Mehmet Yaşin
Cevabı uzatmadan verelim; Anadolu’nun herkese kucak açmasından… Bu topraklara her gelen beraberinde malzemelerini, pişirme tekniklerini, yemeklerini ve deneyimlerini de getirmiş. Ortaya çok zengin bir mutfak çıkmış. Bana bunları, ‘Anadolu’nun Tadı Tuzu Kardeş Mutfaklar’ isminde çok sıkı bir kitap hatırlattı.
Türk mutfağı, halkların iç içe yaşamasıyla oluşmuş, paylaşımcı, coğrafya odaklı ve çok lezzetli bir mutfaktır.
1492’de İspanya’dan gelen Yahudiler, Anadolu’yu, özellikle İstanbul’u Sefarad mutfağıyla tanıştırmışlardır. Balkan Savaşı sırasında gelenler, Balkan mutfağının o muhteşem lezzetlerini de yanlarında getirmişlerdir. 1923-1924 mübadelesiyle Yunanistan’dan ve Ege adalarından göç edenlerse bütün yemek kültürlerini taşımışlardır buralara.
Bulgar hükümetinin dayatmasıyla göç eden Türkler, Fatih Sultan Mehmet döneminde gelen Arnavutlar, 19’uncu yüzyılda Osmanlı topraklarına sığınan Polonyalılar, büyük dalgalar halinde göç eden Boşnaklar, MÖ 6’ncı yüzyıldan beri Doğu Anadolu’da yaşayan Ermeniler, 19’uncu yüzyılda başlayan göç dalgasıyla gelen Kırım Tatarları, Gürcüler, Çerkesler, Dağıstanlılar, Çeçenler, Çin’in zulmünden kaçıp Anadolu’ya sığınan Doğu Türkistanlılar, güneyde Araplar… Hepsinin malzemeleri, pişirme teknikleri, yemekleri ve deneyimleri zengin bir mozaik oluşturmuştur.
Yazının devamını okumak için tıklayın