Abdullah Yılmaz… Hayatın sanatsal halkaları, Kudret Sönmez

Sıcak sıcak zincirlenir birbirine, sanatla değerlenen verimli yıllar… Mevsimin rengi ne olursa olsun, çalışanın alın teri paklanıp akar hayata. Ruhunu bedenine katıp da boyuyorsa ressam, fırçanın ucu her daim güzelliğe yakalanır.

1955 yılında Adana’da doğmuş Abdullah Yılmaz… Birçok sanat tutkunu gibi, onun ilgisi de çocukluk yıllarında boy vermeye başlamış. Hatırladığı kadarıyla, o çağlarda kalemini, boyasını bırakmamış elinden. Sürekli çizimler yapıp resimlerle donatmış boş kâğıtları. Zamanla, ürettikleriyle yetinmeyip yeni teknik arayışlara girmiş.

İLK GENÇLİK YILLARI  

İlk gençlik yıllarında fotoromanlar, karikatürler ve özellikle siyah beyaz fotoğrafların renklendirilmesi üzerinde yoğunlaşmış…  Kendisinin geliştirdiği tekniklerle, birçok ses sanatçısı ve sinema oyuncusunun (örneğin; Ferdi Tayfur) fotoğraflarını renklendirip o sektörde varlığını kanıtlamış.

Ardından, 1975 yılında emniyet teşkilatına katılıp yurdun çeşitli bölgelerinde polis olarak görev yapmış. Yanı sıra, teknik çizim, eşkal çizimi ve çeşitli görsel çalışmalara imza atarak, yetenekleri ve sanatsal birikimleri ölçüsünde hizmet vermiş meslek alanında.

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

1998 yılında, polislik görevinden emekli olup ayrılmış Abdullah Yılmaz… Memleketi Adana’ya dönüp sanatsal çalışmalarını burada yürütmüş. Binlerce yıllık tarihi geçmişi olan Adana’nın mimari dokusunu resmetmeye başlamış. Oryantalist tarzda yaptığı yağlıboya tablolarla, Adana’nın nostaljik değerlerinin tanıtımına katkı sağlamış. Ve detaylı bir şekilde çalıştığı portrelerse, oldukça beğeni görerek eklenmiş sanat kariyerine.

Nabzı sanat sevgisiyle atan bir aileye sahip ressamımız… Kızı, çeşitli derneklerde Türk Sanat Müziği solisti olarak yorumculuk yapıyor. Oğlu Eser Yılmaz’sa babasının yolundan giderek kurşunkalem, kömür kalem ve dijital illüstrasyon teknikleriyle başarılı çizimler gerçekleştiriyor.

BİTMEYEN SANAT SEVGİSİ

Resim konusunda, özellikle hiperrealist (fotogerçekçi) yaklaşımlarıyla dikkat çeken Ressam Abdullah Yılmaz, sanat sevgisi hakkında şunları söylüyor:

“Evlatlarımın, sanat alanında başarılara imza atmaları beni çok mutlu ediyor… Kısacası, kendi çevreme, çocuklarıma sanat aşkını aşılayabilmek bile paha biçilmez bir erdem benim için. Yaşamımızın bundan sonraki kısmında da aynı şekilde çalışmalar sunmayı hedefliyoruz… Ve sanatın o muhteşem ışığını çevremize yayarak, ömrümüzün yettiğince dünyayı renklendirmeye devam edeceğimizi umuyoruz.”

Biz insanlar… Bir nesilden diğerine el verip halkalanıyoruz tarihin zincirinde. Uzattığımız avuçta ne varsa, dökülüyor gelecektekilere. Eğer bir tutam sanat serpebilirsek tazecik yüreklere, daha bir huzurla terk-i diyar eyliyoruz dünyayı.