Ağır Çekim
Ağır çekim bir görüntü ve enfes bir müzik,
Asil kır bir at, ıssız kumsalda, suların içinde,
Ağır çekim koşuyor, görüntü büyülüyor.
Leonard Cohen ağır ağdalı sesiyle eşlik ediyor,
Atın ön ayakları sudan çıkıyor, güçlü ve sağlam,
Gerideki güçlü bacaklarla tekrar öne itiyor kendini,
Ağır çekim…
Dalgalar, atın önünde uçan martılar, atın sürücüsü,
Hepsi ağır, ayrıntılı ve muhteşem görünüyor.
Neden ağır çekim görüntü bizi bu kadar etkiliyor?
Neyi kaçırıyoruz da, çekim ağır olunca farkediyoruz?
Bu denli hızlı yaşam, acele seçimler, çabuk kararlar,
Odu bittiler, ani çıkmazlar, pür telaş akıyor zaman.
Ama geri muhasebelere bak, hep ağır çekim,
Pişmanlık ağır çekim, üzüntü ve acı ağır çekim,
Hep aynı sahne ağır çekim gözümüzün önünde,
Tüm ayrıtısıyla, keşkesiyle, ahh ahhıyla…,
Ω∞∞Ω∞∞Ω
Aslında gerçek yaşam idrak ötesi bir hızda,
O yüzden ağır çekimde, olanı ayrımsıyabiliyoruz.
Müsabaka ve gösteri sporları, bu sihiri ilk farkeden.
Sporun gözle takip edilemez atraktifliğini o çözüyor,
Çıplak gözle izlendiğinde kaçan ayrıntılar, herkes için,
Oyunun içindekinin bile gözünden kaçan,
En dikkatle seyircinin dahi göremediği gerçek,
Ağır çekimdeki tekrarda ortada, tüm ayrıntısıyla,
Hem daha çekici, hem karar verirken daha net herşey,
Hayat da, o ağır çekim gibi olsa bir an düşünün,
Ağır çekim söylesek söyleyeceklerimizi misal,
Ağzımızdan çıkanın karşıdakine gidişini ayrıntısıyla okusak,
Göz temasıyla yavaş yavaş desek, tane tane, usul usul,
Suratımızı asarken ağır çekim karşıdan görsek kendimizi,
Bağırıp çağırırken duyup, ağır çekim izlesek yüzümüzü,
Ağır çekim sarılsak, el sıkışsak, tutuşu hissederek,
Ne çok şey kaçırıyoruz hayatta bir izlesek,
Yaşam hızlı, karar zor, hata anlık, fırsat kaçıcı,
Ama ‘’ahh’’ ağır çekim, ‘’vahh’’ ağır çekim, apağır…
Ω∞∞Ω∞∞Ω
John Campbell , felsefe ‘’ ağır çekim’’ düşünmektir der.
Ne güzel bir ifade!
Kendi motivasyonumuz, inancımız, öğrenmişliğimizle;
Sıradan hayatta hızla hissedip, hamle yapıp yaşananları,
Ağır çekim parçalara bölüp idrak etmek, açıklamak.
Böylece alternatiflerin de mümkün olduğunu görmek.
Gerçekte, tıpkı görüntüden bir anda hızla geçen atın,
Leonard Cohen’in ağır ağdalı sesiyle bütünleşip,
Dalgalar ve martılarla beraber ağır çekim koştuğunda,
Bize gösterdiği fark kadar mucizevi bir şey.
Su tanelerinden, atın yelesine kadar tüm ayrıntıyı.
Bugünlerde dünya olarak, ve onun insanı olarak,
Bakın nasılda ağır çekim bir muhasebe içindeyiz?
Farkında mısınız, ayrıntıların ağır çekimdeki netliğinin?
Hızla geçip giden yılların içinde izlediğimiz herşeyin,
Yaşarken oyunun içindeyken öyle sandıklarımızın,
Ak ile karanın arasındaki geniş gri zonun,
Aslında farklı, zıt ve kutup kabul ettiklerimizin,
Ağır çekim ve akla uygun şekilde örtüsü kaldırılınca,
Nasıl da farklı ve değişebilir olduğunu farkediyor musunuz?
Bize hızlıca, aceleyle yutturulanları görebiliyor musunuz?
Ağır lütfen dostlarım, ağır ağır…
Ω∞∞Ω∞∞Ω
Sevgili dostlar, hayatınızda belki bir kere, bu Pazar,
Hiç acele etmeyin, telaşı ve alelacele geçiştirmeyi bırakın,
‘’Slow Motion’’, ağır çekim yaşamın sihrine teslim olun,
İnanın geleceğin tarzı, fütürist aydınlanma bunda yatıyor.
Felsefenin sihiri de ‘‘ağır çekim’’ düşünceden geçiyor.
Etrafınızda kim, nasıl ve niye var olursa olsun,
Zaman nasıl akıyorsa, onlar nasıl geçiyorsa geçsin,
Siz ‘’ağır çekim’’ yaşayın bu günü. Apağır…
Takın çarçabuk, pürtelaş ivediliklerinize tasmayı,
Yaşamın akıntısına, rüzgarına, geçiciliğine kanmadan,
Bırakın kim nereye koşarsa koşsun, ağır ağır yürüyün,
Takmayın etraftaki boşboğaz logoreye , kulak ağzı duysun,
Baktığınız herşeyi görün bugün, yakalayın, idrak edin,
Ağır ağır yiyin, için, kalkın, oturun, sindire sindire,
Ve düşünün, filozofun niye ağır çekim düşündüğünü
Leonard Cohen’in ağır ağdalı sesinde,
Kır atın yelesine sıçrayan su tanesinde kaybolun…