Tadını Çıkarın Mahmurluğun – Emre Toğrul

Uykudan kalkan çocuğun mahmurluğu,
Hafif bir yavaşlığı, durgunluğu vardır ya,
Tam ayılamama, uyanamama hali,
Sorular cevapsız ve bakışlar lakayt,
Tekrar gözleri kapama ve zorla açma,
Büzülüp gerinme sonra tekrar büzülme.
Siz sevgiyle onu seyrederken, öperken,
Onun o masumca teslim olmuş hali.
Aceleye getirmeyelim tadını çıkaralım.
Çocuğun rüyası bizimkiler gibi kaos değil,
Pembe düşler onun ki, pespembe.
Biz de o anın tadını çıkaralım,
Bırakalım o da tadını çıkarsın.
Uykuda, bedenden bağımsız kalmış ruhun,
Tekrar bedeni arama anı mahmurluk…
●●●●○○○○●●●●
Sonra uykudan uyanan gencin mahmurluğu,
Onda da bir ağırlık ve sersemlik hali olur ya,
Belki heyecandan, belki yorgunluktan,
Belki hayal kurmuş bütün gece,
Sevdiğiyle, özlemiyle, geleceğiyle ilgili,
Yapışık yatağa, göz kapalı ama uyanık,
Dağınık, savruk, tertipsiz ama ümit dolu,
İlk esnediğinde ruhu geri girer bedene,
Bırakalım tadını çıkarsın desek, boş,
Aceleye getirmez tadını çıkarır zaten.
Uykudaki özgürlüğün, çaresizliğin tadı,
Uykudaki birbaşınalığın, hafifliğin tadı.
Rüyanın saçmasapan kurgusundan,
Uykudan uyanan gencin mahmurluğuna,
Elleşmeyelim, azcık daha bedensiz yüzsün,
Bedensiz uçsun ruhu, tadını çıkaralım…
●●●●○○○○●●●●
Uykudan uyanan erişkinin mahmurluğu,
Belki uyku sorunu olan, hiç uyuyamayan,
Hayatın orta yerinden bir beriye,
Bir öteye bakıp yerinde dönüp duran,
Sabaha karşı belki biraz dalan,
Belki sızan, belki kendini uyutan, uyutulan,
Bir erişkinin mahmurluğu.
İş yatağı, aş yastığı, inşallah yorganı içinde
Endişeden çalar saattli bir mahmurluk.
İyice ağırlaşan bedenin, ağırlaşan ruhun,
İyice birbirine bağımlı ruh ve bedenin,
Ancak uykuda yakalanan vazgeçişlerine,
Ancak rüyada görülen uzlaşmasına rağmen,
Değerlendiremediği uyanış mahmurluğu.
Tadını çıkaralım, gerçeğin havuzuna atlamadan,
Tadını çıkaralım, ruh ve beden birbirini farketmeden,
Uyanış mahmurluğundaki mucizenin…
●●●●○○○○●●●●
Uykudan uyanan yaş almışın mahmurluğu
Amma epiy yaş almışın mahmurluğu,
Amma uyku ile uyanıklığın farkını bilenin,
Velakin ruhu bedene sıkı sıkı sarılmışın,
Mahmurluğu…
Aynı yastık, aynı yorgan, aynı oda
Bilen bilir, anlayan anlar, gören görür,
Uykudan uyanıp ilk gözünü açtığında,
Daha yorgun bilinç, bilinçaltını farketmeden,
Sevdiklerini, değer verdiklerini, kıymetlilerini,
Üzdüklerini, üzüldüklerini, pişmanlığını düşünen,
Ruhu bedenden önce uyananların mahmurluğunu.
Dikkatle bakın , uyanır uyanmaz o iç çekişlerine,
Yüz çizgilerinin derinliğindeki anlam netleşir.
Yatağa otursa da, ayağa kalksa da mahmurdur.
Mahmurluktaki huzurun daim olduğunu ister o.
Aman dokunmayalım, bırakalım tadını çıkarsın.
●●●●○○○○●●●●
Ama asıl uykudan uyanan dünyanın mahmurluğu,
Mahmurluğun güzel zirvesi.
Henüz doğmamışken güneş, seherin son demleri,
Hafif rüzgarlı gökyüzünde belli belirsiz yıldızların,
Tanyeri ağarmadan, çiğli yaprağın, kuş sesinin saati,
Hani ne aydınlık ne karanlık,
Hani ne gece, ne gündüz,
Hani ne uyur, ne uyanık o vakit.
Güneşten hemen önceki aydınlığın, ilk şafağın,
Tadını çıkaralım yaşamın es durağı, mahmurluğun,
Kıymetini bilelim o sessiz, kısacık duruluğun.
Tadını çıkaralım, bebelerin gerinen masumiyetinin,
Keyifle bakalım, o deli kanların daldığı uzaklara,
Bırakalım doğa bizim tanyerimizi kendisi ağartsın,
Bir gün de olsun usul usul geçelim şuurun altından şuura,
Aceleye getirmeyelim, yudum yudum uyanalım bugün.
Mahmur mahmur durup, mahmur mahmur bakalım.
Bakalım ki, o ruh şenlensin, o beden birazcık dinlensin…