Taner Talaş yazdı. Melekgirmez İsminin Şifresi Çözüldü

Melekgirmez İsminin Şifresi Çözüldü
Gerek iş dünyasında gerekse Adana’nın kültürel hayatında sıkça tartışılan “Melekgirmez” isminin nereden geldiği sonunda belli oldu.
Adana’nın önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri olan Melekgirmez Çarşısı’na neden “Melekgirmez” denildiği uzun yıllar boyunca tartışma konusu olmuştu.
Kucuksaat.com kurucusu Taner Talaş, şehrin kültür tarihine dair yaptığı araştırmalarda bu ismin kökenine ulaştı. Talaş, “Melekgirmez” isminin ilk kez İstanbul’da fuhuş ticareti yapılan bir sokağa verildiğini ve buradan literatüre girdiğini tespit etti.
Adanalı akademisyen Cem Doğan’ın “Osmanlı’da Cinselliğin Saklı Kıyısı” adlı kitabında geçen bir ibareyi fark eden Talaş, İstanbul Bahçekapı’da bulunan Melekgirmez Sokağı’nda fuhuş ticareti yapıldığı için bu ismin kullanıldığını öğrendi.
Türk Tarih Kurumu tarafından 2003 yılında yayımlanan Câbi Tarihi adlı eserin 914. sayfasında bu ismin doğuş hikayesi şöyle anlatılıyor:
“Ömer Efendi, 19. yüzyılın başlarına ait vakaları anlattığı eserinde, bekâr odalarında dönen gizli kapaklı işlerden bahsetmektedir. Ona göre bekârlar, Bahçekapı’nın dışındaki Melekgirmez Sokağı’nda fahişelerle beraber oturmaktaydılar. Buradaki rezil adamlar, herhangi bir sebeple ölen kadınların cesetlerini kimseye bildirmeden denize atarlardı.”
Konuya ilişkin açıklama yapan Taner Talaş, şunları söyledi:
“Çocukluğum ve gençliğim Melekgirmez Çarşısı’nda geçti. Bu mevzu gerek esnaflar arasında gerekse Adana’nın kültür hayatıyla ilgilenen yazarlar arasında sıkça tartışılırdı.
Melekgirmez isminin nedenini kimisi bu semtte oturan gayrimüslim vatandaşlara, kimisi de meyhanelerin burada yoğunlaşmasına bağlardı. Ancak bunların hiçbirinin dayanağı yoktu.
İstanbul’un fuhuş hayatıyla ilgili en ciddi eser olan Cem Doğan hocanın kitabında, Bahçekapı’da fuhuş yapılan bir sokağa Melekgirmez isminin verildiğini gördüm. Literatürü İstanbul’un belirlemesi gayet doğal. Bu nedenle ‘Melekgirmez’ sözcüğü Adana’ya da sirayet etmiş.”
Ezber Bozuldu
O çarşıya neden “Melekgirmez” adının verildiği ortaya çıkınca, Adanalıların bugüne kadar benimsediği açıklamalar geçerliliğini yitirdi.
Adanalılar, Melekgirmez Çarşısı’nın adını yıllar boyunca “rahatlatıcı” gerekçelerle açıklamıştı: Melek girmediğine göre burası ya gayrimüslimlerin yaşadığı bir bölgeydi ya da meyhanelerin bulunduğu bir yerdi.
Ancak gazeteci Taner Talaş’ın araştırması bu ezberleri bozdu, hatta kimi esnafların tepkisini çekti.
Kucuksaat.com’da yayımlanan yazı, Adana kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Haberde, Melekgirmez isminin İstanbul’daki fuhuş ticareti yapılan sokaktan geldiği belirtiliyordu.
Talaş’ın açıklamalarına göre, zamanla muhafazakârlığın yükselişiyle birlikte bu isim rahatsızlık yaratmaya başlamış ve çarşının adı değiştirilmişti. Bu süreçte inşa edilen camiye ise “Melek Gezer” adı verilmişti.
“Adanalı Gerçeklerden Korkmaz”
Haberin yayımlanmasının ardından tepkiler gecikmedi. İşyerlerinin bulunduğu bölgenin bir dönem fuhuş merkezi olarak anılması, esnaf arasında huzursuzluk yarattı.
Taner Talaş, gelen tepkilere “Melekgirmez ve Fuhuş Meselesi” başlıklı yazısında yanıt verdi:
“Melekgirmez Çarşısı’nın isim kökenine dair yaptığımız haber, beklediğimin üzerinde bir tepkiye neden oldu. İlgiyi zaten bekliyordum ama bana ulaşan tepkileri anlamlandırmakta zorlandım.”
Talaş, çarşının bulunduğu bölgenin bir dönem fuhuş ticaretine sahne olmasının tarihsel açıdan mümkün olduğunu da vurguladı:
“Bu bölgede fuhuş ticaretinin olması, dönemin şartları ve gelişmeleri göz önüne alındığında gayet mümkündür.
Bu durumun 1990’lara kadar yansımasını, o dönem çarşı hayatında gözlemlemek mümkündür.
Fuhuşun ekonomik bir faaliyet olması, tıpkı İstanbul örneğinde (Galata ve Beyoğlu) olduğu gibi, refah seviyesi yüksek semtlerde görülmesini açıklar.
Adana’da da o yıllarda otellerin tamamına yakını Melekgirmez çevresinde bulunuyordu.
Şehrin hamamlarının çoğu yine bu bölgede faaliyet gösteriyordu.
Adana’nın ilk genelevi, Yağ Camii’nin duvarına yakın bir noktada değil, Melekgirmez’in bitişiğindeki Mısır Çarşısı’nda açılmıştı. Bu durum o dönemde yadırganmamış, bölgede olağan kabul edilmiştir.
40 yıl öncesine kadar civar otellerde alenen fuhuş yapılması da bu gerçeği desteklemektedir.”
Talaş, yazısının sonunda Adanalılara şu çağrıda bulunuyor:
“Geçmişte olup bitenleri bilmek ve bu konuda araştırma yapmak bize keyif vermeli. Adana söz konusuysa ayrıca cesur olmalıyız.
Adanalının bu cesarete ve özgüvene sahip olduğunu pratik tecrübelerimle biliyorum.”