Bitmeyen Mesaiden Alıntılar – Emre Toğrul

Emre Toğrul

“Sağlıklı yaşatmak sanatı”nın yeryüzündeki temsilcisidir hekim.

Tanrı adına yapılan, hep önce onun adı ile anılan kutsal bir meslek.

Uzun ve meşakkatli yıllar gerekir ve aşılması gereken çetin yollar,

O tavsiyeyi, uyarıyı, tembihi, olmazı, oluru söyleyebilme keyfiyeti için.

Ve bu katlanmış tecrübenin katmanlarına dayanarak ahkam keseriz…

Şu yoldan git, şunu sakın yapma, bunu iç, bunu içme deriz insanlara.

“Senin vücudunda yapmam gereken düzenlemeler var hazır ol” gibi,

Komutlar vermek, yüzüne endişe ve korku içinde bakan o insana,

Sonra bir diğerine geçivermek öneri yada tavsiyenin,

Sıradan, kanıksadığımız bir davranıştır bizler için.

Rutin olarak, hergün aynı yakınmayla gelen onlarca sıkıntılı, dertli insana,

Bir nevi abanın altından sopa göstermek gibidir bizimki, haklısınız.

Önce yaşarken kaybedebileceklerini hatırlatır,

Ama sonunda kaybedeceği asıl şey için,

Yaşamı için, hiç oralı değilmiş gibidir halimiz.

Yaparız dedim ya, dışarıdan öyle görünür anlamında dedim.

Kazın ayağına gelince, iş hiç de bu kadar basit değil aslında,

Hekimde insan, hekimde etten, kemikten, ruhtan ibaret bir mahlukat…

●●●●○○○○●●●●

Nasıl zor ve zahmetlidir, hastalığın ve ölümün kesin olduğu dünyada,

Sağıltmak, ümit vermek ve yaşatmak için çalışmak, anlatamam!

Ölümlü, yaralanabilir ve kayıp ettiklerinin telafisinin güç olduğunun,

Kırılgan bir varlıkla uğraştığının farkında olan ilkeli her hekim,

Vermeye çalıştığı sağlık hizmetine rağmen,

Tekrar tekrar aynı kısırdöngünün olacağı çelişkisini bilerek çalışır.

Hastasının iyileşmeme ve ölüm olasılığı bile ona yeterince acı verir.

Bir de tüm çabasına rağmen kaçınılmaz son gelmişse,

Hele hasta ve yakınları onun gözünün içine bakarak,

“Sana güveniyorum doktor” diyorsa o acıyı siz düşünün.

Mesainin sınırları gibi, sınırları belli olmayan bir acıyı anlatmaya çalışıyorum.

●●●●○○○○●●●●

Mesaisi 24 saatin içinde herhangi bir zamandır, her andır dostlar

Hatta yeniden ne zaman başlayacağı bilinmeden, biter gibi yapar o mesai.

Tam mesaim bitti deyip çanta toplanmışken,

Evin yolunda, duşta, uyurken, karnı ağrırken, yada üzülürken,

Telefondan gelen sıkıntılı bir ses yakalayabilir onu.

O ses belki ilk defa, belki bir daha hiç aramamak üzere,

Belki bir tavsiyeyle, umutla, çaresizlikle, çözümsüzlükle aramaktadır.

Ses incir çekirdeği kadar yada dağlar misali bir sorunun ifadesinde,

Bir anormallik, yanlış gidiş, sağlıksızlık yada ölüm ihtimali olası,

Yeni bir mesainin başlama ihtimalinden bahsetmektedir.

Tam toparlanmış, gün bitmiş kendine dönmüşken hekim.

35 yıldır hergün, her an, her akan zamanın her biriminde…

●●●●○○○○●●●●

Halbuki o da aynı zamanda babadır, anadır, dayıdır, teyzedir,

Ya da kendi bizzat çocuktur, sevgilidir, belki de o hastadır.

Görevi gereği başkalarının hayat ateşini yanık tutmaktır ama,

O gece onun da kendini ıslak, sönük, ışıksız hissettiğini kimse düşünmez.

Ve o gece hatta takip eden geceler uyuyamadığını kimse bilemez.

Yaşam vermeyi öyle kutsal kabul eder ki, on binde bir olasılıkları sorgular.

Yaşamak, diri kalmak, ve ölmemek için herşeyi yapan insana

En büyük gerçeği, en kaçınılmaz hakikati,

Hissettirmemek koşulunun bekçisidir hekim…

Sanki hiç olmayacakmış, olmamalıymış gibi yapmak,

Norm sağlığı, sağıltımış sıhhati, esenliği oradan alıp hastaya vermek,

Bilmek, bildiğini anlatmak, anladığını uygulamak, anlattığını belletmek,

Üstelik te ettiği yardımın tüm sorumluluğunu ve cezasını üstlenmek,

Ve bu cennet maskesini sadece kendiyle baş başa kaldığında çıkarmak,

Mesleğinin gereği ve şartıdır.

●●●●○○○○●●●●

İşte tam bunları düşünürken, mesela yazı yazarken telefonu yeniden çalar,

Yine tanıdık bir ses hayat ateşini yanık tutmak için yardım istemektedir.

Nerede, hangi şartta, hangi sıhhatte, yaşamın hangi kıyısında olmasından bağımsız,

Yorgunluk, argınlık, tükenmişlik, soluksuzluk ve bıkkınlıktan bağımsız,

Yanıt arıyan soruyu cevaplamasındadır yaşamının tüm ayrıntısı.

İlk aklına gelen ise birkaç dakika önce sönen başka bir ateş,

Ve o ateşin sahibinin kulaklarından gitmeyen ağır sesidir,

Beklenti dolu, sorumluluk dolu, değere değer katan, kattıkça ağırlaşan sesi;

“Bir sana güveniyorum doktor bey.”

‘’ Sağlıklı yaşatma sanatının’’ hem ırgatı hem ağasıdır hekim.

Bitmeyen mesainin idrakinde, düşünülenin dahasıdır hekim…