul

Sentetik İnsan Aklı
Hayvanat bahçesine her gittiğimde,
Hayvanların yüzlerine dikkatle bakarım.
Ne güler ne ağlar, ne sırıtır ne somurturlar.
Muhteşem tüyleri ve renkleriyle, maskesiz,
Kendilerine özgü yüz ifadeleri vardır.
Ne bir şey yerken ağızlarını kapatırlar,
Ne esnerken boğazlarının görülmesi onları rahatsız eder.
Mapusta bile doğal ve basittir hayvanlar.
Biz onları heyecanla izlerken,
Onlar kendilerini doğadan koparanlara,
Boş ve uyuşuk gözlerle bakarlar.
Bu dünyanın en büyük eziyeti olan tutsaklığı bile sindirirler.
∞Ω∞
Biz insanlar, çok övündüğümüz aklımızla,
Her alanda gerçeği ve doğruyu ararken,
Doğal yaşamdaki canlılar, içgüdüsel bir düzende,
Doğanın siklusuna ve kurallarına boyun eğmiş,
Doğal yaşamda tanrının tüm ölçülerine, derslerine
Ödüllerine ve cezalarına kayıtsız şartsız itaat içindedir.
Ders alınacak bir ahlak ve moral anlayışıdır bu.
Giysi denilen canavarın olmadığı o dünyada,
Çıplaklık bir ayıp değil, bir normdur, bir haldir.
Makyaj doğadan, süs ışıktan, koku topraktan,
Mevsimler ağda yapar tüylerine, deriler yenilenir
Aksesuarları çamurdur, çalıdır, çırpıdır.
Hiçbirinin kendisini daha güzel hissetme çabası,
Daha güçlü olma diye bir derdi yoktur.
Onlar bu dünyadaki mekanlarının
Hava, su veya toprakta olduğu gerçeğini
Kavramış, sindirmiş ve kabul etmişlerdir.
Doğanın tüm ışık oyunları, hava akımları
Maddenin şekil değiştirişi ve üç boyut onlara yol gösterir.
Bizim gibi, güneşi ve karanlığı fark etmeden yaşamazlar.
Çalışmaları insan gibi durağan değildir,
Doğal yaşamda devamsızlık ve mazeret yoktur.
Bu kavramlar insana ait zavallı kavramlardır.
Çünkü devamsızlık ölüm demektir.
Mazereti nedeniyle çalışmasını aksatanın
Tekrar çalışmaya katılması çok zordur doğada.
Doğa birtek kış uykusuna yatana dokunmaz.
∞Ω∞
Doğal yaşamda sürekli yaşamak vardır.
Seyretmek, başkasından beklemek, dilenmek yoktur.
Sadece durmaksızın, her an tetikte
Sırlara ketumiyetle sarılan aktif bir yaşam vardır.
Yaşamak için öldürmekte vardır ama,
Bakın doğada öldürene katil diyemiyoruz.
Çünkü ölüm de yaşamak kadar doğaldır.
Doğal yaşamda suç yoktur, mapushane yoktur.
Doğal yaşamda hiçbir dişiye yosmalık yoktur.
Doğal yaşamda sadece yaşam için biriktirme,
Yaşayabilecek kadarı için çalışma var.
Doğal yaşamda makul ve anlamlı bir kaynak paylaşımı var.
Mevki hırsı, yetkisini kötüye kullanmak yoktur.
Kuvvete ve güzelliğe saygı vardır.
Bunca moral ve ahlak okuluna rağmen
Yakalayamadığımız, ulaşamadığımız
Orman düzeni, çöl düzeni, okyanus düzeni aklımıza ceza mı ?
∞Ω∞
İnsanın, mutlu hayvana en yakın kesimi olan,
Doğayı seven ve ona yakın insanlar,
Bizi tutsak eden gölgelerimizi, ağırlıklarımızı,
Ünvanlarımızı, servetlerimizi, mevkilerimizi,
Biz olmayan bizi kenara koyup
Doğanın zengin sofrasında doyarlar.
Bir arı kovanı ya da bir karınca yuvası mutlu eder bu adamları.
Bahçesindeki cevizin, deniz dalgasının sesinin,
kümesindeki tavuğun verdiği mücevhere hayrandır onlar.
Bu insanlar bilirler ki,
İnsana ait yaratıcılıkla ulaşılan her ürünün,
Doğada, daha öz, daha yalın ve daha güzel bir örneği vardır.
İnsan yapımı şeyler, doğanın kötü bir taklitidir.
∞Ω∞
Bu evrenin aslında en zavallı, en mutsuz,
Gerçeklerden en uzak canlısı modern insan ise,
Bugün onlarca vizeye, duvara ve silahlara rağmen
Bir balık sürüsünün kardeşlik güvenini yakalayamıyor.
Ne bir kuş sürüsü ,kadar düzenli,
Ne bir kaplumbağa kadar sabırlı,
Ne bir yılan kadar soğukkanlı olamıyor.
Aslan gibi cesur, ceylan gibi güzel,
Tilki kadar kurnaz, boğa gibi güçlü olmaya çalışıyor.
Siz hiç insana benzemeye çalışan hayvan gördünüz mü?
Hayatını keyifli hale getirmek için
Onlar gibi yüzmeye, dalmaya , uçmaya çalışıyoruz.
Siz hiç uçmaya çalışan yılan, yürümeye çalışan yunus gördünüz mü ?
İşte o meşhur, bizi tüm canlılardan ayıran aklımızın
Bizi getirdiği noktada doğalı yitirmek durumundayız artık.
Her şeyi daha çabuk öğrenmeyi, kavramayı,
Her şeye en kolay ve zahmetsiz ulaşmayı,
Daha uzun yaşamayı hüner sayan aklımız
Ne yazık ki daha az korkmayı, anksiyeteyi, stresi,
Daha az depresyonu ve sosyal uyumsuzluğu sağlayamıyor.
Akıl doğaya diklendikçe, doğa aklın alamayacağını yapıyor,
Doğa basit ama acı dersler veriyor akıllı insana.
∞Ω∞
Hayvanat bahçesindeki kafesinde, onu seyrederken korkan,
Ama buna rağmen eğlenen insan yavrularına bakan,
Onları korkutmayı aklının ucundan bile geçirmeyen,
Su aygırına dönelim tekrar…
Tutsak edildiği sarı çirkin taşın üzerini,
Burası benim evim,
Tamamen benim kokumdan oluşmuş diye benimseyerek,
Mışıl mışıl uyuyan su aygırını hayret ve hayranlıkla seyrediyorum.
Onun doğal içgüdüsü sayesinde,
Kafeste bile hergün ot yerken aldığı tadı,
Suya atlarken yaşadığı keyfi alamamamız,
Eşsiz doğaya bu denli duyarsız ve saygısız müthiş aklımıza
Verilen en büyük ceza olsa gerek…