Soru Sorulmalı, Sohbet Edilmeli – Emre Toğrul

Emre Toğrul

Farkındamısınız, biribirimizle konuşmayı, sohbeti unutuyoruz.Yavaş yavaş monologlara gark olmuş, duvar yazılarına dönüyoruz.Sorudan çok yanıtlarla ilgilenen, yanıtları tekrar tekrar yanıtlayan,Biribirimize sormakla başlayan sihirli sürece kayıtsız insanlar olduk.Oysa, fikri gelişimin itici güçlerinden felsefe, sormakla başlamış,Bitmez tükenmez konuşmalarla devam edegelmiştir.O herkesin mutlak adını bildiği Sokrates usta hiçbirşey yazmamış,Sadece şehir meydanlarında, herkesin iyi bildiğini sandığı konularda,Soru sormuş, yargıları parçalayıp birleştirmiş, akılları karıştırmıştır.Fikren gelişmek, düşünceyi tımar etmek, zihnin kapasitesini genleştirmek,Hiçbirşeyden, ama hiçbirşeyden,Sorgulayıcı birinin akışı durdurup, açıklayıcı bir karşıtlık ortaya koyması,Bilineni, olanı didikleyerek, gerekçelendirme araması kadar etkilenmemiştir.Zamanın sosyal mesafe ve korunma kurgusu içinde gerçekleştirdiğimiz,Kısıtlı sayıda konuşmacının, ortak bir atelye ile sunum yapabildiği,Katılımcıların sanal olarak katılıp soru sorabildiği,Bir mesleki toplantının, tartışma seansında, farkındalığım zirvede.Sorulara da , cevaplara da derinlemesine bir açıklık getirme çabası,Bence bu yaşamın en değerli ve kutsal çabalarından biri.Başarılı düşünmeyi sevme etkinliği de diyebileceğimiz bu çabayı,Henüz cevabı verilmemiş yada bilinmeyen sorulara odaklanan sohbetleri,Tekrardan yaşamımıza almamız, muhabbet etmemiz gerek dostlar.

●●●●○○○○●●●●

Herşey soruyla başladı halbuki,Belirsizliklere son veren merak ve doğal şüphecilikle gelişti insan zihni.Bugün ise aklımız sadece yanıtlarda, yanıtlar arası seçimlerle meşgulüz.Onca bilgi dağarcığında yüklü, binlerce yanıttan kendimize uygununu seçmeye,Seçtiğimizin doğru olduğuna önce inanıp, yeni ve daha albenilisini bulmadan,Yargımızdan vazgeçmemenin deli tembelliğine öyle sarmışız ki…Zihnimizin, herdaim tetikte olması, sürekli gerekçelendirebilmesi,Bir gözlem dikkatine, oradalık motivasyonuna çalışması öyle zor ki.Bize karşılıklı konuşma , etkin ve güzel yol gösteren kılavuz sorular gerek.Geliştirici soru soran dostlar, sunandan çok soran öğretmenler,Sorgulayandan çok sabırla sorup öğrenmeyi öğreten ebeveynler,Soru zengini meslektaşlar, hısımlar ve hatta hasımlar gerek.Beynimizin çatı katı dediğimiz ve bize en gerekli muhakemeyi yaptıran,Yaşamdan saklamaya değer bulduğumuz o en değerli bilgileri,Süzüle süzüle gelmiş, akl-u hikmet usarelerini dolduracağımız odayı,Çer çöple, ne bulduysak onla, tıkış tıkış doldurmamak için,Soru sormayı tekrardan keşfetmemiz gerek dostlar.Tıpkı Sokrates’in kendi ölümünü bile hazırladığı halde kesmediği,Yargıları bölüp parçalayan, sezgilerimizin dayanağını bile irdeleyen,Konsolide olması için bilgiyi titizce hazırlanmış süzgeçlerden geçirten,Dalıp gitmeye, inanıp nefer olmaya, önden yargıyı bulup, aramamaya ayarlı,Güzel insan beynini, içindeki aklını, aklın ekranı düşünceyi hoplatan,Deli sorularla muhabbet ettiğimiz sohbetler gerek dostlar.Sürekli bilgi akışının keşmekeşi içinde,Yanıtlar açık büfesinden anlık seçimler yapıp, yemek yerine,Kısıtlı kaynağımız dikkatin kapasitesini en çok genişleten,Yapıcı, yol açıcı, alımlı sorularla giden dialoglar gerksinimimiz.Soru sorabilmenin, karşılıklı konuşmanın sihirini yitiriyoruz…

●●●●○○○○●●●●

Dostlar; sadece aradığımızı, ihtiyacımızı, istediğimizi görenlerin,Bizim aklımızı ve algımızı suiistimal edip, oralara yükledikleriyle,İstenilen çağrışımsal aktivasyonu tetikleyebildikleri bir iletişim çağındayız.Buradaki ince çözüm ayarı ise, cevabı bilmekten çok soru sormaya dayanıyor.Diyalog içinde giden bir sorulamadan çıkacak düşünce kristalleriyle,Alışkanlık siperlerimizin sağlam olsa da yıkılamaz olmadığını,Her türlü önyargının da, güçlü ancak kırılamaz olmadığını görme şansımız var.Sokrates’i en büyük filozof kabul etmemizin sırrı işte o soru ve diyalog.Meslektaşlarımla kısa olsa da sohbet imkanı bulup, sorma fırsatı elime geçince,Zihnimin bu tür bir motivasyona nasıl acıktığını farkediyorum.Soru sormak zihinsel bir yol haritası gibi, neyin nerede olduğunu işaretliyor.Yanıtlar bilgilendirmesi içinde kaybolup aynı yerde kalmaktansa,Biraz aklıselim sohbeti, biraz soru egzersizi ile zihni düşüne sevkedipHafıza, yaratıcılık, muhakeme gibi tümdengelim alametifarikalarına yol verip,Bu dünyanın demine vakıf olmakta fayda var dostlar.Sigmund Freud ile noktalayalım kıssayı;‘’Yanıtlar bulmaya değil, daha fazla soru sormaya niyetlenin bugün’’…