URFA ADAMI, SANAT… VE MONA LİSA… – Haluk Uygur

Urfa Adamı Heykeli, dünyanın bugüne kadar bulunmuş en eski büyük boy (insan boyunda) heykelidir. 12 bin yıllık olduğu tespit edilmiştir.

Bu heykeli ilk gördüğümde anladım ki; tarih boyunca insanoğlu, doğada bulunan nesnelerin en iyi benzerini yapmanın sanat olmaya yetmeyeceğinin bilincindeydi…

Çünkü Urfa Adamı’nı dikkatle incelediğinizde göreceksiniz ki; Her bir özelliği güzel benzetilmiş bu heykelin ağzı yoktur. Gözünü kulağını, daha da önemlisi hemen belinin üzerinde bir birine bağlanmış ellerini bu kadar ustaca yapan heykeltraş acaba ağzı niçin yapmadı? Yapamadığından değil tabi ki… Bilerek yapmak istemedi bence…

Elini birbirine bağlayarak kutsal saydığını ifade ettiği, en azından saygı duyduğu birine karşı söyleyecek bir şeyi olmadığını, bu anlamda dilsiz olduğunu belirtmek için ağızın bilerek yapılmadığı açık.

Burada açık olan diğer şey ise; düşündüğünü, duygusunu anlatabilmek için, benzetmekten taviz verilebileceğini (ağızı yapmayabileceğini) heykeltraşın bilmesiydi. İşte bir ürünü sanat eseri yapan da budur. Bu heykelin önünde en çok, benzetmenin en mükemmel aracını kullanan biz fotoğrafçılar düşünmelidir.

Diğer sanat severlere de şunu söyleyebilirim; Günümüzde Urfa Müzesi’nin girişinde bulunan Urfa Adamı Heykeli, kesinkes Mona Liza’dan daha güzel, daha anlamlı… Urfa Müzesi bu anlamda çok önemli… Bence Urfa Müzesi’ne gitmek, Louvre’a gitmekten daha öncel…